Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        OSMANGAZİ Üniversitesi’nde gencecik 4 üniversite çalışanını katlederek hayatlarına son veren Volkan Bayar adlı caniyle ilgili döşenen senaryoları muhakkak okumuşsunuzdur. Bazılarının iddiasına göre bu şahıs aslında kripto bir FETÖ’cü. Ve bu katliam da FETÖ’nün bir senaryosu. Ve FETÖ devletin kendileriyle mücadelesini sulandırmak için Bayar’a bu katliamı yaptırdı.

        Olabilir mi peki böyle bir senaryo? Mümkün mü? Elbette mümkün! Söz konusu FETÖ olunca bu katliamın da planlı bir senaryonun sonucu olduğunu düşünmemek ahmaklık olur. Ancak şöyle bir durum var; diyelim ki bu cani FETÖ’nün kriptosuydu ve bu cinayeti de örgütüne bağlılık gereği işledi. İyi de peki bu kripto iftiraları ile “FETÖ’cü” deyip ihbar ettiği insanların onca itirazına, şikâyetine rağmen neden ciddiye alındı? Neden koskoca profesörlerin, öğretim üyelerinin “Volkan Bayar yalan söylüyor! Bizlere olan kişisel husumetini gidermek için alenen iftira ediyor!” haykırışları dikkate alınmadı. Onların itirazı değil de o caninin iftiraları ciddiye alındı ve iftira attığı insanların tamamının işine son verildi ve bu insanlar savcılığa sevk edilerek tutuklanıp yargılandı.

        Peki sonra?

        Yargılandıkları mahkemelerde hâkimlerin “Bu şahıslara isnat edilen suçları ispat eden bir durum yoktur! Bu şahısların FETÖ terör örgütüyle dolaylı ya da dolaysız bir bağlantısı bulunamamıştır” diyerek beraat kararı vermesine rağmen niye bu adam hakkında yalancılıktan, suç uydurmaktan herhangi bir işlem yapılmadı?

        Değerli okurlarım... Aslında söylenecek daha çok şey var bu mesele üzerine ama frene basmak durumdayım çünkü amacım göz göre göre hayatına son verilen 4 genç insanın katli üzerinden popülizm yapmak filan değil. Amacım bu katlin esas sorumlularından hesabının hızlı ve en doğru bir biçimde sorulmasına çağrı yapmak.

        Kimler bu caninin kripto bir FETÖ’cü ya da ruh sağlığı yerinde olmayan bir şizofren olduğunu anlayamadı ya da anlamak istemedi, bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bu olayın yaşanmasına sebep olanlardan hesap sorulmazsa devlete güvenin sarsılacağı ve FETÖ’ye karşı verilen mücadelenin büyük yara alacağıdır. Kimse kusura bakmasın ama bu katliam, “Katil esasında bir FETÖ kriptosuymuş” ya da “Şizofrenmiş” denilerek geçiştirilecek bir olay değil.

        ***********

        TÜRKÜYE DEĞİL, SÖYLEYENE BAKILAN DÖNEMDEYİZ ARTIK

        SİZ hafta sonları televizyonda neyi izlersiniz, kime bakarsınız bilemem ama benim evimde tek bir kanal ve tek bir program açıktır. O da Habertürk’tür ve Oylum Talu ile Hafta Sonu programıdır.

        Eğer evdeysem ve eğer erken uyanabilmişsem kahvaltı ederken Oylum Talu’yu izlemek en büyük keyfimdir. Dün de öyle bir keyfe sebep oldu sağ olsun. Her hafta değişik alanlardan, değişik insanları konuk alan Oylum’un konu ve konukları yine birbirinden değişik ve renkliydi. Tamamını keyifle izledim ama benim için can alıcı bölüm Alişan’ın katıldığı bölümdü. Afrin operasyonuna destek amacıyla Hatay’a giden sanatçılar arasında olan Alişan öyle bunalmış ki yapılan eleştirilerden ve yöneltilen hakaretlerden, “Yahu ben türkücüyüm, türkücü! Türkülerimi sağ için ya da sol için söylemem! Herkes için söylerim” diyerek isyan ediyordu adeta. “Eskiden de giderdik. Mesela Süleyman Demirel çağırdığında da giderdik. Mesut Yılmaz Başbakan’dı, o da çağırdığında giderdik. Kaç kere DSP Kongresi’nde konser verdim hatırlamıyorum sayısını. Hatta Bülent Ecevit’in aday olduğu ve seçildiği kongrede bile konser verdim. O zaman böyle tartışmalar olmazdı ama şimdi çık bir partinin kongresinde konser ver, bitersin!” derken farkında olmadan toplumdaki kutuplaşmanın geldiği boyutu gözler önüne seriyordu Alişan.

        Gerçekten de artık bu noktadayız değerli okurlarım. En bilinen ve beğenilen bir türküyü bile kimin söylediğine bakıp öyle dinleyen bir garip ruh hali oluştu toplumda. Mesela geçenlerde bir arkadaş grubuyla birlikte şarkılar dinlerken çok sevdiğim, her daim bayılarak dinlediğim bir türküyü açtım. Arkadaşlardan topluca itiraz geldi: “Kapat şu adamın sesini duymak istemiyoruz!” Ve aynı türküyü onun kadar iyi söylemediğine emin olduğum halde başka bir sanatçıdan dinlemek zorunda kaldım. “Kim o?” filan diye sormayın zira bu ayrımcılığın, bu kutuplaşmanın karşısında olan bir gazeteci olarak isim vererek birilerini kategorize etmek istemiyorum ama artık bir türküyü en güzel söyleyenin değil de iktidara, muhalefete yakınlığına ya da uzaklığına göre türkülerin dinlendiği bir dönemden geçtiğimizi biliyorum. Ve çok üzülüyorum geleceğimiz adına.

        ***********

        DİKKAT! WHATSAPP’INIZ TAKİP EDİLİYOR OLABİLİR

        AKILLI telefonlarla insanların birbiriyle iletişimi çok konforlu ve kolay ama aynı zamanda da çok riskli. Elinde bir akıllı telefon varsa nerede olduğunu, kimlerle ve ne halde olduğunu saklamak mümkün değil artık. Geçenlerde bir arkadaşımın sayesinde öğrendim ki, çok güvenilir sandığımız WhatsApp bile güvenilir değilmiş. Ve bunu yapan polis, istihbaratçılar falan da değil üstelik. Bunu yapanlar burnunuzun dibindekiler.

        Bir değil, birden çok casus programı varmış ve bu programlar sayesinde WhatsApp yazışmaları istenirse anbean takip edilebiliyormuş.

        Duyuyorum; “Nasıl yani?” diye soruyorsunuz.

        Şöyle: Eğer biri telefonunuza rahatlıkla girebiliyorsa (şifreniz yok ya da şifrenizi biliyor), WhatsApp ayarlarında bulunan web/masaüstü içindeki QR kodunu birkaç saniyede tarıyor ve o andan sonra WhatsApp’ta yaptığınız bütün yazışmaları takip edebiliyor.

        Diyebilirsiniz ki, “Şifrem yok, parmak izi ile açıyorum telefonumu”.

        Asıl tehlikeli olan da buymuş. Siz uyurken mesela, derin uykudayken, parmağınızla telefonunuzu birileri açabilir ve WhatsApp’ını patlatabilir.

        İnanın hayali değil bu yazdıklarım, o nedenle dikkat edin. Mesela eşinin uykusunun hassas olduğunu bildiği için kahvesine uyku hapı atıp derin uykuya dalınca bu işlemi yapan ve aylarca eşinin yazışmalarını takip eden birilerinin olduğunu duydum. Ben olsam parmak izi değil, şifre kullanırım. Ve bu şifreyi de ara sıra değiştiririm. Ha bu arada söz konusu casusluk programıyla takip edilip edilmediğinizi öğrenmek için WhatsApp’ın web/ masaüstü bölümünü kontrol edin. Takipteyseniz kimin takip ettiği filan aynen yazıyormuş orada. Bilginize...

        Diğer Yazılar