Komplocuların karanlık dünyası
Türkiye’ye de düşman olan Amerikan Evanjelist toplumu Beyaz Saray’da kendilerini duyan gücü kaybetmenin paniği içindeler. Bu aralar Trump yönetiminde işbirliği içinde oldukları neokonlar da onlarla ilişkilerini kesiyor. Evanjelist toplumda yoğun bir panik havası var.
Bu konuları izleyenlerin dediğine göre bunların aralarındaki yazışmalarda, sitelerine gönderilen yorumlarda ve düzenledikleri ayinlerde dinsel metinlerden yapılan alıntılarla süslü ve hayli abartılı komplo teorileri uçuşup duruyor.
Bu konuşulanların aralarında öyle çılgın olanları var ki Da Vinci’nin Şifresi'nin yazarı Dan Brown yeni kitabının konusunu bu dönemde ABD’de yaşanılanlardan çıkarırsa hiç şaşırmam .
KENNEDY'DEN SONRA...
Örneğin Biden’ın suikasta kurban giden Kennedy’den sonra seçilmiş ikinci Katolik başkan da olmasına dikkat çeken bazı insanlar, onun kendisini tebrik eden Papa'nın ve dolayısıyla da Rotshchild ailesinin kontrolünde olacağını söylüyorlar. Rotschild ailesinin adını duyar duymaz aklına bir takım çılgın global komplo teorileri gelen bu kesim arasında bu söylenti de hayli heyecan yaratıyor.
(Katolik dünyası ile ilgili birçok enteresan ve üzerinde bol konuşulan birçok komplo teorisi vardır. Bunlardan son olanı Taylor Marshall’ın yazdığı 'Infiltration' kitabında kilise içindeki sert güç mücadelesini anlatan çalışmasıdır)
*
Ancak ben bugün bu Rotschild adının anıldığı komplo teorilerine değil Evanjelist toplumun büyük İsrail hülyalarıyla Türkiye’yi de içinde dahil etmeye çalıştıkları tüm zamanların sonunu getirecek savaş (Kıyamet Savaşı) konusunda söylenenlere ve buradan yola çıkarak Biden’a karşı açılmış olan bir karanlık kampanyadan bahsedeceğim.
Bu tüm zamanların sonunun yaklaştığına inananlar bugüne kadar seçilmiş olan tüm başkanların Kennedy hariç, Protestan olduklarını ve her Protestan başkanın bir zionist Hıristiyan duyarlılığıyla İsrail’e ve Evanjelistlere destek verdiklerini vurguluyorlar. Bu kesim Kennedy’nin suikastla öldürülmesini de özellikle onun Katolik olmasına bağlıyorlar.
Bir Katolik olan Biden’ın başkan olmasının Evanjelistlerin nihai savaş için İsrail ile birlikte yapacakları hazırlığı aksatacağını ve Biden’ın başkanlığının bu yüzden erken bitmesi gerektiğini düşünen insanlar var.
Bu ‘erken bitiş’ten kastın 4 yıl sonraki seçimin olacağını söylemek hayli iyi niyetli bir yorum olur ama bu ruh hali pek de iyi olmayan insanların başkanlığının erken bitişinden kasıtlarının bir suikast olması ihtimalinden korkuluyor.
*
Böyle bir şeye nasıl inanılabilir, bunlar nasıl konuşulur diyorsanız seçim gününde Türk televizyonlarının hemen hepsinde gördüğünüz Amerika’daki Evanjelist ayindeki Trump’ın ruhani danışmanı olduğu söylenen kadının davranışlarına bakmanız bile bunların tuhaf şeyleri düşünmeye neden bu kadar açık olduğunu anlamanıza da yardımcı olacaktır.
BUNLAR NEDEN ÖNEMLİ
Bu tür deli saçmalamalarının hemen her toplumda zaman zaman olabileceğini ve önemli olamayacaklarını düşünüyor olabilirsiniz. Genelde pek haksız da değilsiniz.
Ancak tarih gösteriyor ki bu tür komplo teorileri bazen toplumlarda öyle yaygınlaşırlar ve bazen işler öyle çığırından çıkıp öyle inanılmaz sonuçlar doğurabilir ki, insan şaşırabilir.
Komplo teorilerinin gücü hakkında bilgilenmek isterseniz okuyabileceğiniz iki mükemmel yeni çalışma var; ‘The Mammoth Book of Cover-Ups: The 100 Most Terrifying Conspiracies of All Time‘ yazarı Jon. E. Lewis ve ‘Conspiracy Theories and the People Who Believe Them’ yazarı joseph E. Uscinski...
Bu iki çalışma da nispeten yeni kitaplar dolayısıyla son popüler komplo teorilerini de işlemişler.
Genelde bu tür söylentiler geçer gider ve bir süre sonra unutulur ve yerlerine zamanın ruhuna uygun ( Zeitgeist) yenileri gelir.
Ancak bu defa Biden seçildikten sonra konuşulmaya başlanan ve ABD ulusal güvenlik camiasının da dinlemelerine takılan komploların tüketici kitlesi ruh sağlığı düzgün olmayan, çoğu silahlı ve kutsal metinlerle desteklediklerine inandıkları kendilerince kutsal olan bir savaş verdiklerine inanan insanlardan oluşuyor. Bu ruhsal karışım bu insanları çok da tehlikeli yapıyor.
Seçilmiş ilk Katolik Başkan olan Kennedy’nin suikastından önce de buna benzer gruplar oluşmuş ve 1960’larda dinleme teknolojisi çok geri olan FBI’ın dinlemelerine bugün olduğu gibi başkandan kurtulma söylemleri takılmaya başlamıştı.
O günlerin havasını anlayabilmek için mükemmel kaynak James Ellroy’un triloji olarak çıkardığı üç romanıdır. ‘American Tabloid’, ‘The Cold Six THousand’, 'The BLood is a Rover’. Bu üç kitapta romancı, Kennedy suikastına giden günlerde toplumun nasıl ruh halinde olduğunu ve bazı yasal örgütlenmelerin nasıl illegal işlere yöneldiklerini anlatıyor. Üçünü de ‘American Tabloid’den başlayarak okumak imkanı bulursanız o günler için anlatılanların bugüne de çok benzediğini göreceksiniz.
*
Bugünleri o günlerden çok da tehlikeli hale getiren gelişme ise Evanjelist kitleye yakın olan Trump başkanlığı döneminde devletin neredeyse bütün kurumlarına orta düzey müdür olarak bu camiadan insanları yerleştirilmiş olmasıdır. Yani silahlı olan ve tuhaf inanışları olan ve Biden’ı kafalarında şeytanlaştırmış olan kitleye devlet içinden de yardım edilmesi ihtimalinin bulunmasıdır. Ayrıca bunlara yardım eden çok sayıda karanlık bağlantıları olan işadamı da var, yani maddi kaynakları da bol bunların. Aynen 1960'larda olduğu gibi aralarında kumarhane patronu olanların mafya bağlantıları da bulunuyor.
İşte "Biden’ın başkanlığı erken bitmeli" söylemlerini o kadar ürkütücü kılması gereken bu ortamdır.
Bence Kennedy’nin başına gelenlerin ABD'nin ikinci Katolik başkanına da gelmemesi için Amerikan devletin bir an önce ulusal güvenliği için tüm tedbirleri almak zorunda çünkü bu yapılmazsa işler tamamen çığırından çıkacak gibi gözüküyor.