Bidonlu vatandaş sokakta, Tunç Soyer dansta mı gerçekten?
Şu günlerde İzmir’de yaşayan bir vatandaş olmak istemezdim.
Çünkü fotoğraflara, videolara yansıyana göre İzmirli susuzluktan perişan...
“Allah’ın işi işte…” deyip geçiştirmeyeceğim zira koca kentin suyunun sağlandığı barajdan arıtma tesisine su taşıyan o borunun patlaması mutlaka teknik bir eksiklik ya da yanlışlıktan kaynaklıdır.
Patlayan sıradan bir boru değil, ana boru nihayetinde…
“İhaleyi alan ve o boruları döşeyen firmaya” mutlaka bu işin hesabı sorulup bedeli ödetilmeli...
Bu arada tabii iktidara yakın medyanın ve bazı insanların İzmir sokaklarındaki elinde bidonlu vatandaşların görüntüleri üzerinden CHP’ye, Tunç Soyer’e muhalefet etme, siyaset üretme niyetleri çok anlaşılabilir, eyvallah.
Nihayetinde böyle bir durum CHP’li değil de AK Partili bir başkanın yönettiği kentte olsa idi aynı şeyi mutlaka diğer taraf kullanırdı.
Ancak bu olan biten hadisenin Tunç Soyer’in geçtiğimiz Cumhuriyet Bayramı’nda verilen baloda yaptığı dansla ne ilgisi var?
Üç gündür bakınıyorum sosyal medyaya...
Özellikle de Twitter’a...
İktidara yakın trol kafalı kişiler, İzmir’in yaşadığı su kesintisi ile ilgili kullandıkları görsellerde... Bir yana bidonlarla tanklardan su ihtiyacını karşılamaya çalışan vatandaşları, diğer yana da Soyer’in papyonlu, smokinli dansını koyuyor.
Videoya bakınca sanıyorsunuz ki, İzmirli sokakta bidonlarla, kovalarla perişan bir haldeyken Soyer de onlara inat, deliler gibi dans ediyor...
Tabii aklı başında insanlar… Özellikle İzmirliler, bunun böyle olmadığını biliyorlar ama bilmeyenler de var…
Ve hatta kullanılan görselin yüzde 100 doğru olduğuna inananlar da...
Üşenmedim dün dakikalarca başta eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olmak üzere bu karşılaştırmalı video paylaşımlarına yazılan yorumları tek tek okudum.
Mesela biri diyor ki; “Halkçı Parti’nin halkçı başkanı böyle mi oluyormuş? Yazıklar olsun bunlara! Vatandaş susuzluktan kırılıyor başkanı ise pistte dans ediyor!”
Bir diğeri; “Geçmişteki CHP zihniyetinin yeniden tekrarı işte! Geçmişte de Beyaz Türkler seyri sefa yaparken normal halk kuyruklarla, susuzlukla, kıtlıkla mücadele ederdi. CHP zihniyeti bugün aldığı şehirlerde bunu tekrar ediyor. Yazıklar olsun bu zihniyete...”
Ve daha niceleri... Yüzlerce belki de binlerce vardı, Soyer’in bidonlu susuz vatandaşa aldırış etmeyip de papyonu ile dans edişine dair bu tür yorumlar.
Gazetecilik dersleri yanında reklam, halkla ilişkiler, iletişim stratejisi üzerine konusunun uzmanı birbirinden değerli hocalardan ders almış biri olarak söylüyorum...
Vallahi billahi o derslerde bize “reklamın babası” olarak öğretilen “algı yönetimi uzmanı” David Ogilvy bunları bilse, tanısa kendinden utanır, "Yahu ben hiçbir halt becerememişim, hiçbir halt değilmişim meğer” deyip kendi adını sildirirdi tarihten!
Yerine Melih Gökçek’i falan yazdırırdı!
*
Erteleme daha büyük yanlış!
Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, kabine toplantısı sonrası değerli konut vergisine ilişkin, "Bir yıllık erteleme söz konusu olabilir" açıklaması yaptı.
Kalın’ın ifadesinden anlaşılana göre bu kesin bir durum değil.
Ancak kesin bile olsa…
Yani bu erteleme kararının yüzde 100 alındığını varsaysak bile…
Bazılarının aksine hiç olumlu bir gelişme olarak görmediğimi söyleyeyim.
Çünkü bu “belirsizlik” durumu benim önceki gün kaleme aldığım yazıdaki olası sorunların daha fazla yaşanmasına sebep olacaktır.
Kalın’ın açıklamasının hemen sonrası tanıdığım birkaç gayrimenkul uzmanını ve müteahhidi aradım.
Onların da aynı kanaatte olduklarını söyleyeyim.
Hatta bazıları bu erteleme durumunun bir önceki duruma göre daha negatif bir pozisyona yol açacağını düşünüyorlar.
“Vergiyi ödemeleri için kendilerine gönderilen tebligatların durdurulmuş olması açısından bazıları için müjdeli bir haber olabilir bu haber ama sektörün canlılığı, alım/satım durumunun hareketliliği açısından felaket bir haberdir bu” diyorlar.
Katılıyorum.
Çünkü yapılacak çalışmalar sonrası alınacak karara göre nasıl bir tablo çıkacağı belli değilken artık kim yatırım yapmayı düşünür?
Hangi yabancı yatırımcı vergi sisteminde sürekli oynama yapan bir ülkeye parasını bağlar?
Bırakın yabancı yatırımcıları falan…
Böyle bir durumda yani hangi gayrimenkule ne kadar vergi geleceği ve nasıl uygulanacağı belli değilken...
Allah aşkına hangimiz gider de; “Paramı bir konuta, ofise ya da arsaya yatırayım” der?
Diyenler var ise aranızda lütfen bana gerekçeleri ile yazsınlar.
Çünkü böyle bir belirsizlik durumunda gösterilen bu cevvalliğin nedenini en azından kendi merakımı gidermek için öğrenmek istiyorum...