O satırlarıyla gidip Suriye'de savaşsınlar!
Avcılar’da bir restoranda yaşanan olayla alakalı görüntüleri mutlaka izlemişsinizdir ama ben yine de kısa bir özet yapayım.
Olay geçtiğimiz yılın Haziran ayında yaşanmış.
Denilene göre, Suriyeli bir grup yine Suriyeli tarafından işletilen bir restorandan borçlanarak yiyip içiyor. Ancak borçları kabarınca, 30 bin TL’ye varınca restoranın sahibi yeğenini yollayıp borçlarını ödemelerini talep ediyor. Ödemiyorlar. Ödemeyeceklerini söylemek için de ellerinde satır ve bıçaklarla söz konusu restorana dalıp, işletme sahibine ve çalışanlarına saldırıyorlar. Yetmiyor kasada bulunan 5 bin lirayı da gasp edip çekip gidiyorlar...
Aslında daha önce yani yaşandığı dönemde de gündeme gelmişti bu olay.
Ancak tabii görüntüler olmadığı için kamuoyunda olay basit bir alacak verecek kavgası sanılmış, üzerinde durulmamıştı.
Meğer vahamet sanıldığından çok daha korkunç imiş.
Sizi bilmem ama Suriyeliler meselesiyle ilgili bu köşede defalarca uyarı niteliğinde yazılar kaleme almış ve de o uyarılarında “haklı çıkmış” biri olarak yine de çok üzüldüm.
Üzülmekten de öte korktum ve meselenin vardığı boyut nedeniyle var olan endişem daha da arttı.
Adamlar resmen mafya kurmuşlar.
Kendi mafyalarını…
Ve görüntüleri izlediğinizde görüyorsunuz ki çok korkusuz ve umursamazlar. Sayamadım ama söz konusu o görüntülerde kavgaya karışan, dahil olan en az 30 adam var.
Haberlerde ise tutuklanan kişi sayısının 4 olduğu söyleniyor.
Niye 4 onu bilmiyorum ama şahsımı yine bazılarının “ırkçı, kafatasçı” bilmem ne diyerek yaftalayacaklarını bile bile bir kez daha uyarmak istiyorum.
Herkes artık farkına varmalı ki Suriyeliler konusunda yaşadığımız bu günler iyi günlerimiz.
Adım gibi eminim eğer bu konuda köklü ve hakikatli bir önlem alınmaz ise ülkeyi çok daha kötü günler bekliyor.
Ellerinde satırlarla, bıçaklarla güpegündüz restoran basıp insanları darp eden ve utanmadan bir de kasadaki parayı gasp eden Suriyeli bu çeteler bir gün hepimizin başına bela olacak.
Bugün sırf “iktidarın politikası” olduğu için Suriyelileri sahiplenip insani boyutlarıyla ele alan bizim mahalledekiler bile o gün geldiğinde; “Yandık, bittik!” diyecek.
Hep dedim.
Bir daha diyeyim.
Suriye’de korkunç bir savaş var ve bundan dolayı da ülkemize sığınan kadınlara, çocuklara, hastalara ve yaşlılara ev sahipliği yapmak boynumuzun borcu.
Mesele onlara ev sahipliği yapmak, sahip çıkmak ise sonuna kadar varım.
Ancak hiç kimse benden elinde satırla, bıçakla gezen bu saldırganlara karşı tevazu göstermemi beklemesin…
Allah hepsine rahmet eylesin... Biz daha dün o bataklıkta 8 gencecik insanımızı şehit verdik.
Eyvallah askerimiz Suriye’de Suriyeliler için değil, ülkemizin sınır güvenliğini korumak için savaşıyor.
Buna hiç itirazım yok ama lütfen bu arada ülkesinin bağımsızlığı için savaşmak yerine Türkiye’ye sığınmış elinde satırla gezen bu çakalların artık hepimiz için ciddi bir risk, tehdit olduğunun da farkına varalım.
Yeter artık gerçekten.
Tevazu tevazu bir yere kadar.
Bitti tevazu artık.
Ben bu adamları zora düşmüş, masum insanlar olarak görmüyor ve kabul etmiyorum.
Bunların ülkemin cezaevinde tutulması bile külfettir!
Hiç gerek yok bu tutuklamalara filan.
Toplayın bunların eli satır tutabilecek sağlıkta ve yaşta olan adamlarını…
Ve satırlarıyla birlikte götürüp aldığınız yere bırakın!
Madem bu kadar yürekleri var…
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğuna aldırış etmeden mafyalaşacak kadar cesaretleri var…
Gitsinler o cesaretleriyle ve satırlarıyla ülkelerinin bağımsızlığı için savaşsınlar!