Kim bu Belit Onay ve nasıl "olamaz" denilen şeyi başardı?
Sık sık olmasa da göğsümüzü kabartan güzel şeyler de oluyor memleketim adına…
Bunlardan biri de önceki gün “Asla olmaz! Mümkün değil” denileni tersine çevirerek Almanya’nın en eski ve en kalabalık büyükşehirlerinden biri olan Hannover'de yüzde 52.9 oy oranıyla belediye başkanlığını kazanan Belit Onay!
Peki kimdir bu Belit Onay ve ne yapmıştır ki, nasıl yapmıştır ki, 73 yıldan bu yana Almanya’nın en güçlü partilerinden SPD’nin elinde olan Hannover Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı devralabildi?
Yani nasıl başarmıştır; “Asla olmaz, olamaz” denilen şeyi?
Önce Belit Onay hakkında kısa bir bilgi vereyim…
SİYASETE İLGİ ÇOCUKLUKTA BAŞLADI
70’li yıllarda Almanya’ya giden İstanbullu Türk göçmen bir ailenin iki çocuğundan büyüğü…
1981 yılında Almanya’nın kuzeybatısındaki Aşağı Saksonya eyaletinin “Goslar” adındaki küçük şehrinde dünyaya gelmiş.
İlk, orta ve lise öğrenimini bu küçük şehirde bitirdikten sonra üniversite eğitimi için Hannover’e geçmiş.
Çok küçük yaşlarda ırkçılık ve dolayısıyla siyasetle tanışan Onay ileride yapmayı kafaya koyduğu siyasetteki kariyerinde önemli bir yer tutacağına inançla hukuk okumayı tercih etmiş.
CUMHURİYET RESEPSİYONUNDA BAŞLAYAN AŞK!
Ve teşekkür konuşmasında; “Sen benim her şeyimsin” diyerek hitap ettiği kamuoyunda merak uyandıran eşi Derya Onay Akbay...
Babası aslen Göremeli ancak Kayseri'de yetişen ve Erciyes Üniversitesi Makina Mühendisliği mezunu ve 1986 yılında Almanya’ya göç eden Mustafa Akbay’ın dört çocuğundan biri olan Derya Onay Akbay da eşi gibi çok iyi bir eğitime sahip.
Ekonomi okumuş Almanya’da ama yüksek lisansını Londra’da çok iyi bir üniversitede yapmış. İngilizce, Almanca, Türkçeyi çok iyi biliyor ve bu üç dilde de yeminli tercümanlık yapma belgesi var.
Yaklaşık 4 yıl evvel bir 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda tanışan Belit ve Derya’nın bir oğlu var ama bir kız çocuklarının da yolda olduğu bilgisini aldım...
Yani Derya Hanım hamile ve Mart ayında da doğum yapması bekleniyor.
MECLİS ÜYELİĞİNDEN BAŞKANLIĞA
Belit Onay küçük yaşlardan beri ilgi duyduğu siyasete ilk olarak Yeşiller Partisi’nde başlamış.
Alman politikasına katkıda bulunmak için siyasete atılan Onay, 2013 yılında ise Aşağı Saksonya Eyalet Parlementosu’na milletvekili olarak girmeyi başarmış ve ikinci dönem milletvekilliği yapmakta idi...
Ve işte politik kariyerine Hannover Belediye Meclisinin sıradan bir üyesi olarak başlayan o Belit Onay önceki gün yapılan seçimde büyük bir başarıya imza atarak hem SPD'lilerin 70 yılı aşkın kalesini yıkarak hem de Almanya’da bir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan ilk Türk kökenli olarak inanılmaz bir başarıya imza attı.
(Bu arada Hannover’in Almanya için sıradan bir büyükşehir olmadığını, dünyanın en eski yerleşim yerleri arasında yer aldığını ve Almanya’nın uzun yıllar süresince topraklarının bir parçası olarak korumayı başarabildiği ender şehirlerden biri olduğunu ve yarım milyondan fazla nüfusa sahip bu kentte Türkiye’den göç edenlerin sayısının da bir hayli fazla olduğunu not olarak düşeyim...)
Şimdi gelelim nasıl başardığına...
SAMİMİ, İÇTEN, UZLAŞMACI ADAY
Dün gün boyu uzun yıllardan bu yana Almanya'da yaşayan kaynaklarımla, dostlarımla Onay’ı bu başarıya götüren etkenlerin ne olduğunu anlamak için telefonlardaydım.
Bildiğiniz üzere Yeşiller Partisi sosyalist temelde politikaları savunan bir siyasal partidir.
Evet. Bu partiye mensup çok sayıda Türkiye kökenli siyasetçi var ama hiçbirisi daha evvel böylesi bir seçim kazanımını elde edememişti.
Çünkü böyle bir kazanım için her kesimin sempatisine mazhar olabilmek ve her kesimden oy alabilmek bir zorunluluktur.
Peki Almanlar için son derece tarihi ve kritik önemi olan ve aynı zamanda Türkiye’den göç edenlerin yarısına yakını muhafazakar diğer yarısı farklı görüşlerde olan seçmenlerden yüzde 52.9 oy alabilmek için Belit Onay ne yaptı?
Bir kere kiminle görüştü isem hakkında hemen herkesin kullandığı ortak ifade şu;
“Çok sempatik… Samimi ve içten… Seçim çalışmaları boyunca hiç kimseyi dışlamadan, kimseye ayrımcılık yapmadan herkesi kucaklayan bir tavır sergiledi…”
Kampanyası boyunca toplumun tüm katmanlarıyla temas halinde olmuş hep.
Müslümanların, İslamiyet ile ilgili önyargıları kaldırmak amacıyla düzenledikleri “Açık Cami Günlerine” de her türlü desteği vermiş…
LGBT’lilerin eylemlerinde de yanlarında olmuş…
Sinagogların, kiliselerin davetlerine de iştirak etmiş… Ramazan ayında düzenlenen iftar programlarına da katılmış.
Yakından takip eden bir dostum; “Belit Onay Almanya'daki klasik Türk siyasetçiler gibi olmadığı için kazandı. Mesela bir Cem Özdemir gibi yapmadı. Türkiye’yi, politikalarını eleştirdi ama saldırarak, Türkiye’yi yerden yere vurarak yapmadı bunu. Daha naif ve uzlaşmacı bir dil kullandı ve bunu tavırlarına da hep yansıttı. O nedenden dolayı da zaten Hannover’de yaşayan her kesimden oy alabildi….”
TATLI DİL YILANI DAHİ DELİĞİNDEN ÇIKARIR!
Sözün özüne gelirsek değerli okurlarım...
Almanya’nın en büyük şehirlerinden birinin Türk kökenli bir siyasetçi tarafından kazanılmasında da yine yol aynı olmuş...
Hani demiş ya atalarımız; ”Tatlı dil yılanı dahi deliğinden çıkarır!”
Onay sekter politikalara sahip partisinin o sekterliğine aykırı davranıp uzlaşmacı, herkesi kucaklayan ve seçmeninin hangi görüşte ya da kimlikte ya da nereden geldiğine bakmadan bir duruş sergilediği için bu başarıyı elde etmiş...
Yani tatlı ve samimi yaklaşımları sayesinde kazanmış o seçimi...
Doğru da yapmış!
Zaten yapmasaydı da hem LGBT (Lezbiyen Gay Biseksüel Trans) lobisinin hem de muhafazakar Müslümanların desteğini alacak böyle bir seçmen yelpazesi oluşmazdı Hannover’de...