Bitmesini herkes çok istiyor ama... 2020 gerçekten de çok kötü müydü?
Hemen hemen hiçbir konuda uzlaşma sağlayamayan toplumumuz geride bıraktığımız 2020 yılının berbat ve bitmesinin güzel olduğu üzerine toplumsal uzlaşma sağlamış gibi.
Ekonominin durumunu ve salgınla geçen günleri düşününce ben de 2020 yılının berbat olduğunu ve bir an önce çekip gitmesini istedim çoğunluk gibi.
Kötü yanlarını hepimiz biliyoruz ama gelin bir düşünelim acaba geride bıraktığımız 2020 yılında her şey gerçekten de o kadar kötü müydü?
Gelin 2020 yılının net olan kötü yanlarını bir kenara bırakıp biraz da gözümüzden kaçırabileceğimiz iyi yanlarını bulup çıkarmaya çalışalım.
*
1- Eskiden rutin olan ve gündelik yaşamımızın içinde bizim veri olarak kabul edip fazla aldırmadığımız gündelik hayatımızdaki objelere 2020 yılda yeni anlamlar vermeyi öğrendik.
Evlerimizde zorunlu tecritte kaldığımız günlerde evlerimiz içindeki daha önce hiç dikkat etmeyeceğimiz ve önem de vermeyeceğimiz detaylara mecburen de olsa yoğunlaştık. Evimizin içindeki sıradan eşyalarımız böylece daha felsefi anlamlar edinebildi. Ve gündelik yaşamlarımız, ev içindeki rutinlerimiz biz farkında olmasak da daha anlam kazandılar. Özetle hepimiz zoraki olsa da Proust gibi hayatın detaylarına bakmayı öğrendik.
2- Sağlıklı yaşam için spor ve vücudumuz için sağlıklı beslenme çağrıları yıllardır yapıldı. Salgından önce bu çok az insanı etkilemişti. Salgın başlayıp evlerimize çekilince, sağlığın birden her şeyden daha önemli olduğu dünyada bulunduğumuzdan hemen herkes sağlıklı yaşam için tedbirler almanın önemini fark etti. Çoğu insan evlerinde spor yapmaya başladı. Tecrit süresi bitince kim daha sağlıklı ve fit görünecek sorusu birçok arkadaş grubunun kafasını meşgul etti.
3- Uzun yıllardır birliktelik yaşamış olan çiftler bile artık birbirleri hakkında her şeyi bildiklerini düşünseler de tecrit ortamlarında hayatımızı birlikte götürmeye çalıştığımız insan hakkında yeni yönler keşfettik. Bu keşif bazı birliktelikleri olumsuz etkilemiş de olsa birçok birliktelik bu yeni keşfi ilişkilerine yapılmış yeni bir doping olarak görebilir.
4- Feminist söylemin arzu ettiği sonunda 2020 yılı içinde oldu. Erkekler ev işlerinde yükü paylaşmaya da başladılar. Bunu sadece sıkıntıdan yapmış olsalar da bunun kadınlar açısından bir kazanç olduğunu söylemeliyiz. Buna başlanıldı ama sürüp sürmeyeceğimi hep birlikte göreceğiz.
5- Ev işlerinin ağır bölümünü oluşturan mutfak işlerinde erkekleri aktif gördük yıl içinde. Erkekler sadece sıkıntıdan olsa bile yemek pişirmek için mutfağa girdiler. Erkek yemek zevki daha çok hamurlu yemekler ve et ağırlıklı olsa da yani erkekler kadınlar kadar sağlıklı yemeğin peşinde olmasalar da erkeğin mutfağa girmesi ilişkileri güzel yapacak bir gelişmeydi.
6- Sitelerinde veya evlerinde bahçeleri olan çiftler bahçe işlerinin güzelliğine ortak giriştiler. Bu da ilişkilere ayrı bir anlam katabilen bir gelişmeydi.. Bu bağlamda evde hayvan beslemenin güzelliği daha da net anlaşıldı.
7-Yıllardır evlerimizde süs gibi duran kütüphanelerimizdeki kitapları yeniden ele aldık. Belki çoğumuz yıllardır yapmadığını yaptı ve okumaya bile başladı. Sıkıntıdan olsa bile bu adetin bir şekilde başlamış olmasının önemini umarım ayrıca vurgulamama gerek yoktur.
8- Şimdiye kadar tecrit altındaki evlerimizi ve ilişkilerimizi keşfetme üzerine yazdığımın farkındayım. Ayrıca 2020 yılının virüsle mücadele bilim dalında belki de neredeyse 100 yılda olabilecek bir gelişmenin sağlandığı, yeni bilgi birikimlerinin oluştuğu bir yıl olabilir. Bu da dünyamızın geleceği açısından güzel bir şeydi.
9- Yıllardır bize virüs salgınlarının dünyanın kaderi olduğu ve korkunç salgınların kaçınılmaz olduğu gerek kitaplarda gerekse de sinemada anlatıldı. Geçirmiş olduğumuz bu yılda edindiğimiz tecrübeler sonucunda dünyanın gelecek dönemde olabilecek her salgına daha hazırlıklı olacağını umabiliriz. Bunu da 2020 yılı içinde olan gelişmelere borçluyuz.
10- Yılın şartlarının bize getirmiş olabileceği bireysel avantajlarla başladım yazıya, yine bu türde bir gözlemle bitireceğim. Salgın dönemi hepimizin içinde olabilecek sanatçı yönümüzü ortaya çıkardı diyebilirim. Sosyal paylaşım ağlarından söylediğimiz şarkıları, çaldığımız müziği, yaptığımız resmi, çektiğimiz fotoğrafı veya yazdığımız şiiri beğenilmemek korkusunu yenerek paylaşmayı öğrendik. Bu da hepimize çekinmeden sanatçı yönümüzü ortaya çıkarabileceğimizi göstermiş olmalı. Sürdürülürse bu da 2021 yılının daha güzel olacağının bir başka garantisi olabilir.
Özetle 2020 yılı içinde zorunlu olarak edindiğimiz yeni deneyimler 2021 yılında bize işler normale girince daha anlamlı daha güzel hayatlar kurmamızın yolunu gösterebilir.
Nietzsche "Seni öldürmeyen daha güçlü kılar" demişti. 2021 yılının hepimiz için daha güçlü ve güzel olması dileğiyle.
