Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, çoğunlukla bakanların konuşmacı olduğu “Beyoğlu Sohbetleri”nin 10’uncusunda, Başbakan Binali Yıldırım ile sahnedeydi.

        Pera Palas Oteli’nin restorana dönüştürülen 3 ayrı salonunu dolduran konuklarla; soru-cevap şeklinde ilerleyen sohbette; Başbakan Yıldırım’a ilk soru toplantının moderatörlüğünü üstlenen Demircan’dan geldi:

        “Şahsi hikâyeniz biraz da Türkiye’nin hikâyesi. Hikâyenizin ışığında Türkiye nerededir, bizi neler bekliyor. Mavi otobüsü kullanırken ‘Bu bizim memleketin türküsü’ diyorsunuz, bize okur musunuz?”

        REKLAM

        Yıldırım; iş, sanat, medya, yabancı ülkelerin ve semavi dinlerin temsilcilerinin katıldığı toplantıda, davetliler arasında yer alan Yavuz Bingöl’e “türkü söyleme” işini havale etti.

        Toplantının arka planında Demircan’ın Başbakan Yıldırım’a sürprizleri vardı. Yıldırım’ın ortaokul, lise yıllarındaki okul arkadaşları ve öğretmenlerini davet etmişti.

        Üniversite yıllarında, Süleymaniye kürsüsünde kendisinden çok şeyler öğrendik” dediği Demircan’ın babası ve ilahiyatçı yazar Ali Rıza Demircan ile de bu vesile ile yıllar sonra karşılaştığını söyleyen Yıldırım, İstanbul’a göç hikâyesini anlatmaya başladı:

        “Anadolu’nun zor coğrafyasında dünyaya gelmiş, daha iyi gelecek için Batı’ya göç eden ailelerin çocuklarıyız. Erzincan ili Refahiye İlçesi Kayı Köyü’nde doğdum. Babam Hacı Topal Dursun. Sürülerimiz, arazilerimiz vardı. Babam ilkokulu bitirip yanında çalışmam için gün sayıyor. 3 hafta önce Hakk’ın rahmetine kavuştu, ilkokul öğretmenim Galip Kumbaroğlu dedeme gidip ‘Babası okutmuyor, bu çocukta kabiliyet görüyorum’ demiş.

        REKLAM

        Dedem de beni aldı getirdi: Aynalıçeşme-Tarlabaşı arasında Piri Reis Ortaokulu’nu, sonra da Kasımpaşa Lisesi’ni bitirdim.”

        Lafı bağlayacağı yer tam da tahmin ettiğimiz gibi oldu. AK Parti için kritik öneme sahip İstanbul’dan belediye başkan adayı olarak gösterileceği söyleniyor... Misbah Demircan’a dönen

        Misbah Demircan’a dönen Yıldırım, “Belediye başkanı olarak bir dahaki dönemde karşına çıkarsam şaşırma. Zaten işimiz bitiyor bizim, tezkereciyiz biliyorsun” diye espri yapıyor.

        İstanbul anıları arasında Şehir Tiyatroları’nda çalışan amcasının, bedava bilet hakkını kullanarak Tepebaşı’nda Vasfi Rıza Zobu’nun eserlerini izlediğini aktarıyor.

        Spora ayrılan bütçe gibi sanata da ciddi bir pay ayrılmasını talep eden konuğuna; “Spora veriyoruz çar-çur ediyorlar, sonra yine geliyorlar” diye sitem etme imkanı da buldu.

        Başbakan’a özlemi sorulduğunda ise İstanbul sokaklarında elinde tesbihle, ıslık çalarak dolaşmak olduğunu belirtiyor.

        REKLAM

        ‘KÜRT SORUNU YOK’

        Yıldırım İstanbul’a dair çok fazla vurgu yapmadı aslında. Afrin Operasyonu ve PKKDEAŞ mücadelesi, Amerika ile 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ile yükselen gerginliği-güvensizliği, Rusya üzerinden Suriye rejimi ile sürdürülen alt düzeyde temasları, Avrupa ile yeniden yakınlaşma konularına odaklandı

        Güneydoğu’da kişi başına gelirin 6 bin dolara yükseldiğini söyleyen Yıldırım, “12 yıl Ulaştırma Bakanlığı yaptım. Yüksekova Havalimanı şantiyemiz 99 kere basıldı, inat ettik bitirdik, Cizre’ye de yaptık” diyerek, Kürt sorunu değil, PKK sorunu olduğunu vurguluyor

        Amerika ile Türkiye arasındaki gerilimin çıkış sürecini de aktardı:

        “18 Şubat’ta (2017) ABD Başkan Yardımcısı (Mike Pence) ile Münih’te bir araya geldik. Bana ‘Yeni bir sayfa’ dedi. Nasıl olacak? Dedik ki; bir, FETÖ işini çözmemiz lazım; iki, Türkiye’de vatandaşlarımız Amerika’ya soğuk. Amerikan karşıtlığının sebebi var. FETÖ, PYD-YPG bilmem ne desteğe devam etmeleri; üç, Amerika’da süren Zarrab-Hakan Atilla davası üzerine, Türkiye’deki bankalara yönelik faaliyetlerde olmaları ilişkimizi zehirliyor. Buralarda gözle görülür iyileşme olursa aramızdaki sorunlar azalır, daha güzel şeyler konuşuruz. Bunların olması için de bekledik... Şu ana kadar böyle bir sinyal görmedik.”

        REKLAM

        ‘ABD AÇIK SEÇİK ORTAYA KOYMALI’

        Yıldırım, şöyle devam etti:

        Bu şundan kaynaklanıyor, ABD’de Başkan başka şey, alttaki başka şeyler söylüyor. Amerika’da kafa karışıklığı var, gidermesi lazım. Türkiye ile ilgili nerede duracağını açık ve seçik ortaya koymalı.

        Yıldırım’ın sözünü ettiği ve 50 dakika süren bu kritik görüşmeye; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katılmıştı.

        Yıldırım, Pence ile 7 Kasım’da da Beyaz Saray’da bir araya gelmişti. Türkiye ile müzakerenin havale edildiği Pence’in, İsrail yanlısı bir Evanjelist olması da Türkiye’nin kafasını karıştırıyor.

        Pence’in aralık ayında yapacağı Mısır, Ürdün ve İsrail gezisinin (20-23 Ocak), “Zeytin Dalı Operasyonu”nun başladığı tarih ile çakışması yoruma muhtaç bir gelişmeydi.

        Av. Kezban Hatemi, sorusu için izin istediğinde Başbakan’dan fıkralı uyarı geldi: 2 kere 2 kere kaç eder sorusuna avukat “3 ile 5 arasında”; mühendis “4.0”, memur “Müdürüme sorayım”, Kayserili “Alırken mi, satarken mi?” karşılığını vermiş.

        DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ GELİYOR

        Hatemi’nin “Dost acı söyler, savcılar dikkate almasın” girizgâhı ile yönelttiği; “Demokrasinin tıkaçlarını aça aça geldiniz ancak AK Parti’nin 2007-2012 arasına dönmesini talep ediyoruz. OHAL ile KHK ile ciddi anlamda hak ihlalleri ile Avrupa’nın karşısında durmak istemiyoruz. Olağanüstü Hal ne zaman kalkacak? Demokratikleşmede ne noktadayız? Bizim kendi Kürt sorunumuz ile ilgili ne noktadayız?” soruları tabir yerindeyse salonun ortasına bomda gibi düştü.

        AB ile ilişkilerin genel hatları ile geçen yıla göre daha iyi olduğunu vurgulayan Başbakan’ın “OHAL günlük hayatınıza hangi olumsuzlukları getirdi” diye salona pasladığı yanıttan anlıyoruz ki, hükümetin kısa sürede böyle bir gündemi yok.

        Dışarıda tedirginliğe yol açtığını da belirten OHAL’in “FETÖ, DEAŞ, PKK, Suriye, Irak’ta meydana gelen gelişmeleri dikkate alarak” kaldırılabileceğini söylüyor

        Yasama gündemine ilişkin gelişmeleri de paylaşıyor:

        “Demokratikleşme ile ilgili yargı paketini Meclis’e gönderiyoruz, ekonominin güçlenmesi ve yatırımların artması için 2 paket daha Meclis’e gönderiyoruz. AB bizden güvenlik-özgürlük dengeli mevzuata geçiş yapmamızı istiyor. Denge kurmak zorundayız. Adeta nefes alıp verişinizi takip eder hale gelmiş, 40 yıllık birikimi olan, küresel terör örgütü ile karşı karşıyayız. Her gün bir şey çıkıyor... Kırıp dökmeden bu işi halletmek kolay değil.”

        Ekonomiye ilişkin olumlu beklentilere değiniyor:

        “Son 6 ay öncesine göre, yapılan saha araştırmalarında ekonominin gelecek 6 ay içinde iyiye gideceğini söyleyenlerde 10 puan yükselme var. Her gün 10’larca yatırım talebi geliyor. İmalatçılar, inşaatçılar planlarını paylaşıyor. İnsanlarda umutsuzluk yok. Hayat devam ediyor.”

        Sohbetin sonunda Demircan’a yönelttiği “Senin başlığın neydi?” sorusu ile dijitalleşme ve Endüstri 4.0 çağına vurgu yapan Yıldırım, Beyoğlu Belediyesi’nin önümüzdeki günlerde devreye alacağı “akıllı şehir” yatırımının da ipucunu vermiş oldu.

        Diğer Yazılar