Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        REKLAM

        Hamit Turgut...

        Birkaç akıl hastanesi ona yaptıklarının tepki çekmemesi, yasal problem olmaması için 'Delidir, sorumluluğu yoktur' belgesi verebileceklerini söylemelerine rağmen o hepsini reddetti.

        Halbuki onun babasında bu vesika vardı, bu yüzden dedemin başı hiç belaya girmemişti.

        Örneğin bir defasında yan komşusunu "Tavuğunu bizim bahçeye sokma çiçeklere zarar veriyor" diye uyarmıştı. Dedem çiçek uzmanıydı şimdi babam onun çiçekler üzerine yazdığı kitabı buldu, evini botanik bahçesine çeviriyor.

        Yan komşu dedemin uyarısını dikkate almamış.

        Dedem sabah 7 civarında kahvaltı olarak ilk rakısını içerken tavuğun tekrar bahçesine girdiğini görmüş ve babaannemin, yan komşunun ve babamın gözü önünde tavuğu yanına çağırmış ve başını sevmeye başlamış.

        Sonra bir yudum daha içtikten sonra tavuğun başını tek hamleyle koparmış.

        Tavuk o başsız haliyle bahçede biraz daha dolaşmış. sonra ölmüş.

        Babam da tavuğu o halde dolaşırken gördüğünde delirmiş olabilir gerçi babaannem onun doğuştan deli olduğunu bize daha sonra anlatmıştı.

        Komşu polis çağırmış ama deli vesikası olduğundan dedeme bir şey yapamadılar.

        ***

        Şimdi babam da üstünde üç bıçakla dolaşıyor. Durmadan Nietzsche ve Schopenhauer okuyor, tüm insanlıktan nefret ettiğini anlatıyor ve bana da bunu tavsiye ediyor. Benim de bu tavsiyeyle bir sorunum yok.

        Mekanizmasına bastığında ucundan bıçak çıkan bastonu da var. O da hep yanında. Korkum deli vesikasını almadan eyleme geçerse içerden çıkması zor olacak gibi geliyor bana.

        Kendi deyimiyle başladığı günden bu yana 20 tona yakın rakı içmiş, buna içtiği diğer votka veya viski gibi içkiler dahil değil.

        İçmeye başladığı yılda aynı zamanda tütüne de başlamış.

        Anlayacağınız babam bir Yeşilay kampanyasında posterde kullanılmaya pek uygun değil.

        ***

        Babamın ağzı bir tuhaf örneğin ağzından pipo hiç çıkmadığı halde pipo orada dururken rakı da aynı anda içebiliyor.

        Ben sigarillo ve viski ile aynı şeyi denedim ama olmadı sigarillo bacağıma düştü canım yandı.

        Bir keresinde sönmüş olan piposunu yakmaya çalışırken tek elinde piposunu da tutuyordu. Çakmağın gazı kalmamış; gaz doldurdu ve çaktı. Çakmak yerine parmağı yandı o hiç istifini bozmadan yanan parmağıyla piposun yaktı ve rakısını yudumladı. Galiba insan 90 yaşını aşınca artık canı da yanmamaya başlıyor olabilir.

        ***

        Annem hayattayken bir gece evde oturuyorduk.

        Babam odasına çekildi ve sessizdi. Hatta rakısını yenilemek için dışarıya bile çıkmayınca nihayet yıllardır dediğini yapmış olduğunu ve intihar ettiğini sandım.

        Gece yarısına doğru odadan çıktı.

        Fakat muazzam bir tuhaflık vardı. Fenerbahçeli olan babamın suratı Beşiktaş'ın çubuklu formasına dönüştü. Siyah-beyaz şeritler oluşmuştu suratında.

        "Evde boya da yok ne yaptın" diye sorduk merak ve endişeyle. "Hiiiç sadece şunu içtim" dedi.

        Ben ilk önce masasının nedense hep üstünde duran fare zehrini içtiğini sandım.

        O zehrin neden hep orada durduğu meçhul, evimizde hiç fare sorunu olmadı da.

        Onu değil yanındaki şişeyi içmiş ve o da saf alkolmüş. Onu içmeyip uzaya gönderilecek bir füzeye koysanız füze Pluton'a kadar rahat gidebilirdi.

        Babam şişeyi bitirince sarhoş olmadı ama yüzünde o siyah-beyaz şeritler oluştu. Ne yazık ki kalıcı olmadı, olsaydı babam Çarşı grubunun doğal lideri olabilirdi.

        ***

        Yakında 94 yaşına girecek ve bu aralar insanın kendi idrarını içmesinin sağlığa ne kadar iyi geldiğini anlatan kitaplar da okuyor. Babamı görünceye kadar bu konuda yazılmış bu kadar fazla eser olduğunu da bilmiyordum

        Artık bilemem ilerde neler olacak, hiç bir fikrim yok.

        Diğer Yazılar