Makul olmak ve davranabilmek
21’inci yüzyılın ilk yarısında ‘Makul’ saldırı altıdaydı. Global düzeyde insanlar makul olanı hayatlarının her alanından çıkarmak için özel gayret gösteriyor gibiydiler. Bu gayret Türkiye’de de özellikle çarpıcıydı. Siyasette, dış politikada, özel ilişkilerimizde, belagatimizde makul olmayanı yapmak ve söylemek için çalışılıyor gibiydik uzun süredir.
***
Makul davranmak, akla mantığa uygun davranmak anlamına geldiğinden bundan uzaklaşmanın hem bireysel hem de toplumsal maliyetleri olacağı kesindi. Nitekim Türk insanı makulden uzaklaşmanın bedelini hem bireysel hayatında hem de toplumsal yapısında hemen her gün ödemekte.
***
Makulün Türk siyasetine döneceğine ben Ekrem İmamoğlu’nun ortaya çıkması ile ve ona toplumdan gelen sevgiyi görünce yeniden inanmaya başladım. O güne kadar makulü bir daha görebileceğimize inancımı yitirmek üzereydim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da makulü görebildiğine ve istediği takdirde bunu toplumun hayatına tekrar sokabileceğini düşünüyorum.
İşte bu yüzden ben Cumhurbaşkanı’nın kendisinden görüşme randevusu istemiş olan İmamoğlu’na randevuyu bir an önce vermesine çok önem veriyorum. O randevu bir makuller zirvesi olarak gerçekleştiğinde Türk siyasi yaşamında gerçekten çok güzel şeylerin olacağına inancım tam.
***
Ancak siyasette olacakları beklemek yerine hepimiz hayatımızın her alanında makulü kendi yaşamımıza aktif biçimde sokmak için gayret göstermeliyiz. Normalleşmemizin tek yolunun buradan geçtiğini ve bunu yapmanın üstümüze vazife olduğunu görerek hayatımızdan makulün kontrolünü hiç eksik etmemeliyiz.
Hayatımızın her alanı, her ilişkimiz, sokakta yürürken düşünmeden alışkanlıktan dolayı yaptığımız her rutin davranış bile makulün disiplini altına alınmak zorunda.
Makulün sınırları dışına çıkan davranışlar, tavırlar gördüğümüzde ki buna hepimiz her gün muhatap oluyoruz bu toplumda, bunları eleştiri süzgecinden geçirip makule sahip çıkılmasını sağlamalıyız.
Eğer Türkiye tekrar makul, düzgün bir ülke olacaksa eğer bunun hem şahsi hem de politik gayretle olabileceğini görmeliyiz.
***
Ben bu makul olma meselesini yoğun olarak düşünmeye Kuzey Irak Kürt Bölgesi bayrağı açtıkları için turistlerin dayak yemesi olayından sonra daha çok düşünmeye başladım.
Bayrak açtığı için bir insanı dövmek gayet tabii ki makul olmayan bir davranış.
Ancak meselenin bir başka yönü de var. "Turist olarak gittiği ülkede bayrak açma acaba makul bir davranış mıdır?" bu da sorulmalı.
Ben bugüne kadar çok gezdim gittiğim hiç bir ülkede eğer bir milli maçta değilsem bayrak açmak hiç aklıma gelmedi. Sadece Galatasaray Avrupa şampiyonu olduktan bir gün sonra Portekiz'e gitmiştik orada ben ve karım elimizde Galatasaray bayrakları ile dolaşmıştık bir süre.
***
Türkiye’ye gelecek bir turistin bu toplumun hassasiyetlerine uygun davranmasını beklemek de makuldür. Ben bir ülkeye gittiğimde benden beklenen makul olanın bu olduğunu düşünür ve ona uygun davranırım.
Hele de burnumuzun dibinde yaşamakta olan ve geceleri Türk televizyonu izlediklerine emin olduğum Kürt turistlerin Türkiye’de Kürt Bölgesi bayrağının yanlış anlamalara yol açacağını bilmeleri ve bunu yapmamaya gitmelerini de beklemek makuldür.
Haydi onlar gayrı-makul davrandı ve yine de açtılar bayrağı, dayak yememelerini beklemek de aslında makul olanıdır ama dediğim gibi uzunca süredir makul olanın dışına çıkmış olduğumuzdan, makulün ne olabileceğini unutmaya başladığımızdan "Bu yaptıklarından dolayı dayağı da hak ettiler" düşüncesi makul sayılabiliyor artık. Yeni normal gibi yeni makul de böyle olabiliyor artık.
***
Toplum olarak eğer normalleşeceksek, bu ülkenin yurttaşları olarak her birimiz kendi davranışlarımızda, düşüncemizde makulü arayıp bulmak zorundayız.
Örneğin ben yazı konuları düşünürken, yazıyı yazmaya fiilen girişmeden önce bunu kafamda yazarken makulün kontrolün artık hep yapmaya çalışıyorum.
Türkiye’nin de makul bir dış politikaya, makul bir eğitim sistemine, makul bir ekonomi politikasına ihtiyacı var, ilgili bakanlardan da beklentim sadece makul olmaları.
CHP bunu ucundan yapmaya çalışıyor beklentim Ak Parti'nin de işe acil soyunması.
***
Dünyada bir uçakta bebek emzirilmesi tartışması yaşanıyor. Bu basit görünebilecek konu bile makulün kontrolünü gerektiriyor. Bunu bir egzersiz olarak yarın yapmayı ve bu konuyu yarın yazmayı düşünüyorum.