Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇEN hafta Başkan Obama'nın BRAIN (beyin) projesi hakkında yazdım. Bu yazılar çıktıktan sonra İstanbul Şehir Üniversitesinde Profesör Pedro A. Valdes-Sosa ile bir çalışma kahvaltısında sohbet etme imkânım oldu. Onunla konuşurken, "Keşke Obama'nın projesi hakkında yazmadan önce onunla konuşmuş olsaydım" diye düşündüm.

        Çünkü Pedro (ismi uzun olduğu için bu şekilde yazıyorum, yoksa saygısızlık yapmak gibi bir niyetim gayet tabii ki yok), Küba sinirbilim merkezinin (Cuban Neuroscience Center/CNEURO) yöneticisi ve insan beyninin haritalanması organizasyonunun da (Organization for Human Brain Mapping) program yöneticisi. Ayrıca Çin elektronik bilimler ve teknoloji üniversitesinde de "distinguished professor of neuroinformatics" olarak görev yapıyor.

        Beyin üzerine çalışmalarını Küba'yı göz önüne almadan anlamak imkânsız. Çünkü bu konuda hayli ileriler ve sonuçları halk sağlığı ve geniş tabanlı kullanmak açısından üzerlerine yok.

        Amerikan tarafında ise bu boyut tamamen eksik. Onlar varacağı sonuçları bir an önce paraya dönüştürme peşindeler. Aradaki muazzam ideolojik farklılık nedeniyle Kübalılar beyin hakkında öğrendiklerini direkt halk sağlığını iyileştirme yönünde kullanıyorlar.

        Beyin hakkında yapılan çalışmaların aynı zamanda kötü niyetle kullanılması ihtimali de var. İşte bu yüzden Kübalılar beyin çalışmalarının etiği üzerine bir tartışma açmışlar. Pedro'nun örgütlediği Avrupa'daki bir uluslararası toplantıda bu konu bugün konuşuluyor olacak.

        Amerikalıların bu konuya ayırdıkları para ve imkânlar gayet tabii ki fazla. İşte bu yüzden Pedro konuşmasının bir yerinde, "Keşke dünya farklı olsaydı da Amerikalıların imkânları ile bizim konuya yaklaşımımız birleştirilebilseydi. Öyle bir şey olsaydı insan sağlığı açısından neler yapılabileceğini tüm dünya görürdü" diyor.

        Ama Amerikalıların yaklaşımı nedeniyle böyle bir işbirliğinin yakında olmasına imkân yok. Onlar hâlâ Küba ile kavgalarını sürdürme peşindeler. Pedro iki tarafı da çok iyi tanıyor; çünkü Chicago'da doğmuş bir Amerikan vatandaşı aynı zamanda. Ve kendisi tarihin akışına ters düşen bir şey de yapmış; bir zamanlar herkes Küba'dan kaçıp Amerika'ya gitmeye çalışırken o ise Amerika'dan Küba'ya kaçmış ve ülkesinde insanlık yararına çalışan bir bilim adamı olma imkânına kavuşmuş.

        Amerikalıların halk sağlığını düşünmekte eksiklikleri olduğunu söyleyen Pedro, sadece bununla da kalmayarak kapitalizmin halk yararına olabilecek bazı gelişmeleri baskı altına aldığını anlatıyor. Evet, Pedro bir Marksist, bu konuda da kendisiyle çok iyi anlaştık.

        Örneğin, Küba'nın Çin ile ortak bir kanser aşısı çalışması olduğunu, bu aşının bazı kanser türlerine iyi gelmesine rağmen bunun ortaya çıkmasının kapitalist sistem tarafından engellendiğini anlattı bana.

        Çin'in de beyin üzerine çalışmaları var, ama Rusya bu konuda çok geri kalmış. Ben, "Neden? Onların da sosyalizm döneminde yetişmiş büyük bilim insanları vardı" diye sordum, o da "Evet vardı, ama yeni düzende hemen hepsi, Batı'nın şirketleri ve devletleri tarafından çekilip alındı ve Rusya'da bilimsel temel kalmadı" diye cevap verdi.

        Anlayacağınız, beyin araştırmaları etiği tartışmalarıyla ve ülkelerde yapılan çalışmalar sonucunda bu yüzyılın "insan beyni yüzyılı" olacağını söylemek mümkün.

        Ben, Pedro ile tanıştığıma çok mutlu oldum, arada yazışacağız, ondan öğreneceğim çok şey var. Ayrıca özel sohbetimizde Küba-Çin füzyon yemeklerinin çok güzel olduğunu ve dünyada da tanınmaya başlandığını anlattı. Bu da bende Fidel Castro ölmeden önce mutlaka Küba'ya gitmem gerektiği fikrimin yeniden canlanmasına neden oldu.

        Sohbetimizin gerçekleştiği İstanbul Şehir Üniversitesi, Rektör Ahmet Ademoğlu'nun bakış açısının genişliği ve yaklaşımı sayesinde çok önemi işler yapıyor. Örneğin aynı gün, ekranda okuyan gözün hareketlerini takip eden ve aynı zamanda beyindeki hareketlerin dökümünü yapan cihazı onların laboratuvarında gördüm.

        Pedro ile yazışacağım, ama rektör beyi de bundan sonra sık sık ziyaret edeceğime eminim.

        Diğer Yazılar