Canan Kaftancıoğlu nefer mi olur yoksa küskün bir bebek mi?
Geçtiğimiz Pazar günü CHP’nin 18 saat süren Parti Meclisi toplantısının ardından yaşanan gelişmeleri biliyorsunuz…
Bir değil, birden çok sebep dolayısıyla kavgalı ve tartışmalı geçen o toplantıda en dikkat çeken şey İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medya üzerinden istifa etmesi ve 7 saat sonra da yine sosyal medya üzerinden istifasını geri aldığını duyurması oldu.
Önceki gün konuğu olduğum Habertürk TV’deki Türkiye’nin Nabzı programında, moderatör Didem Arslan Yılmaz’ın ilk sorusu Kaftancıoğlu’nun bu hareketini nasıl değerlendirdiğim olunca eğmeden bükmeden şöyle bir yorum yapmıştım değerli okurlarım;
“Bu büyük bir ciddiyetsizliktir! Türkiye Cumhuriyeti ile aynı yaşta olan CHP gibi köklü bir parti bu hareketi hiç hak etmiyor. Genel Merkez kesinlikle bu ciddiyetsizliği karşılıksız bırakmamalı!”
Bu sözlerim, bu ifadelerim CHP tabanında inanılmaz karşılık buldu o akşam.
Sık sık eleştirdiğim için partilerinin yönetim biçimini… Bana alınan, tavır alan birçok CHP’li bile gerek mesajlarıyla gerekse programdan sonra bizzat arayarak Kaftancıoğlu konusundaki değerlendirmemde yerden göğe kadar haklı olduğumu söylediler.
Tabii bu hakkı verenlerin çoğu Kaftancıoğlu ve başını Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın çektiği 10 Aralık Hareketi’ne öfke duyanlar, bu hareketin yaptığı inanılmaz manevralarla mağdur edilen partinin emektarlarıydı.
O nedenle açıkçası söylediklerimin tam karşılık bulduğunu düşünmedim.
Yani beni arayanlar, bana Kaftancıoğlu’nun hareketini ciddiyetsiz ve basit, CHP’ye yakışmayan işler olduğunu söylediğim için hak verenler zaten Kaftancıoğlu’na mesafeli ve tavırlı olanlardı.
Mühim olan olmayanların yani Kaftancıoğlu’nu o koltuğa oturtanların ne düşündüğüydü ve ne yapacaklarıydı…
O akşam o kanattan herhangi bir dönüş almadım.
Ancak dün akşam gelen bilgilere göre Kaftancıoğlu’nun Twitter üzerinden istifa etmesi sonra geri alması Genel Merkez’de de bayağı rahatsızlık yaratmış. Ve başta Grup Başkanvekili Engin Altay olmak üzere bazı MYK üyeleri Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ndan bu hareketinin bir karşılığı olması gerektiği belirtilmiş.
Ve partisinin İstanbul gibi dev bir metropolün İl Başkanı’nın bu tavrından kendisi de epeyce rahatsız olan Kemal Bey de Kaftancıoğlu’nun Ankara’ya gelmesini istemiş.
Tabii Kılıçdaroğlu’nun bu daveti kendisine iletilirken aynı zamanda sebebi de aktarılmış.
“Canan Hanım… Genel Başkanımız resmi olarak, tüzüğümüze, usulümüze uygun olarak partimize yakışır bir biçimde istifa etmenizi istiyor!”
Bu haberi aldıktan hemen sonra İstanbul il örgütü üyelerini toplantıya çağıran Kaftancıoğlu, Genel Başkan tarafından istifasının istendiğini ve bunu da yapacağını söylemiş.
Kendisine yakın üyelerin bazıları bu kararı üzerine itiraz edip, homurdansa da Kaftancıoğlu; “Arkadaşlar meseleyi uzatmaya gerek yok! İstifa edeceğim!” diyerek net tavrını ortaya koymuş.
Ama gelin görün ki, oturduğu koltuğun sorumluluğun farkında olmayan, üstlendiği görevin ne manaya geldiğini bilmeyen Canan Hanım, kimden geldiğini bilmediğim telefon görüşmesi için dışarı çıkıp, 15 dakika sonra döndüğünde ise şu ifadeleri kullanmış; “Kararımı değiştirdim. Görüşmelerim neticesinde hak verdim ki, meclis üyeleri listelerini de bizim yapmamız lazım. Yani bu ekibin. O listeleri YSK’ya vermeden hiç kimse beni koltuktan indiremez!”
Özetle… İstanbul İl Başkanlığını yapboz tahtası gibi gören Kaftancıoğlu Genel Merkez’in bu talebine kesinlikle karşılık vermeyeceğini söyleyerek açık rest çekmiş.
Tabii parti CHP olunca esas sonucun ne olacağını inanın kestirmekte ben de zorlanıyorum.
Ama son aldığım kulislere göre Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve ona yakın kurmayları Kaftancıoğlu’nun bu restini görüp; “Haydi Canan Hanım… Twitter’da İlk istifa açıklamanda dediğini yap ve sıradan bir üye olarak nefer ol ve git İstanbul sokaklarında çalış!” diyeceklerini öğrendim.
Bakalım Canan Hanım Genel Merkez’in istediğini yapıp nefer mi olacak yoksa yapboz tahtası elinden alındı diye salya sümük ağlayan bir bebek mi?
Göreceğiz efendim…