Kadınlar ve CHP

CHP kendim ve Türkiye açısından önem verdiğim kongresini hafta sonunda yaptı.

Doğal olarak tüm dikkatler yeniden genel başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına odaklanmıştı.

Çünkü orada genel başkan herkesin kafasında olan ülkenin bazı önemli ve yakıcı meseleleri hakkında ne tür tedbirler düşünüyor türü sorulara cevap vermeye çalışan açıklamalar yapıyordu.

Maddeler halinde bir çok konuya değindi genel başkan.

*

Acaba bu partiye gönül verenler ile kendilerine ilerde angaje olacak bir parti aramakta olan genç nesilden insanlar bu açıklamalardan tatmin oldu mu bu henüz net belli değil.

Bunun ortaya çıkması için kongre heyecanının yatışmasını beklemek gerekebilir. Çünkü kongre dönemleri her parti için kendilerine yönelik toplumsal ilginin normal olandan daha fazla yükselmesi için yollar açarlar.

Partiye yönelik sempati ve heyecanının hangi bölümünün geçici hangisinin ise kalıcı olduğunu anlamak için bir kaç ay daha geçmesi gerekecek. Partiye yönelik ilginin normalinin ne olduğu ancak o zaman net görülebilecek.

*

Gayet tabii ki demokratikleşme, sistemin aksayan yönlerinin dönüştürülmesi önerilerine toplumun bir bölümümden destek gelmesi ve bunların heyecan yaratması doğal ve bu beklenilir bir gelişmeydi.

Bu konularda toplumun muhalif kesimleri ile partinin yakınlaşmaya başlayacağını yakında daha net göreceğiz diye düşünüyorum.

*

Bunun dışında partinin iktidara geldiğine bazı projelerde devletleştirmelere gideceği açıklamasının içeriğinin biraz daha açılması ve bunun partinin ekonomiye genel yaklaşımı içindeki yerinin ne olacağının netleştirilmesi gerekiyor. Ekonomik model konusunda partinin kendi içinde bir tartışma sürecinden geçmesinin gerekebileceğini görüyorum.

*

Kadına yönelik şiddet Türkiye insanının kafasını en çok meşgul eden konulardan bir tanesi olduğundan. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında partinin kadın sorunlarına yaklaşımı bölümü toplumun birçok kesiminden hızla güzel tepki aldı ve heyecan yarattı.

Özelikle kendini modern olarak tanımlayan insanlarımız partinin kadın kotası getireceği açıklamasını duyunca hayli fazla heyecanlandı.

*

Parti özellikle ilerideki seçimlerde aday göstereceği isimlerden başlayarak bir kadın kotası uygulaması siyasetten başlayarak toplumdaki kadın etkinliğinin arttırılmasının başlatılmasından yana.

Toplumda kadının her alanda etkinliğinin artmasına hiçbir aklı başında insanın karşı çıkabilmesi gayet tabii ki mümkün değil.

Kadının sorunlarına nasıl yaklaştığı Türkiye’de partilerin modern hayat ve yaşam tarzları konusunda tavrının ne olduğunu gösteren en net kriterdir.

*

Dolayasıyla partinin kadının sorunlarına nasıl yaklaştığı ve ne tür çözümler önerdiği modern hayat tarzının önemini bilen tüm insanlar gibi benim de en fazla ilgimi çeken bölümdü geçtiğimiz hafta sonunda yapılmış olan parti kongresinde konuşulanlar içinde.

*

Partinin kadına sempati ile yaklaştığına, kadınların yaşamakta olduğu sorunları gayet ciddiye aldığına ve onlar için iyi şeyler yapmayı arzuladığına hiç şüphem yok.

Ancak bunun kota sistemi getirilerek yapılabileceği konusunda gerçek şüphelerim var.

Şüphemin ötesinde kadının toplum içindeki yerini güçlendireme sürecinin kotalar getirilerek yapılmaya çalışılmasının istenilenin tam tersi sonuçlar doğurabileceğinden korkarım.

Şöyle düşünün; çalışmakta olduğunuz büyük şirkette de devlette olduğu gibi kadına kota sistemi getirilse. Siz bir süre sonra yükselmek için rekabet içinde olduğunuz kadına pozitif ayrımcılık yapıldığından size karşı bir haksızlık yapıldığını düşünmeye başlamaz mısınız ve bunun kadına sempati duyan kesimlerde bile bir "Bize haksızlık yapılıyor" öfkesine dönüşmesinin nasıl önleneceği belli değil.

Dahası hangi kurumda olursa olsun bazı kadınlara kotalar sayesinde pozitif ayrımcılık yapıldığı durumlarda aynı kurumda sadece bilgi ve birikimiyle var olmaya çalışan diğer kadınlar da rahatsızlık duymazlar mı? Kotalar temelde kendiliğinde güçlü ve yükselmeyi hak eden kadınları bile korunması kollanması gereken insanlara dönüştürebilir.

Bence kadını kotalar getirerek koruyup kollamak yerine bilgi ve birikimi ve yeteneği olan kadınların önünü tamamen açmaya hazır bir toplumsal kültür getirilmeye çalışılması yerinde olacaktır. Bu kültürün tüm topluma nasıl yaygınlaştırılacağına CHP’nin kota kolaycılığına düşmeden kafa yorması gerekir diye düşünüyorum.

*

Kota kalıcı bir çözüm değildir. İktidar değişince yeni gelenler kotayı kaldırırlarsa her şey aniden eskisine dönüşüverir. Ama parti kadına hak ettiği güce ulaşabilmesinin önünü açacak kültürün oluşmasına katkı yaparsa ancak bu kalıcı olabilir.

CHP’nin kadın sorunları üzerine kendi içinde daha tartışması ve yeni fikirleri dinlemesi gerekiyor.

Anladığım kadarıyla kadına yaklaşım konusunda ileride Ali Babacan’ın partisi ve İYİ Parti ile CHP’nin bir düşünce rekabetine girmesi ihtimali gözüküyor.

Bu konuda bir düşünce rekabeti yaşanması Türkiye’nin yararına olacak bir gelişmedir.