Gizlenen Kaşıkçı dosyasını Biden açıklayacak mı?
Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’nda Suudi ajanlar tarafından öldürülen rejim muhalifi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili bilgileri içeren dosya Trump yönetiminin ulusal güvenlik camiası tarafından gizli tutuluyordu.
İçinde Türk devletinin cinayet ile ilgili verdiği bilgilerin ve cinayet anıyla ilgili ses kayıtlarının da olduğu söylenen bu dosya Trump yönetimi tarafından Veliaht Prens Muhammed Bin Salman ile iyi ilişkileri bozmamak ve Suudi Arabistan’a silah satabilmek için gizli tutuluyordu.
Ancak Washington Post gazetesinin ulusal güvenlik konularında yazılar yazan köşe yazarı Josh Rogin yeni başkan Biden’ın Ekim ayında verdiği bir demeçte Amerika’nın bundan böyle silah satmak için demokrasi ilkelerinden vazgeçmeyeceği ve Suudi Arabistan ile kurulmuş olan ilişkileri yeniden ele alacağını söylediğini vurgulayan bir yazı yazdı.
KİLİT İSİM AVRIL HANES
Bu açıklamalar bağlamında Amerikan istihbaratı tarafından gizli tutulan ve vatandaşın bilgi alma hürriyetini düzenleyen yasalar gereği açıklanması istenilmesine rağmen açığa çıkarılmayan o dosyanın bundan sonra açığa çıkabileceği belirtiliyor.
6 Aralık tarihindeki ‘Bu genç hipster kadın ABD’nin baş casusu oldu’ başlıklı yazımda tanıttığım Avril Hanes, Biden tarafından Amerika’nın Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) adayı olarak açıklanmıştı. Önümüzdeki günlerde Senato İstihbarat Komisyonu onun atama onaylama sorgulamasını yapacak ve komisyondaki bir süredir Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılması meselesinin peşinde olan kongre üyelerinin bu dosyayı Hanes’e açıkça soracakları belirtiliyor.
DOSYA AÇILIRSA
Bu tür konularda açıklıktan şeffaflıktan yana olduğu bilinen Hanes’in gizli tutulmakta olan Kaşıkçı dosyasının içeriğini açıkladığı takdirde Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın nasıl tepki vereceği ve bundan sonra Amerika-Suudi Arabistan ilişkisinin nasıl olacağı hem Washington’da hem de Ankara’da merakla bekleniyor.
Ayrıca Suudi Arabistan ile bölgede yeni adımlar atma arayışı olan İsrail’in de Kaşıkçı dosyasının Türkiye’nin de arzu ettiği gibi açılmasına Washington’da kaplı kapılar ardında nasıl yaklaşacağı da henüz bilinmiyor.
Ancak bilinmeyeni şu an çok olsa dahi Amerika-Suudi Arabistan ilişkisinin bundan böyle Trump döneminde olduğu gibi olmayacağı kesin diyebiliriz. Bunun bölgesel gelişmelere etkisini de hep birlikte göreceğiz.
