Erkek egemen muhafazakar dünya kendi hayat tarzına uymayan kadınlara yasaklar getirmeyi sürdürürken özelikle bazı internet medyasında bazı kadınların "Cüretkar" pozla yakalandıklarını iddia eden fotoğraf albümleri yayınlanıp duruyor. Bunlar ne kadar sıradan olursa olsun her fotoğrafın ortalığı yaktığı, salladığı, bunlara bakarken herkesin mahvolup ölüp bittiği söyleniyor. Bunlar da kullanılan bir favori kavramda "Cüretkar pozlar" lafı.
Tabii bir kadının neye cüret edeceğini kimin tayin edeceği konusu da ayrıca konuşulmalı. (Ben bu konuda erkeklere fazla söz hakkı verilmemesi gerektiğine inanıyorum). Gördüğüm kadarıyla cüret etme ve cüretkar kavramlarının bir an önce üzerinde tartışılıp kavram üzerinde net bir karara ulaşılması ihtiyacı acilen var. Siz "Cüretkar pozlar" başlıklı haberin anonsuna baktıktan sonra nasıl cüretkar olmuş kadın diye merak edip tıkladığınızda bir dizi fotoğraf çıkıyor karşınıza. Siz aşağıya doğru indiğinizde o medyada tıklanma sayısı artıyor olabilir ama sizin cüret kavramı konusunda tutarlı bir nosyona varmanız mümkün değil.
Bazen aklıma gelen yazı konusu gerektirdiği için fotoğraflar arıyorum bazen de aklımda hiç bir yeni konu yokken sadece fotoğraf çalışmasını kendi içinde yapmak için arka arkaya kafamda bir tema olmadan fotoğraflara bakıyorum.
REKLAM
Eskiden alıp kütüphanemde tuttuğum fotoğraf kitaplarında bu sayede daha önce gözümden kaçmış olan bir çok olağanüstü fotoğrafı da yeni keşfettim.
Bu tür çalışma kaçınılmaz biçimde bir çok çıplak kadın fotoğrafına bakmak zorunda kalmanızı da içeriyor.
Çünkü hemen her büyük fotoğraf sanatçısı bir aşamada çıplak modellerle de çalışmışlar.
"Bakmak zorunda kalıyorum" demiş olmama bakarak çıplak kadın fotoğrafına bakmanın bana çok acı filan verdiğini sanmayın.
Sadece çıplak kadın fotoğrafı Yazar Janet Malcolm’un deyişiyle biraz incelik, rafinelik veya "her şeyi" göstermediği zaman bence daha seksi olabiliyor.
Yazar Norman Mailer onunla aynı fikirde değildi. 1992'de çıkan Madonna’nın "Sex" adlı kitabında sanatçının cinsel organını gösteren bir kare bile bulunmamasını Norman Mailer eleştirerek bunun sanat açısından bir eksiklik olduğunu söylemişti.
Dediğim gibi ben bu fikirde değilim, fotoğrafta biraz erotizm olabilmesi için biraz kapalılık biraz her şeyi göstermeme ve incelik olması gerektiğini düşünüyorum.
Birçok fotoğraf ustasının tamamen nude fotoğraflardan oluşan çalışmaları var tabii ki.
Örneğin sadece fotoğraf sanatında değil resim başta olmak üzere diğer sanat dallarında onun New York’taki galerisi olmasa Amerika’da sanatın gelişemeyecek olduğu Alfred Stieglitz gibi fotoğraf sanatçıları da var tamamen nude olan modelle çalışmayı doğru bulan...
Fotoğraf sanatçısı Edward Weston’un çekmiş olduğu bir fotoğraf da var. Fotoğraftaki kadının adı Charis, onun kim olduğunu daha sonra anlatacağım tabii ki.
Charis, bu fotoğrafta daha sonra evleneceği Edward Weston ile gezmeye gittiği göl kıyısında yürüyüşe çıkmış ve bir dinlenme anında kayaya yaslanarak oturmuş. Vücudunun tek bir noktası bile gözükmüyor, başı bile haşerelere karşı örtüyle kapalı.
Ama kadının o anda kendisinin fotoğrafını çeken Weston’a öyle bir bakışı var ki, aşktan kaynaklanan cinselliği ve masumiyeti birlikte görebiliyorsunuz o bakışta. Başlıkta dediğim gibi bu "Aşık kadının bakışı" olmuş.
Bu yüzden bu kare çok güzel. Bu kadar meşhur olmayı, hakkında bu kadar konuşulmayı gerçekten hak eden bir fotoğraf bu.
Charis, profesyonel bir modeldi. Çok güzel bir kadındı. Weston ile 1934 yılında tanıştılar, 1939 yılında evlendiler. Charis, Weston’a 1945 yılında onu terk edeceğini söyledi 1946 yılında boşandılar. Weston Charis’in son fotoğrafını 1948 yılında çekti ve 1958 yılında da öldü.
Döneminin en önemli modellerinden olan Charis’e yaşlılığında bu fotoğraf sorulduğunda o anda kendisini bir sanat ürününün yaratılması sürecinin parçası olarak hissettiğini söyledi. Belki de poz veren modelde bu duygunun o anda olması, yapılan işin sonunda sanat olabilmesi için daima gereken bir şeydir.
Yazar Janet Malcolm’un Edward Weston’un çıplak kadın fotoğraflarına neden "Hiç seksi ve şahsiyeti olamayan" yorumu yaptığını anlamak için onun bir çok başka fotoğrafına da baktım. 1937 yılında Weston tarafından çekilmiş tamamen çıplak Nude adı verilmiş fotoğrafındaki modelin vücudunu çok güzel bulmakla birlikte Malcolm’un neden böyle yorumda bulunmuş olduğunu anladığımı sanıyorum.
Geoff Stieglitz sırılsıklam aşık olduğu sevgilisi Geogia O'Keeffee'nin tam 400 adet fotoğrafını çekti. Ben onu bu açıdan karısı Marthe'yi evin her yerinde, çıplak veya kıyafetli gösteren 400 resmini yapmış olan resam Pierre Bonard'a benzetirim. Hatta bir ara ikisinde de 400 adet çalışma olduğunu duyunca acaba "Sevilen kadın hakkında tam 400 adet çalışma yapılmasının gizemli bir anlamı var mıdır?" diye de merak etmiştim. Bazen böyle detaylara takılıp düşünce dedektifliği yapmak insanı ilginç ve farklı boyutlara götürebiliyor bunu bildiğimden yine şansımı denedim ama bu defa anlamlı bir sonuç alamadım.
Stieglitz bir kadının sadece portresinin yetmeyeceğini kadın hakkında gerçeği verebilmek için onun vücudunun her noktasını ayrı çalışmak gerektiğini düşünüyordu. Bu yüzden sevgilisinin sadece portrelerini değil ellerini ayaklarını da defalarca fotoğrafını çekti.
Dediğim gibi vücudun her alanı çalışılmak zorundaysa Stieglitz'in bel altı bölgeyi de ihmal etmesi düşünülecek bir şey değildi. Nitekim "Torso" adını verdiği fotoğrafında çıplak sevgilisinin bel altı fotoğrafı vardı. Size bir şey söyleyeyim mi? Bana hiç çekici gelmediği gibi gayet de itici buldum. Belki de cinsel organı böylesine net gösteren görüntünün o haliyle seksi olması da mümkün olmayabilir.
Stieglitz bunun dışında arkadaşı kendisi gibi büyük fotoğraf ustası Paul Strand’in eşi Rebeecca Strand’in suyun biraz altına girmiş olan çıplak vücudunu da çekti. Bu fotoğrafta çıplaklık insanın yüzüne fazla çarpılmadığı için eser çok daha seksi olmuş denilebilir.
Bence sanatta cinsel organın görüntüsünün güzel olmasının zor olmasına tek istisna Courbet'in "Dünyanın kökeni" adını verdiği resmidir. Çıplak bir kadının tam resmin merkezinde olduğu bu çalışmayı zamanında Osmanlı'nın Paris Büyükelçisi Halil Şerif Paşa sanatçıdan ısmarlamıştı.
Resimde gerçekçiliğe inanan ve 1855'de Paris'te açtığı bir sergiye "Gerçekçilik" adını veren Courbet bu resminde de olabildiğince gerçekçi olmuş ve belki de bir fotoğrafta gösterilmesi mümkün olmayan bir estetik, bir çekici boyut katmış görüntüye.
İsmini "Les Demoiselles d'avignon" ile duyuran Pablo Picasso'nun kadınlar ile sorunlu bir yaşamı vardı. Bu tabloda esasında onun kadınlara yaklaşımındaki kabalığın kökenini gözler önüne seriyordu bence. Tablonun orijinal adı "Avignon Genelevi"ydi. O tür yerleri sıkça ziyaret ettiği bilinen Picasso belki bu alışkanlığından olsa gerek ilişki kurduğu her kadına genelevdeki kadınlara davrandığı gibi davranmaya çalışıyordu. Zaten resimdeki kadınlardan bir tanesinin arkadaşı Max Jacob'un orta yaşlı anneannesi olduğu diğerinin de ressamın o andaki sevgilisi Fernande Oliver olduğu da uzmanlarca belirtiliyor.
Zaten kaba ve berbat bir kişiliği olan Picasso çok sık metres değiştiriyordu ve hepsiyle de kaba ilişkileri olmuştu. Arkadaşı Francoise Gilot ile sohbetlerinde "İki tür kadın vardır. Tanrıçalar ve paspaslar." diye konuştuğu da kayda geçmiştir. Kendisi tanıdığı her kadına tanrıça gibi davranılmayı hak etse de paspas gibi davranmıştı ve kendisinde "Mavi Sakal" sendromu olduğunu düşünüyor ve onun gibi sanki eski metreslerinin kafalarını kesip dolabında saklıyormuş gibi hissettiğini etrafa söyleyip duruyordu. Bu tavırda fazla övünülecek yan olmamasına rağmen Picasso kendinden hoşnut gibiydi.
Kadın figürü üzerine birçok çalışması vardır. Ama o "Kübist Devrimi"ne hazırlandığından kübizmde de perspektif normalde olandan çok farklı olduğundan onun nude figürlerinden yola çıkıp "Seksi mi? Yoksa değil mi? " tartışması yapmak da zaten anlamsız.
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.