Me Too hareketinin Pirus zaferi
Hareketini ayakta, canlı tutmak için kendisine yüksek düzeyde tanınırlığı olan yeni bir vaka aramakta olan Me Too hareketi son olarak New York’ta konser vermeye hazırlanan Placido Domingo’yu hedef almıştı. Konuyu daha önce yazdım ama herkese hatırlatmak için ve böylece yeni gelişmelerin anlamını da kavrayabilmemiz için daha önce olanları özetle hatırlatmam gerekiyor.
*
New York opera ve balesi çalışanlarından 20 kadın Domingo’nun kendilerini taciz ettiğini söylüyor. Domingo, kadınlarla yaşadıklarının anlaşmalı olduğunu ve eğer kendisi hakkında bir karar verilecekse bunun suçlamaların soruşturulmasından sonra yapılmasını istedi. Fakat hareket o kadar beklemek istemiyordu. Hemen ceza kesilmesi yolunda baskı yapıldı ve Domingo’nun New York konserleri iptal edildi. Domingo, söylentilerin Los Angeles operasına da zarar vermesini engellemek için oradaki yöneticiliğinden de istifa etmek zorunda kaldı.
Placido Domingo.
*
Bütün bunlar yaşanırken Domingo istikrarlı biçimde suçlamaları kabul etmiyordu. Bu son gelişmeleri özellikle bu dünyada cinsel haksızlıkların ve kadınlara baskının ortadan kaldırılmasına gerçekten inanan herkesin dikkatle izlemesi gerekiyor. Çünkü bugüne kadar birçok güzel iş yapmasına rağmen arada haksızlıklara da yol açmış olan Me Too hareketinin bu son zaferi uzun vadede yenilgisine yol açabilecek bir Pirus zaferine dönüşme tehlikesi de içeriyor.
*
Ortada yapılan suçlamaların hiçbir araştırma sonucu yok. Sadece kadınların dediği ile erkeğin dediği var ortada. Eğer Me Too hareketi her yeni iddia ortaya atıldığında kadınların dediğini otomatik olarak doğru kabul etmemizi istiyorsa -ki bunu ister gibi davranıyorlar- bazıları da bunu neden böyle yapmamız gerektiğini sorabilir. Ve bu soru toplumda Me Too hareketinin başarılarına ve ondan korkulmasına rağmen sorulmaya başlandı bile.
*
Me Too hareketi kadınların kin tutma, öç alma duygularının olmayacağına ve kızdıkları bir erkekten intikam almak için yalan söylemeyeceklerine inanmamızı istiyorsa açıkça söyleyeyim bu hem bilimsel hem de gerçekçi olmaz. Erkekler de böyle davranabilir kadınlar da, hatta duyguları incinmiş kadın hayli acımasız da olabilir. Domingo’ya suçlama getiren 20 kadının hepsi de intikam duygusuyla yalan söylüyor demiyorum. Ancak bazı kızgınlıkların, kıskançlıkların olması ihtimali de var diyorum. Bu işin Me Too hareketi adına gerçek bir zafere ulaşması için Domingo’nun talep ettiği gibi suçlamalar araştırıldıktan sonra konserler iptal edilseydi keşke diyorum. Me Too hareketi bunu yapacağı yerde hızla darbe indirdi ve şu anda kadınların daima doğru ve dürüst olduğu ve erkeklerin hep yalan söylediği bir hayali dünya için savaşıyor gibi gözüküyor.
*
Bunu söylerken tabii ki yarın piyasaya çıkacak Ronan Farrow’un Catch and Kill kitabında anlattığı erkek egemen şirket kültürlerinde örneğin NBC’de bu ortamın taciz iddialarını nasıl bastırabildiğini de unutmuyorum. O ortamın da yalanların da ortadan kaldırılması için iyi bir kurumsal kontrol, denetim ve soruşturma sistemi oluşturulmasından başka çare yok gibi gözüküyor.
*
Harvey Weinstein vakasını ortaya çıkarmış olan gazeteci Ronan Farrow, Woody Allen ile Mia Farow’un çocukları, babası hakkında ne hissettiği de sadece annesinin soyadını taşımasından belli taciz olaylarını neredeyse sadece o New Yorker dergisine yazıyor bir süredir. Şu son Domingo vakasına da bir el atsa iyi olur mu acaba bilmiyorum çünkü Allen hakkındaki taciz iddialarından sonra bu çocuğun bilinçaltının hayli zedelendiği de belli. Objektif olma çabasına rağmen o da annesi gibi kadınların daima doğruyu söylediğine inanıyor gibi davranıyor.