Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Son aylarda birçok yazıda sıkça Türkiye’nin bir ikinci kurtuluş savaşına ihtiyacı olacağını bunun ekonomi ayağının ise Atatürk’ün ekonomi modelinde olduğunu yazıp durdum.

        Bu konudaki ilk yazım ‘Atatürk’ün ekonomi modeli ve asıl tartışılması gereken konu’ başlığıyla 24 Nisan tarihinde çıktı. Daha sonra ‘Tarımı sadece Atatürk modeli kurtarır’ başlıklı 2 Mayıs tarihinde ve ‘Ekonomiyi acil kurtarma planı ve ABD müdahalesi ve Atatürk’ başlıklı yazılarla 6 Mayıs tarihinde tekrar geri dönüp konuyu işlemeyi sürdürdüm.

        Özetle tekrar kurtulabilmemiz için Cumhuriyetimizin birinci yüzyılının kuruluş aşamasında Atatürk’ün uygulattığı ekonomi modelini iyi anlayıp onu tekrar uygulamamız gerekeceğini söylediğim o yazıların sonuncusu olan ‘Altılı Masa ekonomi politikası üzerine anlaşabilir mi’ başlıklı yazıyla konuya 15 Ağustos'ta döndüğüm yazının açılışında "Türkiye’nin acil bir ekonomi kurtarma planına ihtiyaç olduğu bariz. Bir diğer bariz nokta da nasıl bir plan oluşturacağımızın ipucunun Atatürk’ün yürütmüş olduğu ekonomik kurtuluş mücadelesinde tüm yönleriyle mevcut olması" dedim.

        O satırları yazarken umudum CHP’nin kendi tarihini iyi hatırlaması ve verilecek Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını kurma savaşı için gereken nerdeyse tüm ipuçlarının birinci yüzyılın kuruluş günlerinde bulunduğunu görmesiydi.

        Gerçi Kemal Bey ve ekonomi kurmaylarının verdiği demeçler ekonomiyi kurtarmak için gereken gücün Atatürk'ün 100 yıl önce çizdiği yolda olduğunu gördükleri izlenimini veriyordu, CHP yönetimine ne kadar güvensem de benim bu konuda içim ‘İzmir’den gelen İkinci Milli İktisat Kongresi'nin sonuca vardırılması çalışmalarının sürdürüldüğü haberinden sonra ancak rahatlayabildi. CHP’nin şimdi doğru yolda yürümekte olduğunu görebiliyorum. Bu konuda Oray Eğin’in İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkındaki yazılarına borçluyum. Oray bir yazısını sadece bu iktisat kongresi çalışmasına ayırmış ve ben bu sayede aslında bölük pörçük duymuş olduğum bu son derece önemli çalışma hakkında bilgi sahibi olabildim. Böylece bu hayatta başıma gelebileceğini hiç düşünmediğim bir şey de sonunda oldu. Ve akademik hayatının tümünü bu konuyla geçirmiş ben, üstelik iktisat tarihi hakkında, bu konuyla bugüne kadar hiç ilgilenmemiş olan Oray’dan bilgi sahibi olmak gibi bir tuhaflığı da yaşamış oldum. Ama bu konu çok önemli ve ülkemizin geleceğini ilgilendirdiğinden bu sinir bozucu detayın üzerinde durmayacağım şimdilik ve bugün İzmir’e yapılanın ne anlama geldiğini, bunun neden çok önemli olduğunu, tarihi perspektifine de oturtarak bugün düşünmek istiyorum.

        İzmir İktisat Kongresi

        İzmir İktisat Kongresi
        0:00 / 0:00

        Cumhuriyet kuruluş aşamasındaki ekonomik koşulları da inceleyen doktora tezimi yazarken 1923 yılı verilerine bakmaya sıra geldiğinde gördüğüm manzara karşısında gerçek bir dehşete düşmüş ve o durumu gördükten sonra Atatürk’ün yaptıklarının gerçek bir mucize olduğunu daha iyi anlamıştım.

        Aslında 1923’teki ekonomik koşullardan bahsedecektim ama o günlerdeki ekonomiyi anlatacak kavram bulmak oldukça zor çünkü o günlerde genç Cumhuriyetin bir ekonomisi yoktu. Sanayi yoktu, piyasalar oluşmamıştı, modern ekonomiyi yüklenecek sınıflar ortada bulunmuyordu.

        Atatürk sıfırdan bir ekonomi yaratmak zorunda olduğunu gördü ve üstelik bunu savaştan yeni çıkmış, bilgi ve birikimi çok az olan ve yeteri kaynakları da bulunmayan bir ülkede gerçekleştirmek zorundaydı.

        Ve bunu yaptı. Benim mucize dediğim işe bu…

        Genç Cumhuriyet nerdeyse tüm dünyayı şaşırtan biçimde sanayisini, ulaştırma sistemlerini ve piyasaları kurmaya başladı ve uzun yıllar boyunca dış açık vermeden büyüme rekorları da kırdı.

        Bu mucizeyi gerçekleştiren elbette Atatürk’ün büyük dehasıydı ama bu ekonomi kuruluş savaşında ona asıl yardımcı olan bugün ikincisi yapılmakta olan İzmir İktisat Kongresi’ydi.

        İzmir’in kurtuluşundan ve büyük yangınından birkaç ay sona toplanılan bu kongreye tam 1135 delege davet edilmişti. Toplumun her kesimden temsilcilerin bir araya geldiği kongre binasında ülkenin ekonomi sorunları ve geleceğin nasıl kurulacağı tartışılıyordu. Atatürk, ekonominin kurtuluş için bir toplumsal uzlaşma oluşmadığı takdirde gerekenlerin yapılamayacağını gördüğünden delegeleri bir araya getirip onları konuşturup uzlaştırmıştı.

        Ve bu kongreden çıkan kararlarla 1923-29 arasında Korkut Boratav’ın deyimiyle açık ekonomi koşullarında yeniden inşa dönemi yaşandı. Bu dönem aslında Atatürk’ün asıl gönlünde yatan devletçilik ile kurulacak 1930 sonrası büyük inşa ve dış açık vermeden büyüme ve ithal ikameci sanayileşme dönemine bir hazırlıktı.

        1929 yılından itibaren 'Büyük Buhran' nedeniyle dünyanın ekonomik krizde olduğu düşünülürse Türkiye hiçbir dış yardım ve teknoloji transferinin mümkün olmadığı o koşullarda bile gerçekten mucize yaratmasını bugün ikincisinin sonuçlarının alınacağı Birinci İktisat Kongresi'ne borçluydu. İlk sanayileşme planı da, ülkede hızla ağır sanayiin kurulabilmesi de aslında o Kongre’de atılan ilk adımlar sayesinde olabilmişti.

        Kongreden sonra neler yapıldı?

        Kongreden sonra neler yapıldı?
        0:00 / 0:00

        Belki biraz sıkıcı olacak ama İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlardan sonra birkaç yıl içinde nelerin yapıldığını hatırlamamız, tarihimizin şu döneminde bizler açısından çok önemlidir.

        -1931 yılında Merkez Bankası kuruldu.

        -1932 yılında tarımda destekleme fiyatlarını saptama ve alım işlemleri başlatıldı.

        -1925 yılında merkezi devletin tarımsal artığa el koyma yolu olan Osmanlı'dan miras kalan Aşar Vergisi kaldırıldı. Böylece üreticilerin elinde artık ürün kalmasıyla piyasaya çıkmalarının önü açıldı ve piyasa oluşturulma hız kazandı.

        -1927 yılında Teşvik-i Sanayi kanunu çıkarıldı ve modern sanayi dallarına yönelecek firmaların bilinçli teşvik edilmesine başlandı.

        -1934 yılının ilk ayında kabul dilen Birinci Sanayi planında tamamlanması öngörülen 20 tesisten 19’u plan dönemi sonunda bitirildi. Bu planın başarısı tüm dünyada takdir ve ilgiyle karşılanmıştır.

        Başta dediğim gibi bugün bunları okumak belki size sıkıcı gelmiş olabilir ama o günlerde yaratılan mucizeyi, Atatürkçü modeli benimsediğimiz takdirde bugün de yaratmamız imkanı olduğunu düşünürseniz belki o zaman heyecanlanırsınız diye düşündüm.

        İkinci Atatürkçü kurtuluş savaşına hazırlanın

        İkinci Atatürkçü kurtuluş savaşına hazırlanın
        0:00 / 0:00

        Elbette 100 yıl öncesinin koşulları bugün aynen yok. Ekonomimiz o günlerde olduğu gibi belki sıfırlanmadı ama neredeyse bilinçli bir şekilde birçok yapı ve kurum tahrip edildi ve işlevsizleştirildi. Tarım yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

        Şu anda geçmiş 100 yılın bilgi birikimi ve deneylerine sahibiz ve bilgili birikimli kadrolar da var. Eğer Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için kuruluş savaşı verilecekse 100 yıl öncesinin İzmir İktisat Kongresi'ne benzer bir sürece ihtiyacımız vardı.

        İzmir 100 yıl önce olduğu gibi yine öncülük ederek bu süreci de başlatmış durumda. Yine her sektörden delegeler çağrıldı ve fikirler alındı sonuç bildirileri hazırlanacak.

        Seçim sonrası yeni yönetim Atatürkçü model ile yürümeye karar verdiği takdirde İzmir sayesinde elinde 100 yıl öncesinde olduğu gibi yine bir hazırlık çalışmaları da olacak.

        Bir de hatırlatayım, ekonomide Atatürkçü model dışında kurtuluş modeli katiyen yok. Başka fikirler aramak sadece bize zaman kaybettirecektir. İzmir’in ve CHP’nin bu gerçeği görmüş olduğunu düşünüyorum ve bu yüzden heyecanlıyım ve gelecekten umutluyum çünkü 100 yıl önce gerçekleştirilmiş olan mucizeyi çok iyi çalıştım ve bunu yenileyebileceğimize eminim.

        Diğer Yazılar