Keynes'in savaştaki büyük sanat operasyonu
John Maynard Keynes’in hiçbir çalışmasını okumadaysanız bile adını mutlaka duymuş olmalısınız. Ekonomi teorisini bugün hala daha etkisi görülecek şekilde değiştiren büyük ekonomist o. Ekonomi dalında eğitim yapacaklar bugün hala üniversitelerde onun teorisine dayalı makro ekonomi dersleri ile başlıyorlar eğitime.
İktisadi düşünceler tarihinde çalışmalarım olduğundan tüm içgüdüm onun bu tarih içindeki yerini anlatan bir yazı yazmaktan yana ama merak etmeyin oldukça sıkıcı olacağını tahmin ettiğim bu konuya girmeyeceğim bugün. Aksine Keynes’in Birinci Dünya Savaşı esnasında büyük tehlike altında Paris’te yapmış olduğu büyük sanat operasyonunu anlatmaya çalışacağım.
Savaş sürerken ünlü ekonomist İngiliz Hazine Bakanlığı'nın danışmanı olarak çalışıyordu.
İngiliz hükümeti savaş gayretlerini sürdürebilmesi için Fransa’ya büyük miktarda para aktarıyordu.
İngiliz hükümetinde hiç kimse Fransa’nın bu borcunu geri ödeyebileceğini düşünmüyordu.
Bu borcun geri alınması umudu tam kesin kayboluyordu ki ünlü ekonomist çok zeki bir planla ortaya çıktı.
Ünlü ressam Degas 1917 yılında ölmüştü ve Fransız hükümeti Degas’ın çalışmalarının ağırlıklı olduğu ve onun koleksiyonundan birçok ünlü ressamın resmini satışa çıkarıp kendisine kaynak yaratmak istiyordu.
Degas kendi resimleri dışında El Greco, Manet, Pisarro, Gaugin van Gogh, İngres, Delocroix’in resimlerine de yatırım yaparak bunu kendi şahsi koleksiyonuna dahil etmişti satılacak resimler arasında bunlar da yer alıyordu.
Bu satış savaş koşulları altında ve tam da Almanya Paris’e yürümeye hazırlanırken yapılacağından resimlerin hızla ve çok ucuza satılması gerekiyordu.
Keynes bir ekonomist olarak eğer İngiltere bu ünlü ressamların resimlerini verdiği borç karşılığı ucuza satın alırsa uzun dönemde Fransa’ya vermiş olduğu borçtan çok daha fazla parayı kazanacağını gördü.
Ve resmilerinin satışının yapılacağı 26 Mart 1918 günü bir heyetle birlikte Paris’te bulunmak için planını yaptı Keynes.
Ünlü ekonomistin planı kağıt üzerinde mükemmel görünüyor olabilirdi ama dediğim gibi bir tarafta kanlı ve şiddetli bir savaş da sürmekteydi. İngiltere’den Paris’e o koşullar altında gitmek büyük riskler taşıyordu. Hem satıştan sonra alınan resimlerin bir kazaya uğramadan geri getirilmesi gibi muazzam bir sorun da vardı.
Londra’da o günlerde ülkenin düşünce tarihine çok önemli etkileri olan ve aralarında Virginia Woolf'un da bulunduğu entelektüel ve yazarlardan oluşan Bloomsbury grubu vardı. Keynes bu gruptan birçok isimle arkadaştı. Onlar da resimlerin savaştan kurtarılması için Keynes’in operasyonunu destekliyorlardı.
Dönemin koşullarının ne kadar da tehlikeli olduğunu anlatabilmek için bir tarafta İngiliz İmparatorluğu ve Fransız Üçüncü Cumhuriyeti'nin karşılarında ise Alman İmparatorluğu'nun bulunduğu ve bir milyon ölüyle tarihin en ölümcül savaşlarından birisi kabul edilen Somme Savaşı'nın yaşandığını da belirteyim.
Ünlü yazar Geoff Dyer’in bu savaşta yaşanılan acı ve trajedileri anlattığı ‘The Missing of the Somme’ (Yeniden Anımsanan Savaş) adlı muhteşem kitabını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
İngiliz heyeti büyük zorluklarla geçen ve hayali tehlike atlatılan seyahat sonunda Paris’e vardıklarında müzayede günü de zor koşulların süreceğini gördüler. Çünkü resimlere talip olanlar arasında Louvre Müzesi de vardı ve onlar resimleri İngiltere’ye kaptırmama amacındaydılar.
Bu büyük ressamların eserlerinin bulunduğu satış başlayınca İngiliz heyeti kontrolüne verilen 11 bin 780 sterlin ile alımlara başladı. Piyasa değerinin hayli altında satılan resimlerden 27 adetini iki gün içinde satın almışlardı.
Keynes özelikle satın almak istediği Gaugin’in resmini alamadığı için üzülüyordu ama heyeti satın almaya ikna edemediği Cezanne resmini kendisi için özel satın almıştı.
Geri dönüş başladığında işler daha zordu çünkü bütün o kıymetli eserlerin o zor koşullar altında zarar görmeden götürülmesi gerekiyordu.
İngilizler için çalışan kadınlar resimlerin hepsini su geçirmeyen kağıtlarla sarmışlardı. Keynes Londra’ya döner dönmez Bloomsbury grubunun toplandığı taşradaki eve gitmek kararındaydı. Kendisine özel almış olduğu Cezanne resmini yanında taşıyordu. Çiftlik evine vardığında ünlü ressamın resminin yanında olmadığını gördü. Keynes o telaş içinde resmi çiftlik arazisinin ana giriş kapısında bırakıp gelmişti. Neyse orada bulunanlardan bir tanesi gidip kıymetli eseri açık havada bulup getirdi.
Keynes o dönemde tüm alımlarını 13 bin sterlin civarında harcama yaprak gerçekleştirmişti. 2013 yılında eserlerin tümünün değerinin 70 milyon sterlin olduğu hesaplanıyordu. Yani eserler yıllık olarak yüzde 4.2 getiri sağlamışlardı. Bu, o dönem içinde tüm kıymetli kağıtların getirisinden bile yüksekti. Keynes sanata yatırım yaparsa olacağı da buydu diyerek bitireyim yazıyı.