YSK'nın kararı ne olur?
Bir kere peşin peşin başlıktaki sorunun cevabını yazayım değerli okurlarım: “Kanaatimce sonuç ne olursa olsun 'adil' olacak!”
Kısa adı YSK, yani “Yüksek Seçim Kurulu” kesinlikle hukuk neyi gerekli kılıyorsa ondan yana karar verecek!
Biliyorum biraz ortada bir yanıt oldu. Bu nedenle de büyük bir ihtimalle bazılarınız cevabımı, “Ne şiş yansın ne kebap yansın!” şeklinde yorumladı hemen ama öyle değil.
Çünkü mevcut durumda ortanın dışına çıkmam, başka türlü bir yorum yapmam mümkün değil değerli okurlarım.
Neden?
Çünkü YSK’nın İstanbul ile ilgili kararının ne olacağını ne ben biliyorum ne de siz biliyorsunuz!
Tamam… Hepi topu iki ihtimal var.
Ya AK Parti’nin İstanbul'da seçimler yenilensin itirazına “Evet” diyecek YSK…
Ya da “Hayır” deyip, İBB’nin mazbatasını Ekrem İmamoğlu’na verecek.
Hangisi olur, nasıl bir sonuç çıkar bilemem.
Bildiğim tek şey; YSK’nın vereceği kararın asla ama asla siyasi bir karar olmayacağıdır.
Sadece YSK’nın vereceği kararın neden adil ve doğru olacağına inandığımı anlatmak açısından ihtimalleri deşmek gerekirse…
Nedir birinci ihtimal?
“İstanbul da seçimin yenilenmesi…”
Peki olabilir mi? YSK gerçekten böyle bir karar verebilir mi?
Elbette verir!
Amaaaaa… Bu kararı verebilmesi için YSK’nın önünde çok sağlam, hukukla asla çelişmeyecek, hukukumuzunasla reddedemeyeceği çok net, somut deliller olması gerekiyor.
Ne demek istediğimi tam anlatabilmek için konuyu açayım biraz.
Mesela Büyükçekmece meselesi…
Biliyorsunuz, AK Parti’nin seçimlerin yenilenmesine dair itirazındaki en kilit ilçe!
İddiaya göre Büyükçekmece'de taşıma ve hayali seçmenle 31 Mart’taki seçimin sonucuna etki edilmeye çalışılmış…
Mesela tır garajı, çocuk parkı, boş arazi, inşaat gibi yerlerde seçmen oturuyor gibi gösterilmiş ve bunlara da oy kullandırılmış.
Bu konuda Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturma başlattığını ve İstanbul Emniyet’ine verdiği talimatla, emniyetin 900 polisle çok geniş çaplı bir çalışma yaptığını biliyoruz.
Ne elde ettiler, tespitleri nasıl sonuçlandı bilmiyorum ama polisin büyük bir titizlik içerisinde, hiçbir ihtilafa yer vermeyecek biçimde yaptığı o inceleme önceki gün tamamlandı.
Ve yapılan incelemeler de savcılığa teslim edildi.
Polisin yaptığı incelemede ne kadar ikametsiz seçmen tespit edildiği bilgisine vakıf değilim.
Ancak güvendiğim hukukçulardan aldığım görüşlere göre durum şu:
Eğer polisin yaptığı inceleme sonucunda, ikametsiz ve oy kullanmış seçmen, Büyükçekmece'de seçimin sonucunu değiştirecek sayıda ise YSK el mahkûmBüyükçekmece'de seçimin yenilenmesine karar vermek zorunda!
Ama diyelim ki polisin yaptığı tespitlerde ikametsiz oy kullananların sayısı Büyükçekmece'deki seçimin sonucunu etkilemeyecek sayıda. Yani o hayali, taşımalı seçmenler yok sayılsa dahi seçimin sonucu değişmiyor… İşte o zaman da YSK’nın seçimi yenileme kararı vermesi mümkün olmayacak.
Bilmiyorum şimdi anlatabildim mi, neden YSK’nın vereceği sonucun her ne olursa olsun hukuki, adil ve doğru bir karar olacağına inandığımı…
Şimdi bazıları diyecek ki; “Efendim bu dediğin zor! Çünkü iktidar tarafı YSK üyelerini alenen etkilemeye çalışıp, baskı yapıyor. YSK’nın iktidarın baskısı altında İstanbul'da seçimleri yenilemekten başka şansı yok!”
Kesinlikle reddediyorum bu tezi.
Çünkü YSK, kim hangi taraf baskı yaparsa yapsın, o yönde bir karar ve-re-mezzz!
Kaldı ki YSK’ya bir baskı varsa eğer, hakkaniyetli olup, bu baskının tek taraftan olmadığının da altını kalın kalın çizelim.
Tamam… AK Parti İstanbul seçimlerinin yenilenmesi konusunda çok ısrarcı ve çabalayıcı ama dikkatinizi çekerim muhalefet tarafı da bir o kadar mücadeleci ve inatçı!
Diyelim ki; AK Parti iktidar gücünü ve sahip olduğu medya gücünü kullanarak YSK’yı etkilemeye çalışıyor… Aynı şeyi karşı taraf için de söylemek mümkün o zaman. Sonuçta onlar da kendi medya araçlarını kullanarak ve özellikle sosyal medya üzerinden etki yaparak kamuoyunun gücünü arkasına alıyor ve YSK’yı aynı biçimde etkilemeye çalışıyor.
Sözün özü;
Sanırım bugün, yarın belli olur sonuç.
Ama sakin olun. Rahat olun. Gerilmeyin, germeyin…
Çünkü sonuç her ne olursa olsun…
Mutlaka YSK hukukun üstünlüğünden şaşmadan, hukuka uygun karar alacaktır.
Unutmayınız ki sonuçta hukuk, siyasileri ve onların arkasındaki kitleleri memnun etmek için değil, toplumsal düzeni, uzlaşmayı ve koordinasyonu sağlamak için var!