Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yaklaşan seçim süreci daha sonra bu dönemde nelerin konuşulduğuyla olduğu kadar nelerin konuşulmadığıyla da anılacak.

        Ben sadece lafın söylenme zamanı geldiğinde söylemiş olmak için söylemekle kalmayı, ülkemizin gerçekten de çağdaş medeniyet düzeyinin üstünde bir yerde konumlanmasını istediğimden ve bazı konuları biraz sakin konuşabilsek, insanlara fantezi gelebilecek çağdaş medeniyetlerin üstünde konumlanmak fikrini gerçekleştirme gücümüz oluğuna gerçekten inanıyorum da.

        Bu yüzden ben bu seçim sürecinde LGBT haklarının ve eşcinsel evliliği gibi konuların, bunun yanında yaşlılık hakları tartışırken bu çerçevede belirli yaşa gelmiş insanlara acısız, endişesiz ve kolay ölüm tercihi hakkının verilmesi koşullarının, ayrıca bunların dışında, pornografi seyretme özgürlüğünün nasıl kullanılacağının devlet kontrolünden çıkarılması gibi konuların da tartışılıp bunlar hakkında bir siyasi uzlaşma sağlanmasını da isterdim.

        Tabii ki kadına şiddet gibi her normal insanın karşı olması gereken bir konuyu bile bir siyasi partinin bunu engellemeye çalışan yasaya karşı çıktığı ve bunu övünerek açıklayabildiği bir ortamda benim ülkeye çağdaş pozisyon sağlayacağını düşündüğüm konuların tartışılmasını istemek belki hayalperestlik ile suçlanabilir. Bunu kabul edebilirim ama bütün o saydıklarım hemen yarın olsun da diyor değilim. Sadece bazı şeyleri en azından şimdi tartışmaya başlarsak, diyalog açılırsa bu önemli konularda bir gün toplumsal uzlaşma sağlanması ihtimali daha da artacaktır.

        REKLAM

        Tartışılmasını isterdim dediğim konuları benim post-modern hayallerim ve saçmalamalarım olarak nitelendirebilmeniz mümkün. Bunu kabul etmemekle birlikte Türkiye’nin bugün getirildiği kültürel çöl olmak durumunda bu tür tepkiyi anlayabilirim de.

        Ama anlayamayacağım başka bir konu da var. Bunun ise benim fantezilerimle bir alakası yok.

        Bu hayati konu HDP ile konuşma ve diyalog süreçlerini daima açık tutup diyalog yolunun her parti tarafından kullanılması konusudur.

        LGBT haklarını, eşcinsel haklarını, yaşlılara tanınacak yeni hakları konuşabilsek bunlar bizi gayet tabii ki çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne taşıyabilir ama HDP ile konuşma konusu sadece ülkenin bir gün demokrasiye ulaşıp ulaşmayacağıyla ilgilidir.

        CHP Lideri HDP ile konuşmaya gidecek ya, bazı çevrelerde koparılmaya çalışılan gürültüye baktığımda bazı insanların Türkiye’nin demokrasi olabileceğine gerçekten inanmadıklarını da görüyorum.

        Türkiye’de bazı insanlar ülkede PKK terörü olmasının ve Kürtlerin haklarını savunan yasal bir partinin mecliste bulunmasının kendilerine anti terör kaygılarla HDP ile görüşülmesini reddetme hakkını verebildiğini nedense düşünüyorlar ve her türlü diyalog yolunun açılmasını engelleme çabasındalar.

        Halbuki bu ülkede PKK teröründen kesin kurtulmanın ve Kürt hakları meselemizin çağdaş bir çözüme ulaştırılmasının HDP ile diyalog yollarının daima açık tutmadan olamayacağını görmeli ve en azından bu konuda üzerinde bir toplumsal uzlaşma ortaya çıkarmalıyız.

        Bu aşamada şunu da söylemeliyim: Eğer diyaloğa karşı çıkan bazılarının öne sürdüğü gibi siyasi partinin PKK ile bağlantıları varsa, bence bu bir diyaloğa girmemek yolunda bahane olmamalı aksine böyle bir ilişki gerçekten varsa eğer, bu aksine bir diyalog açmak için ilave neden oluşturmalı.

        REKLAM

        Anlayacağınız terörü de çözmek yolunda HDP gibi bir siyasi parti ile diyalog kapılarının açık tutulması ancak ortada bir devlet aklının var olması ile mümkündür.

        Yani HDP ile diyalog olması için illa da bir seçimin yaklaşması ve seçilmesi muhtemel her adayın HDP oylarına muhtaç olduğunu ortaya çıkmış olmasını beklememek gerekir. Her partinin HDP ile konuşma, diyalog kapısını açık tutmasının ülkenin bekası ile ilgili olduğu da görülmeli.

        Ben bu konuya ilk kez 18.11.2020 tarihinde yazmış olduğum "HDP ve Devlet Aklı" başlıklı yazımda girmişim. Bakın o yazıda terörle bizim gibi mücadele etmiş olan ama bizden farklı olarak devlet aklını devreye sokabilmiş olan İngiltere örneğini vererek neler demişim:

        "PKK gibi bir terör örgütü olan İrlanda Kurtuluş Ordusu'nu (IRA) sistemin içine çekip terörden çıkararak siyasi söyleme sokması açısından kendinden çok şeyler öğrenilebilecek İngiltere’den son olarak(o günlerde) çok ilginç bir haber geldi.

        Siyasi söylemi açısından teröre karşı tavizsiz olan İngiliz hükümetinin 20 yıl boyunca terör örgütü ile arasında kullanılan gizli bir arka kapı temas kanalını sürekli açık tuttuğu ve terörün İngiltere’de en yoğun olduğu günlerde bile temasların sürdürüldüğü açıklandı.

        Bu konu eski Başbakan Tony Blair’in yüksek düzeydeki personellerinin müdürü (chief of staff) tarafından İngiliz Guardian gazetesine açıklandı. Müdür aynı açıklamasında bu arka kapı yolu açık tutulmasaydı barış süreci hiç gerçekleşmeyebilirdi de dedi.

        Kendisi de bir IRA üst düzey yöneticisi olan ve aynı zamanda Sein Fein partisinin de yöneticiliğini yapmış olan Gerry Adams’ın nasıl adım adım sistemin içine alınarak yasal süreçlere sokulduğu ve IRA’nın terör yöntemlerinden vazgeçmeye nasıl ikna edilebildiğini Türkiye'deki her siyasetçi soğukkanlılıkla ve düşünerek incelemeli."

        Yanlış anlama olmasın HDP içinde de bu İngiltere örneğinde olduğu türde insanların olduğunu söylemiyorum. Varsa bile bu benim bilebileceğim bir iş değil ama sadece şunu biliyorum bu ülkede bu coğrafyada HDP ile bilinçli bir diyalog kapısını açık tutmadan terörü söküp atmak mümkün değil.

        Diğer Yazılar