Dün ailece müthiş bir işe imza attık!
Türkiye’nin en saygın ve en çok okunan internet gazetesi HABERTURK.COM olarak çok gururluyuz…
Çünkü Türkiye’de ilk kez internet üzerinden sürekli hareket halinde, kesintisiz, uzun bir canlı yayın gerçekleştirdik…
Hem de son günlerin en çok konuşulan, adı en çok telaffuz edilen isimlerden biri olan Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir adayı Binali Yıldırım ile…
Diyebilirsiniz ki; “Amma abarttın Sevilay… Sonuçta internet üzerinden yayın artık herkesin, üstelik de sorunsuz yapabildiği bir iş haline geldi…”
Eğer yaptığımız iş gerçekten de internet üzerinden sıradan bir canlı yayın olmuş olsa idi bu tür fikre sahip olanlara asla itiraz etmezdim.
Ancak değerli okurlarım… Hakikaten bizim dün yaptığımız iş, habercilik açısından çok farklı ve zor bir olaydı…
Bir kere şunu söyleyeyim… Yaptığımız yayının nasıl yapıldığından çok kiminle yapıldığı meselesi çok ama çok mühim bir ayrıntı.
Düşünün… Sadece internet üzerinden yapılan yayının konuğu hepi topu 4 gün sonra Türkiye’nin en gözde şehri İstanbul için büyük bir sınav verecek çok ama çok önemli bir siyasi…
(Bu arada yeri geldi parantez açıp şunu da yazayım… Onca yoğunluğunun arasında… Çok riskli bir yayın olduğunu bile bile… Bize güvenip, inanıp projemize icabet ettiği için Binali Bey’e müteşekkiriz…)
Ve böyle önemli bir siyasiyle internet üzerinden canlı yayın yaparken geçin çevresel faktörler dolayısıyla oluşabilecek aksilikleri… Yayının her saniyesi risk altındaydı.
Neden?
Çünkü yayın canlıydı ama televizyonların yaptığı gibi uydudan falan değildi.
Sadece internet üzerindendi…
Bağlantı kurulamayabilir… Kesilebilir, kopabilir ve kopup da bir daha geri gelmeyebilir vesaire…
Hani sabit bir noktada olsanız o da sorun değil. Nihayetinde risk en aza iner...Ama biz bir çılgınlık yaptık ve yayınımızın tamamını sürekli hareket halinde gerçekleştirme kararı aldık...
Beykoz’da Paşabahçe durağında rastgele bir halk otobüsüne atlıyorsunuz ve o otobüs en az 40 km hızla giderken tüm Türkiye’nin; “Ne söyleyecek acaba?” diye dikkat kesildiği İstanbul’u yönetmeye en sıkı adaya sualler yöneltiyorsunuz.
Samimiyetle söylüyorum… Pazartesi yayını yapacağımızın anonsunu yaptıktan sonra başka medya gruplarında çalışan bazı meslektaşlarım işin özünü öğrendiklerinde; “Valla çok riskli! Ben olsam bu işi hareketli yapmam. Sabit bir noktadan yaparım” diyerek endişelerini dile getirdiğinde…
Onlara; “Yok… Sorun olmaz… Olmayacak…” diyordum hep ama yalan yok bir yandan da kalbim güm güm güm atıyordu korkudan...
Bu yüzden de sabaha kadar uyuyamadım.
Çünkü eyvallah işin sonunda haberciliğe örnek olacak, tarihe ilk diye yazılacak, pekala çok güzel bir iş çıkarmak vardı ama bir de yapamamak, becerememek ve hüsrana uğramak gibi bir büyük risk vardı.
Çok şükür olmadı öyle bir şey.
Gerçekten de hayal ettiğimiz, inandığımız gibi muhteşem bir iş çıkardık.
İzlemeyenler olduysa lütfen ne demek istediğimi tam anlayabilmeleri için izlemelerini rica ediyorum o yayının.
Göreceksiniz… Otobüs kah duruyor… Kah sallanıyor… Kah sarsıyor…
Sonra bir yerde iniyorsunuz… Sokakta yürümeye başlıyorsunuz… Siz bir taraftan canlı yayına yürürken devam ederken, diğer taraftan çevredeki insanlar Binali Yıldırım’la selamlaşmak, konuşmak istiyor... Onlara kayıtsız kalamıyorsunuz falan...
Bir de o anda yayıncılık açısından çok da hoş olmayacak olayların, diyalogların yaşanmasına neden olacak ters bir insanla karşılaşmak da mümkün…
Velhasıl sürekli bir tedirginlik hali ve dikkatli olma refleksi gerdi de gerdi beni ve arkadaşlarımı...
Ha... Bu arada bazıları sanmış ki kurguydu her şey… Ama vallahi billahi, en kutsallarımın üzerine yemin ederim ki Binali Yıldırım’ı halk otobüsüne bindirme fikri hariç her şey, her saniye spontane ve doğaldı…
Mesela Anadolu Hisarı Muhtarı Güzin Hanım’la karşılaşmamız… Güneşi gören sokak köpeğinin iskelenin önünde miskin miskin yatarken hallerine hayran kalan Binali Yıldırım’ın köpeği sevmek için duraklaması…
Sonra iskelenin önünde Azerbaycan’dan gelen bir yabancının resim çektirmek için Binali Bey’in üzerine atlaması… Ne izliyorsanız orada her şey kendiliğinden gelişti ve hamdolsun ki korktuğumuz hiçbir aksilik de yaşanmadı...
Ama bir de şu tarafı da vardı olayın...
Yıldırım’ı o güzel, samimiyet içeren görüntülerle karşılaştığı anlarda internet bağlantımızın “küt” diye kopma ya da tatsız olayların yaşanabilme olasılığı da vardı.
Neyse ki olmadı… Ve biz ailecek bundan sonra Türkiye’de hep ilk olarak anılacak şahane bir işe imza attık.
Tabii bu projenin hayat bulmasında, pratiğe dökülmesindeki en büyük aktörün HABERTURK.COM Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Barlas olduğunu söylemeliyim…
Sağ olsun... Projeyi ilettiğim anda inandı bana ve bir an bile düşünmeden heyecanla; “Muhteşem olur!” deyip muhabir ruhumu ateşleyip yola düşürdü...
Gerçekten Yavuz’un çok büyük katkısı oldu bu projede...
Ve ekibi de büyük titizlik gösterdi.
Bu vesile ile başta yayını saniye sektirmeden en güzel hali ile HABERTURK.COM izleyicilerine ulaştıran kameraman kardeşim Deniz Pirinççiler olmak üzere, dünkü özel yayınımızda emeği geçen tüm arkadaşlarıma çok çok teşekkür ediyorum…
Hakikaten hepsi harikaydı…