Hayat kalitesini arttırmak
Dikkatli ve yorulmak bilmeyen bir popüler kültür ve yeni trendler avcısı olarak bilgili bir metodoloji çerçevesinde oluşturulmuş okuma listesi çerçevesinde her gün onlarca yayını muntazam takip ediyorum. Kayıt baskı dergilerin siteleri ve online yayınlar yanı sıra birçok kültür ağırlıklı bülteni de kaçırmadan okurum.
Şehir yaşamının kalitesini yukarıya çekmek yolunda verilen çabalar okumalarım arasında özel önem verdiğim konulardan bir tanesidir. Şehirlerin mimari tasarımın insan mutluluğu odaklı yeniden düşünülmesi bence çağımızın en önemli sorunsallarından bir tanesi.
İSTANBUL'DA YAŞARKEN
Tabii halk ekmek büfeleri üzerine ideolojik mücadelenin olabildiği ve bunlar önünde metrelerce uzayan kuyrukların göründüğü, askıda ekmek ve simit uygulamalarının popüler olabildiği bir ortamda hayat kalitesini düşünmeye çalışmak bazılarınıza lüks ve lüzumsuz gelebilir. Haklı da olabilirsiniz ama hayal kurmak da yasak değil ya, koşulların şimdi olduğu gibi değil de düzgün olabildiği bir ortamda hayatlarımızı nasıl yaşayabilirdik diye düşünmek bir ihtimal gelecek için de hazır olmak anlamına geliyor olabilir.
BİSİKLETLİ YAŞAM
Copenhageize İndeksi adlı, bisikletli şehir yaşamı kültürünü takip eden bir indeks var. Bunun sitesinde modern ve insan mutluluğu odaklı bazı şehirlerde bisikletli hayatın nasıl örgütlendiği düzenli takip ediliyor.
Helsinki bu yıl Copenghagenize İndeksi'nin ilk üç sırasına üçüncü sıradan girebilmek için çok mücadele ediyor. Şehirde bisikletli yaşamların hayat kalitesini düzeltmek için sürekli yenilikler, düzenlemeler düşünülüyor.
Ağır sorunlu İstanbul'un yine ağır sorunlu bir ilçesinde yaşayan bir gazeteci olarak bu uzaktaki yaşamları düşünmek beni güzel hayatların nasıl olabileceği ve hayat kalitesi kavramı üzerine düşünmeye itiyor.
Adından da anlaşılabileceği gibi Copenhagenize İndeksi'nde birinci sırada sürekli Kopenhag bulunuyor. Bisikletli yaşam kolaylığı konusunda bu şehir birinciliği elinden bırakmıyor. İkinci sırada ise Amsterdam yer alıyor. Bu bisiklet dostu şehirlerin sıralandığı indekste üçüncü sırada şu anda Utrecht yer alıyor.
Helsinki şehir plancıları modern kaliteli ve mutlu şehir yaşamının olabilmesi için bisiklet dostu hayatlar açısından şehri düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu gördüler ve şehirlerini Copenhagenize İndeksi'ne en azından üçüncü sıradan sokabilmek için çalışmalar yapıyorlar. Birinci ve ikinci sırada bulunan şehirleri şu anda yerlerinden etmelerinin mümkün olmadığını gören Helsinki indekse üçüncü sıradan girmeye çalışıyor.
KURDUĞUM HAYALLERİ ZİRVE YAPTIRAN HABER
Helsinki şehirdeki çöp sepetlerini eğimli monte etmeye başlıyormuş dik duran çöp sepetlerinin sadece yürüyen vatandaşların işini kolaylaştırıyormuş ama eğimli sepetler bisikletli vatandaşların pedal çevirmeyi bırakmalarına, çöplerini atmalarına imkan verecekmiş.
Bu haberi okur okumaz bu detayda plan yapılabilen, hayat kalitesini bu düzeyde bile düşünme şansına sahip olan bir şehirde yaşamanın ne demek olabileceğini düşünmeye başladım. Dediğim gibi İstanbul’un zor hayat ritmine alışmış bir şehirli olarak o detayda düzenleme yapabilen bir şehirde olabilmenin ne anlamı olabileceğini düşünmek bile bazen zor gelebiliyor insana.
Bunun çok güzel olacağını içimde hissediyorum ama bizlerin o günlere nasıl varabileceğini emin olun bilmiyorum. Kendi yaşadığım ortamlara baktığımda bisikletli yaşamlara ağırlık vermiş ve şehir insanlarının hayat kalitesini yükseltmeye kendini adamış o şehirler ile aramızda olan farkın o kadar, belki de onları hiçbir zaman yakalamayacak kadar fazla olduğunu içim acıyarak fark ediyorum.
Sonra maalesef yaşım gereği belki de o yaşamların bir parçası olabileceğim bir şehirde yaşamayı benim hiç göremeyebileceğimi de kaçınılmaz biçimde düşünüyorum.
Modern yaşamlarda olan bitenleri takip ederken kurmakta oluğum hayaller daima "Oysa kendim için hayal etmiş olduğum hayat bu değildi" cümlesi le kesiliyor.
STOACI DEĞİLİM
Hayat kalitelerini yükseltme yolları üzerine düşündüğüm için benim bir Stoacı olduğumu düşünebilirsiniz.
İyi hayat nasıl olmalı sorusunu düşüncesinin merkezine yerleştirmiş modern Stoacı felsefe çağımızın büyük endüstrilerinden bir tanesi haline geldi.
Bir felsefeyi çarpıtarak indirgeyip tüketicilere yönelik olarak hangi ürünü nasıl tüketirlerse daha iyi hayatlar olacağı sorusuna cevaplar veren bu ekol gerçekten global düzeyde büyüdü.
Benim daha iyi hayat kalitesi nasıl olabilir arayışımın temelinde Stoacı kaygılar ve tüketimle gelebilecek mutluluklar katiyen yok. Aksine ben daha az ve daha kaliteli, düşünceli tüketmek ile gelebilecek hayatların planlı ve programlı olarak ortak yaşam alanlarında yükseltilmesi yollarının peşindeyim.
İstanbul’da hepimizin bu tür hayatı hak ettiğini ve ben göremeyecek de olsam bir gün bunun mutlaka olacağını biliyorum.