Benim burnum skandal kokusunu iyi alır
Oda TV'nin haberinde "Bu fotoğrafı hangi Hürriyet yazarı çekti" başlığıyla verilen fotoyu görür görmez ben hiç düşünmeden "Ertuğrul Özkök" dedim.
Çünkü abartılı bir sözde ahlak patlaması yaşamakta olan Türkiye ve onun medyasında skandalları seven, seksüel konuları çekinmeden yazabilen, bu kadar ciddiyet arasında eğlenmeyi sürdürebilen çok az insan kaldık.
***
Nitekim haberin içeriğini okuduğumda Tansu Özkök’ün fotoğrafın eşi Ertuğrul Özkök tarafından çekildiğini sosyal medyada yazmış olduğunu öğrendim.
Bizim eşlerimiz fotoğraftaki gibi bir olay meydana geldiğinde bizlerin dikkatimizi ona çeken türden kadınlardır. Bir de bu tür bir görüntüye dikkatini yoğunlaştırdığından dolayı eşine kızan kadınlar da vardır tabii ki. Bu ikinci kategoride yer alan kadınlar böyle bir olay, bir futbol sahasında veya nerede olursa olsun, meydana geldiğinde bir erkeğin buna dikkatli bakmamasının imkansız ve doğa dışı olduğunu nedense anlamazlar. Allah'tan ben bu ikinci kategoride yer alan türden kadınlarla hiç karşılaşmadım.
Benim babaannem bile hayatta olsaydı bu görüntü ortaya çıktığında benim dikkatimi buna kesinlikle çekerdi. İlgilenmesem de büyük ihtimalle döverdi beni.
Kinsey Wolanski, Tottenham - Liverpool Şampiyonlar Ligi finalinde sahaya girerek herkesi şaşırttı.***
Fotoğrafa uzunca bir süre dikkatle bakınca bir ağlama duygusu bastırdı içimi. Bunun bir de babamda olduğunu bizzat görmüştüm. Bir gün ikimiz kafede oturuyorduk. Babam adeti olduğu üzere geçen güzel kadına uzunca baktıktan sonra ağlamaya başladı. İnsani dramlarla veya insanlarla genelde pek ilgilenmediğinden onun ağladığına pek şahit olmamıştım. Hayrola diye sorunca da "Yaşım gereği yapmayı isteyip de yapamayacağım her şeyi hatırladım da onun için ağlıyorum" demişti. Ben de onu anladığımı söylemiştim. 94 yaşına gelmekte olan bir insanın hala daha bunu dert edebilmesi bir anlamda mucize gibi bir şeydi. Ayrıca bu benim için kötü bir haberdi de çünkü bu yaşında bunu dert edebilen bir insanın daha uzun süre yaşamaya kararlı olduğunun da deliliydi bu.
***
Benim fotoğrafı görünce içime basan ağlama duygusu da babamın ki gibi bir duygu patlamasıydı işte.
Fakat bir yandan da burnum yine bir skandal kokusu almaya başlamıştı.
Hayır bu fotoğrafı Ertuğrul Özkök’ün çekmiş olması değildi bahsettiğim skandal. Aksine eğer olaya şahit olduğunda fotoğrafını çekmez ise, bu bir skandal oluştururdu. Bu fotoğrafın var olması bildiğimiz anlamıyla medeniyetin hala daha sürmekte olduğunun bir göstergesiydi bana göre.
***
Ancak eğer Tansu’nun dediği doğruysa ve eğer bu olayın fotoğrafını sadece Ertuğrul Özkök çekmişse bunda bir tuhaflık vardı. Olay Şampiyonlar Ligi finalinde gerçekleşti. Yani her tarafın muhabirle dolu olması gerekiyordu. Ve eğer orada bulunan gazeteciler bu olayı görmezlikten geldilerse bu gazetecilik mesleğinin gerçekten ölmüş olduğunu gösteriyordu.
Dünyanın her yerinde gazeteciler böyle bir kadını nerede görüyor olursa olsunlar muhakkak onun peşinden giderler. Hatta bir kısmı bunu haber yazmak için bile yapabilir.
Ertuğrul Abi ve ben de gideriz peşinden onun.
Sonra maalesef biraz araştırmacı gazetecilik yapmak zorunda kaldım. Özkök’e mesaj attım ve "Fotoyu gerçekten sen çektiysen bana da gönder de yazacağım" dedim. O da fotoğrafları gönderdi ama kendisinin çekmediğini söyledi; sadece fotoğrafları bulup yollamıştı eşine.
"Galiba Tansu fotoğrafı yollamış olmamı yanlış anlayıp benim çektiğimi sanmış olmalı" dedi.
Ancak bu mesajından kısa süre sonra Tansu’nun Instagram sayfasında "Bu fotoğrafı çektiğini bana Ertuğrul söyledi" diye de yazdığını söyledi.
***
Umarım kime inanacağımı sormayacaksınızdır bana.
Ama bizleri tanımayanlar için meseleyi yapabildiğim kadarıyla basitleştirerek anlatmaya çalışacağım.
Bizim eşlerimiz bizlerden çok daha prensip ve ilke sahibi insanlardır. Gerçi karşılaştırma yapıldıkları insanlar Ertuğrul ve ben gibileri olunca bu onların büyük gayretler göstermesi anlamına da gelmiyor. Yani sadece tek bir prensipleri de olsa bu onları büyük göstermeye yetip de artabilirdi.
Büyük ihtimalle bizlerin de bazı prensiplerimiz vardır ama şu an bunları say deseniz emin olun sayamam...
***
Yani diyeceğim o ki bu son olayda ben Tansu Özkök’ün doğruyu söylediğine inanmaktayım.
Ertuğrul Özkök de doğruyu söylüyor gibi konuştu bu olayda ama o yalan söylediğinde hep yapar zaten bunu. Bir de bu son olayda fotoğrafı gördüğünde sinir sisteminin tamamen, aniden çökmüş olduğunu tahmin ediyorum. Dolayısıyla ortada skandal filan ne yazık ki yok sadece insani bir davranış durumu var.