Woody Allen
New York Times gazetesinin en yaratıcı çalışan, hemen her gün gazetenin en parlak, en enteresan yazılarını yayınlayan ‘Business’ ekinde cumartesi günü Woody Allen ile ilgili çok enteresan bir yazı vardı.
Yazı konu olarak Woody Allen’ın yaşadıkları ile ilgiliydi ama aslında 'Me Too Hareketi'nin de bir sosyolojik analizini içermekteydi.
Gazetenin bu bölümünü dinamik ve güzel yapan bu çok yönlü, zeki bakış açısıydı. Konu size ne kadar uzak olursa olsun, örneğin lüks saat endüstrisi veya çikolata üretimindeki son durum gibi, yine de ilginizi çekip tutacak sosyolojik analizler yapabiliyorlar.
KAĞIDI ASIL ÖLDÜREN BUNUN YAPILMAMASI ASLINDA
Öldü denilen kağıt gazete yayıncılığının en güzel örnekleri veriliyor bu bölümde.
Woody Allen anılarını anlattığı bir kitap yazmış. Benim gibi milyonlarca hayranının alıp okuyacağı kesin olan bir kitap bu. Hem Allen ayrıca çok da iyi bir yazar. Benim 1990’lı yıllardaki mizah yazarlığımı ona borçlu olduğumu söyleyebilirim.
Eskiden yayıncıların milyonlarca dolar ödeyip yayın haklarını satın alacakları kesin olan bu kitabı bugün hiçbir yayıncı istemiyormuş.
1992'DE PATLAYAN SKANDAL
Sebep olarak 1992 yılında ortaya atılan seksüel taciz iddialarını gösteriyorlarmış.
Birçok yayıncı "Kitap çok satsa bile yine de işimi riske atmam" diyerek kitabı basmayı reddediyormuş.
Me too hareketinin gazabını çekmekten korktuklarını da açıkça söylüyorlarmış.
Hatta bazı yayıncılar korkularından kendilerine getirilen çalışmayı okumaktan bile çekiniyorlarmış.
TABLOİD YAYIN ŞEHVETİ
Cinsel taciz iddiası 1992 yılında patladığı günlerde ben yine New York’taydım. Şehrin tabloid gazetelerinin adeta zevkten çıldırdıklarını, Allen’ın aleyhine şehvetle yayın yaptıklarını net hatırlıyorum. Hemen her gün tabloid gazetelerin kapaklarında bu konu vardı. Allen’ın eşi Mia Farrow kocasının evlat edindikleri 7 yaşındaki kız çocuklarına usulsüz bir şekilde dokunduğunu anlatıyordu. Aile bölünmüş, çocuklardan bir bölümü Farrow'u diğer bölümü de Allen’ı destekliyordu. Soruşturma başlatıldı ve bir cinsel taciz delili bulunmadı. Konu o dedi bu da böyle dediye döndü.
SKANDALLARIN YAŞAM ÇİZGİSİ
Bu tür skandalların bir tür yaşam evresi vardır. İlk önce konu patlar sonra bir süre sürünür küçük patlamalar şeklinde minik ilgili skandallar da olur sonra kamuoyu konudan sıkılır ve iş unutulur gider. Bu konuda da böyle oldu. Bayağı uzun zaman geçtikten sonra Allen süreçte yara alsa da ölmeden, silinmeden bu işten kurtuldu. Hatta suçlamayı yapan Mia Farrow’un daha fazla yara aldığı bile söylenebilir.
ME TOO HAREKETİ O GÜN OLSAYDI
O günlerde henüz Me Too hareketi ortada olmadığından Farrow bugün olsa zaferle çıkacağı o tartışmayı o günlerde kaybetti sayılabilir.
İşte 1992 yılında yaşanılan o olaylar nedeniyle bugün yayıncılar Allen’ın anı kitabını yayınlamaktan korkuyorlar "Ya Me Too hareketinin hedefi olursak" diye endişeleniyorlar.
Hollywood zaten dışlamıştı Allen’ı şimdi de yayıncılar yapıyor aynı şeyi.
Birçok kadın arkadaşım bugün Allen’ın yaşadıklarına büyük ihtimalle sevineceklerdir biliyorum ama Me Too Hareketi de tüm mücadelesinde daima adil ve bilinçli olmak zorunda. Yoksa haklı mücadelesi bir cadı avına, kamusal linç hareketine dönüşebilir. Bazen yanlış, kasti, arkasında başka şeylerin olduğu asılsız suçlamaların da olabileceği ihtimali daima akılda tutulmalı.
Me Too hareketinin uzun dönemli başarısı daima adil olmasına dayanıyor.