Sıcak Bölge'den panik notları-36
İnziva günlerinde benim kendimi ayakta tutabilmek için tercih ettiğim yiyeceklere uzaktan daima suratında bir tiksinti ifadesiyle bakan Rana, "İnsan gibi yemeyi de denesen arada bir" türünden şeyler söylüyor.
Dikkat ediyorum da zaten normal olarak birbirimizden 2 metre 20 santim uzaklıkta oturuyoruz ama ben yemek yemeye başladığım anda Rana daha da öteye -beş veya altı metre uzağa- kaçıyor. Tercih ettiğim yemekler ona tiksinti verici geldiğinden galiba 2metre 20 santim uzaklıkta kalırsa yemeğin kazayla üstüne sıçrayıp kendi normal bildiği yaşamının sona ereceğini filan düşünüyor olabilir.
*
Sakın ha "2 metre 20 santim öteye yemek nasıl sıçrayabilir" filan diye de hiç düşünmeyin.
Benimle tanışmadığınızdan bunu düşünebilirsiniz ama emin olun konu ben olduğumda eğer biraz gayret edersem yemeği 6 metre öteye bile sıçratabilirim. Benim aşırı sakarlık diye nazik biçimde tanımladığım bu durumumun Rana bir tür vahim hastalık olduğunu düşünüyor. Bu arada benimle tanışmadığınız için de çok şanslısınız
Neredeyse 360 dereceye varan şaşılık ve maksimum genel dengesizliğim nedeniyle ben yemek yerken her an her şey olabilir.
Rana bir ara ben yemeğimi yerken karşıda tehlikeli maddelerle uğraşan personelin giydiği türde bir kıyafetle oturmayı bile düşünebilmişti. Ben yemeğimin keyfini çıkarırken karşıda astronot kıyafetli bir kadının oturmasının şık olmayacağını söylememe de nedense çok kızmıştı.
*
Son favorim olan içinde peynir eritilmiş donmuş makarnayı yerken beni gördüğünde galiba onu 6 metre öteye kaçmak da kesmemeye başlamış olmalı ki New York’un tüm riskine rağmen evden dışarıya çıkmaya hazırlanmış ve ancak ben yemeğimi hızlı yedikten sonra sakinleşip evde kalmıştı.
Montunu çıkardıktan sonra da yemeğim kastederek "Senin bile bu seviyenin altına düşmen mümkün değil" diye konuşmuştu.
*
Bu son lafı karımın aslında beni hiç tanımadığını da gösteriyordu.
Söz konusu olan kendime zarar vermek ve bunu yaparken seviyemi daha da aşağılara çekmek olduğunda ben birdenbire çok becerikli bir insan haline dönüşüveririm. Karım beni sürekli beceriksizim sandığından bu becerimin de farkında değildi herhalde.
*
Onun peynirli makarnayı kastederek bu düzeyin de altına düşmen senin için bile mümkün olmamalı lafı beni ateşlemişti. Bunu kendime yönelik bir hakaret olarak görmüş ve o seviyemi daha da aşağılara çekeceğim başka bir yemek arayışına başlamıştım.
*
Arayan belasını bulur derler ya sonunda o aradığım yemeği de bulmuştum gayet tabii ki. Dedim ya seviyemi düşürmem söz konusu olduğunda son derece başarılıyımdır ben.
*
Bulduğum yiyecek aslında efsanevi olan hakkında bir çok şehir efsanesi anlatılan bir tür kült yemekti.
İkinci Dünya Savaşı'nda cephedeki askerleri beslemek için icat edilmiş bir konserve et benzeri bir şey bu. Adı da ’Spam’. Adı da yemeğin kendisi gibi anlamsız.
Monthy Paython ’Spam Song’ şarkısı bile var.
*
Eğer duyarlı bir insansanız yazının bu bölümünü isterseniz okumayın çünkü size elimden geldiğince bu 'Spam’i anlatmaya çalışacağım.
Bence mezbahaya sokulan tüm dört ayaklı hayvanlar kesildikten sonra insanların yemesi için uygun parçalar sıyrıldıktan sonra geride kalan çöpe atılması gereken bölümleri toparlamışlar ve bunların hepsini bir makinede karıştırıp ortaya pateye benzer yumuşak, jelatinli bir şey çıkarmışlar. Bunu da konserve kutusunun içine doldurmuşlar
Sonucu sizde görün diye fotoğrafını da çektim. Eğer editörün midesi kaldırırsa belki onu da yazıya koyarlar da siz de görürsünüz.
*
Bunu yedim!
Bence beslenme adetleri söz konusu olduğunda kimse düzeyi bundan daha aşağıya mümkün değil düşüremez.
Rana beni tanımayı reddettiğinden bunu başaracağımı da görememişti işte.
Ancak ben 'Spam' yediğimden dolayı Rana’nın da virüsü sonunda kapmış olması ihtimali büyük.
Çünkü ben bunu yerken midesi bulandığından artık dayanamadı ve dışarıya çıktı, iki saat de dönmedi.
Dönüğünde ben Youtube'da Monthy Paython’dan Spam Song’u dinlemekteydim. Karıma şarkıya birlikte eşlik etmemizi teklif ettim "Evden giderim bir daha hiç dönmem veya daha da iyisi sen temelli gidersin" dediği için şarkıya eşlik etmemiz fikrinde fazla ısrarcı olmadım..