Sıcak Bölge'den panik notları-98 (Bir komplo gerçekten var galiba)
"100" dediğimde noktalayacağım bu seride hiç bir yazıda özelikle Amerika’da üretilen komplo teorilerine rağbet etmedim.
Üstelik Türkiye’deki yazışma gruplarım ve arkadaşlarımın bu komplo teorilerine çok ilgi duyduklarını görmeme rağmen bu işe hiç girmemeye özenli davrandım.
Halbuki ben de şöyle oturaklı ve içi dolu, kapsamlı komplo teorilerini severim. Buna rağmen duygularımı baskı altına aldım.
*
Tabii başlangıç önerisi ne kadar deli saçması olursa olsun her komplo teorisinin doğru gibi gözükmesini sağlayan bilgiyle içi bir şekilde mutlaka doldurulur.
Komplo teorinize Bill Gates’in aşı yapmak yerine insanların derisinin altına çipler yerleştirip tüm insanlığı kontrol edeceği gibi nereden baksanız saçma olduğu belli olan bir öneriyle başlasanız dahi bunun bile içini dolduruyor gibi gözüken bilgileri biraz çarpıtıp amacınıza uydurarak söylemeniz mümkün.
Bu komplo teorileri dünyasının bilinen gücüdür de. Ortaya atılan tez ne kadar saçma olursa olsun bunu destekleyecek bilgileri oradan buradan bulup bunun içini doldurmak daima mümkündür.
*
Bu nedenle komplo teorilerinin her türlüsü her zaman inandırıcı olma potansiyeline sahip olabilir.
Örneğin PEW Research Center geçen ay halka kovid virüsünün bazıları tarafından planlanarak yayıldığına inanıp inanmadıklarını sorunca yüzde 71’i buna inandıklarını söyleyebildi.
Bakınız bu aralar Hillary Clinton’un bir pedofili çetesini yönettiği ve çocukları cinsel köleliğe ittiği eski teori bile yeniden konuşulabiliyor. Bill Gates ile Hillary deyim yerindeyse komplo dünyasının yıldızları durumundalar.
Amerika’nın eski başkanın eşi olan, yıllarca dışişleri bakanlığı yapmış bir kişinin pedofili çetesi yöneticiliği gibi bir işi nasıl bu kadar zamandır gizlice yapabildiği gibi mantıklı bir soruyu sormaya gerek duymadan buna bile inanabiliyorlar.
*
O nedenle siz de bir komplo teorisi yaymak isterseniz hiç tereddüt etmeyin. Nasıl olsa sosyal medya gibi yalanın çok rağbette olduğu, çok sevildiği bir ortam da var elinizde. Atın teorinizi ortaya sonra da içini dolduracak bilgi kırıntıları oradan buradan mutlaka bulursunuz. (Bulabilir miyim diye hiç merak etmeyin internet ortamı bir lüzumsuz bilgi çöplüğüdür, biraz arayınca ister aradığınız bilgiyi ister de belanızı da mutlaka bulursunuz.)
*
Tavrım böyle olduğundan bugüne kadar 100’üncüsüne yaklaştığım ve 100 deyince noktalayacağım bu seri boyunca hiç bir komplo teorisine rağbet edip "Burada bu da var" diye yazmadım.
Ama "Komplolar dünyasına hiç girmeden bu seriyi noktalarım" derken bir anda umursamaz kalamayacağım bir gelişme olmaya başladı.
Bu olası komplonun olduğu konusunda içimde sadece bir kuşku var, bunun daha başka yerde tartışıldığını bugüne kadar henüz görmedim.
Buna inanmak istemiyorum da ama dediğim gibi içimde bir kuşku oluştu bir defa. Bunu da bu yüzden sizinle paylaşacağım bugün.
*
Ben Amerikan yönetiminin virüs salgını karşısında neden bu şekilde davranmakta olduğunu anlamaya çalışıyorum uzun süredir. Cehalet, bilgisizlik, vurdumduymazlık, bilinçli kötülük yapmak gibi davranış açıklamaları tam da yetmiyordu olan biteni açıklamak için.
Çünkü yönetimde tamam başkan en güçlü ama yönetim dediğiniz bu dev organda çok iyi bilim insanları, güçlü bilimsel kuruluşlar da var. Onların bugüne kadar yönetimin davranışlarına neden müdahale etmediklerinin bir açıklaması mutlaka olmalıydı.
*
Biliyorsunuz bu yıl başkanlık seçimi var Amerika’da.
Trump seçimi kazanmak için tamamen virüsün anlatıldığı gibi tehlikeli olmadığına, devletin kendilerine "Maske takın, evde kalın" demek yetkisinin olmadığına, bunun ‘bireysel özgürlüklere’ karşı olduğuna, ekonomin bir an önce canlanmasının virüsle savaştan daha önemli olduğuna inanan kemik seçmenine oynuyor bu seçim sürecinde. Ve bunu sürdürürse 2016 seçiminde olan sürprizin tekrar olacağını ve kendisinin yeniden seçileceğine inanıyor Trump. İnsanların maskesiz sosyal mesafeye filan hiç dikkat etmeden katıldığı mitinglerinde de Trump otoriter söylemlerle bu kitleye hitap etmeyi sürdürüyor.
Yani Trump virüsün yayılmasına ve bilim insanlarının uyarılarına rağmen açılmayı ve ekonomiyi canlandırmayı sürdürüyor.
Ama...
Seçim günü gelmeden önce olacağına inandığı, hatta bunu bildiği farklı çarpıcı bir şey de mutlaka olmalı.
Trump ekonomisi o güne kadar daha canlanmış olan Amerika’ya bir de sağlam ve güvenilir bir aşının bulunduğunu seçim tarihi yaklaşırken açıklayacak.
Hatta benim inandığım komploya göre bu aşının bulunduğu çoktan bildirildi bile Beyaz Saray’a.
Trump sadece açıklamayı yapmak için en uygun zamanını bekliyor. Güvenilir, sağlam aşı bulunduğunu açıkladığı anda bunun Amerika ve dünyada oluşturacağı bayram havasının kendisine seçimi kesin alma garantisi getireceğini biliyor.
*
Dedim ya her komplo teorisi kendini mutlaka doğru gibi gösterecek bilgileri isterse mutlaka bulur diye ya, ben de öyle yaptım ve benim komplo teorimi destekleyecek bilgiyi de buldum:
Amerika’da Beyaz Saray’da yapılan virüs ile ilgili açıklamalarından tanıdığımız doktor Anthony Fauci’nin patronu konumunda olan National Instiitute of Health’in başında olan isim Francis Collins bir açıklama yaptı ve "Önümüzdeki aylarda en geç yeni yılın başında sağlam ve güvenilir bir aşı bulunduğu açıklanacak" dedi.
Bence bu keşif çoktan oldu ve resmi açıklamayı Trump erteletiyor ve bunu da "Üzerinde biraz daha çalışın, aşı daha sağlam olsun" kılıfıyla yapıyor, yani onu bu ertelemeyi yaptığı için kimse de eleştiremez.
Seçim tarihi yaklaştığında yapacak açıklamasını ve seçimi de kazanacak bunun hesabını yapıyor Başkan Trump.
*
"Deli saçması mı" diyorsunuz, olabilir bu da benim ki işte. Bakalım göreceğiz az kaldı, unutmayın başkanlık seçimi kasım ayının başında, deli saçması olmadığı çıkarsa o zaman bu yazıyı hatırlayacağınızı umarım. Hatırlamasanız da size bunu benim hatırlatacağımdan emin olabilirsiniz.