Çöküş
Dördüncü Enternasyonalin teorisyenlerinin ve neo-Markistlerin ‘Geç Kapitalizm' (Spatkapitalismus) diye adlandırdıkları sistem, geç kapitalizmin en büyük örneği olan Amerika’da çökmeye başladı.
Marksist teori içindeki bir kol, kapitalizmin kendi iç ekonomik çelişkileri nedeniyle kendiliğinden çökeceğini savunur. Bunların çözümlemelerini çok ekonomi ağırlıklı ve teknik gören bir başka grup da kapitalizmin insana değer vermeyen adaletsiz yapısı nedeniyle sosyal başkaldırı sonucunda dünyadan silineceğini düşünür.
Bu iki düşünceyi sentezde buluşturanlar ise kapitalizmin kendi iç ekonomik çelişikleri ile otaya çıkan insanı silen buhranların insani tepkileri tetikleyeceğini ve sistemin böyle çökeceğini savunur.
ÇÖKÜŞÜN SEMBOLÜ
Amerika’daki geç kapitalizmin ne kadar da çürümüş ve soysuz bir sistem olduğu salgın başladıktan sonra net olarak ortaya çıktı.
Kapitalizmin çöküşünün sembolü eskiden bir Ernest Mandel, Rosa Luxemburg, veya Frankfurt Okulu olabilirdi ancak bu defa sistemin çöküşünün sembolü olarak solunum cihazı tarihe geçecek gibi gözüküyor.
Merkezi planlamadan kaçınan geç kapitalizmin ekonomi düzeninin yaptıklarına bi bakar mısınız lütfen:
1- Birçok fabrikası hemen üretime geçebilecek durumda boş duran General Motors’un isterse tüm dünyaya yetebilecek miktarda solunum cihazı üretebileceği biliniyor.
2- Ancak bu potansiyeli bulunan Amerika’da New York’ta solunum cihazları yetmediğinden hastalar ölebiliyorlar.
3- Çünkü bu ortamda bile GM yönetimi kendilerine önerilen cihaz başı fiyatı beğenmediklerinden bugüne kadar üretime geçmediler.
4- Onlardan cihazı alamayanlar da Türkiye dahil birçok ülkeyle rekabet içinde global piyasaya çıkıyor ve cihazı o piyasadan edinmeye uğraşıyor.
5- Sonunda hem New York’taki hasta için geç kalınıyor ve Türkiye gibi diğer ülkelerin ihtiyaçları olabilecek cihazları alması da zorlaşıyor.
6- Amerika’da serbest piyasaya dayalı liberal bir ekonomi olmasaydı, bir (emredici olmayan) merkezi plan yapabilen devlet olsaydı hem Amerika’nın hem de dünyanın ihtiyacı karşılanacak, ne üretici ne hastalar mağdur olacaktı.
İNSANI MERKEZE KOYAN SOSYALİZM
Trump sayesinde çöküşü hızlanan geç kapitalizm düzeni, bu dünyada insanı ve onun ihtiyaçlarını merkezine koyan bir sosyalizme ihtiyaç olduğunu gösterdi.
Solunum cihazı yok diye bazı insanlar can çekişirken bunu hızla sağlamak yerine ne kadar para kazanırızı ve fiyatları tartışan bir sistem çoktan intihar etmiştir bence.
Çünkü insanlar bu salgın döneminde sistemin kendilerine hiçmişler gibi davrandığını gördüler.
Bu salgının yayılması yavaşladığında ben ABD’de gençler arasında zaten çok popüler olan sosyalist düşüncenin yeniden tırmanmaya başlayacağını ve Bernie Sanders’in önerdiği yeni sağlık sistemi ile yeniden tırmanmaya geçeceğini ve onun sonunda sistemi ile birlikte Trump’ı Beyaz Saray’dan çıkaracağını düşünüyorum.
NASIL BİR SOSYALİZM?
Geçmişte Türkiye’de bir ekonomist olarak katıldığım siyasi tartışma programlarında ben planlamanın önemi fikrini her ortaya attığımda karşımdakilerin emredici planı ve Stalinizmi algıladıklarını gördüm.
Bu algı ve bunun yarattığı korku insanı merkezine koyan yapılabilir ve sürdürebilir olan bir sosyalist projeyi engelleyici olabilir.
Bu nedenle sosyalistlerin nasıl bir plan istedikleri konusunda iyi düşünmeleri ve bunu sıkça anlatmaları gerekiyor.
EMREDİCİ DEĞİL TEŞVİK EDİCİ PLAN
Piyasa sistemini ret etmeyen hatta onunla çalışan bir merkezi plan mümkündür. Bu sistemde merkezi plan piyasalara tespit ettiği fiyat ve teşviklerle üretim ve gelecekte neler bekleneceği mesajlarını verir. Piyasadaki Tüm üreticilere girdi ve çıktılarında fiyat garantisi veren ve bu fiyatların ilerde nasıl olacağının beklentilerini netleştiren bir model mevcuttur. Rus-Amerikan ekonomist Wassily Leontieff girdi çıktı modellerini ilk yaptığında bunun uygulanmasına yardımcı olacak ekonometri modeller ve ileri düzeyde bilgisayarlar yoktu. Ama şimdi bunlar mevcut.
BU SİSTEM SOLUNUM CİHAZI SORUNUNA NASIL YAKLAŞIRDI
Yine solunum cihazları örneğiyle açayım konuyu. Eğer bu sistem şu anda ABD’de olsaydı merkezi plan otoritesi ilan edeceği fiyatlarla GM gibi üretici şirketlere malına fiyat garantisi ve girdilerine de tedarik ve fiyat garantisi verebilecekti. Yani eğer öncelikle insanın ihtiyaçlarını düşünen siyasi bir düzende ekonomiyi de bu ihtiyaçları öncelikle merkeze alacak şekilde düzenlemek hem mümkün hem de kolay.
Böyle bir dünyanın yapılabilir ve sürdürebilir olduğunu hayal etmeye başlarsak adil olmayan düzenlerden kurtulabiliriz.
Marx da Lenin de Troçki de aslında birer hayal kurarak başlamışlardı tüm yazlarını yazmaya. Dünyanın bizlerin yeni hayaller kurtarmamıza ihtiyacı olduğu ortaya çıkmış durumda.