Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çözüm Süreci’nde Akil İnsanlar Heyeti’nde üstelik de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat isteği ile yer alan Kadir İnanır birkaç gündür yine toplumun bir kesiminin hedefinde.

        Yine diyorum çünkü hedef olması ilk değil.

        Geçtiğimiz ay da tutuklu Selahattin Demirtaş’ın yazdığı “Devran” adlı kitabın tiyatroda sahnelenen oyununa katıldığı için CHP’li siyasi eşleri ile birlikte eleştiri oklarına maruz kalmıştı İnanır.

        Bu kez de gittiği bir AVM’de gazetecilerle karşılaşınca onları kırmayıp sorularına içtenlikle verdiği cevaplar nedeniyle hedefte...

        Önce muhabirlere ne demiş olduğu gibi aktarayım; “Benim bir tek isteğim var her şey bu ülkede çok güzel olsun, herkes birbirini çok sevsin saysın. Tabii ki bizim birbirimize karşı toplum olarak birey olarak görüşlerimizde farklılık muhakkak olacaktır, öyle olmazsa tadı olmaz, yaşamın da tadı olmaz. Ama acil olarak bütün bu sorunları kenara bırakacağız. Sizin çalıştığınız mecralar rahat çalışacaklar. Sosyal hayat hızlanacak, toplumda büyük bir KDV yaratılacak ki her şey çok güzel olsun. Bunun bir tek yolu var barıştan geçiyor. Ben bunlarla ilgili yoğun çalışmalar içerisindeyim. Onun dışında mesela film çalışmalarının içinde gereken şeyleri söylüyorum, benim yapacağım işlerin sosyal içeriği bütün bu anlattığım sorulanların bir parçasını içerisinde taşıması gerekiyor. Onu da yapacağız umuyorum ama önce hepimizin bildiği bütün sıkıntıları bizim başımıza ören bütün etkenleri ortadan kaldıracağız. Dünyanın en güzel ülkesinde beraber mutlu bir biçimde yaşayacağız. Dünyanın en güzel ülkesi Türkiye Cumhuriyetidir, bu güzel vatanımızdır.”

        Sonunda da Devran’ın tiyatro oyununa gittiği için başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere hakkında yapılan eleştirilerle ilgili ne düşündüğü sualine; ”Olsun onlar olur… Herkes aynı görüşte olursa hayatın tadı olmaz... Ama ben şunu iddia ediyorum; bugün benim aleyhime söyleyen herkes bir gün vicdanıyla baş başa kalacak ve 'Bu Kadir Abi’ye ayıp ettik' diyecekler!” yanıtını vermiş...

        Şimdi… Ben de tıpkı İnanır gibi düşünüyorum bir kere onu söyleyeyim.

        Yani gerek siyasete bakış açısı, duruşu, gerekse de söz konusu tiyatroya gittiği için eleştiriliyor olması gayet doğal.

        Nihayetine demokrasiye inanıyor isek farklı görüşlere de tahammül göstermemiz bir mecburiyettir.

        İtirazım, başta Twitter'daki malum troller olmak üzere bir kısım tarafından Türk sinemasının sembol ismi olan Kadir İnanır gibi bir değerin sırf barış ve demokrasiye inandığı için çok adice ve alçakça ifadelerle, yaftalamalarla linç edilme gayretidir.

        Dün epeyce bir zaman Twitter’da TT olan Kadir İnanır ismi ile ilgili bırakın ağıza alınmayacak küfür ve hakaretleri...

        Ne vatan hainliği ne de teröristliği kalmıştı.

        İşte onları görünce ve bir de İnanır’ın gazetecilerle sohbetinde; “Yaşadığımız bütün sıkıntıları ortadan kaldırmak için verilen mücadelede ben en ön sıralarda olacağım, siz de beni korumakla yükümlüsünüz” ifadelerini de okuyunca…

        Bu yazıyı yazmamın elzem olduğuna inandım.

        Gerçekten de Kadir İnanır’a çok ayıp ediliyor.

        O bir siyasi değil. Siyasetle ilgili hiçbir iddiası yok.

        Görüşleri farklı olabilir ama kimse unutmasın o Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne ve büyüklüğüne gönülden inanan bir sinema sanatçısı. Bir aydın.

        Öncekilerde olduğu gibi son açıklamalarında da tek istediğinin daha güzel ve büyük bir Türkiye olduğunu üzerine basa basa vurgulayan ve barışa, demokrasiye gönül veren böyle bir aydına, değerli bir sanatçımıza reva görüleni kabul etmiyorum.

        Fikir ayrılığı olsa bile Kadir İnanır’a saygı duyulmalıdır.

        Ve bir hatırlatma yapmak isterim…

        Demokratik tüm ülkelerde İnanır ve onun gibi aydın sanatçıların “toplumsal dokunulmazlığı” bir gelenektir.

        O ve onun gibi aydın sanatçıların farklı görüşleri savunması ve genele aykırı duruş sergilemesi başta dış dünyadaki vizyonu olmak üzere ülkenin değerlerine değer katar.

        O yüzden özellikle de fırsatını bulsalar vaktinde Ahmet Kaya’ya yapıldığı gibi Kadir Baba’ya da çatal, bıçak fırlatıp saldıracak gözü dönmüş malum tiplerden rica ediyorum…

        Lütfen çekin o zehirli dilinizi ve nefretinizi Kadir İnanır’ın üzerinden.

        Siz fikirlerini beğenseniz de beğenmeseniz de o bu ülke için sembol olmuş en karizmatik, en iyi jönlerimizden, aktörlerimizden biridir.

        Ve vaktiyle Fransız Devlet Başkanı De Gaulle’un İnanır ile benzer şekilde linççi saldırılara maruz kalan ünlü Fransız filozof ve sanatçı J.P.Sartre için; "Sartre Fransa’dır” dediği gibi...

        Unutmayın ki!

        Kadir İnanır da Türkiye’dir!

        *

        Allah’ım sen sabır ver...

        İnanmamaya çalışıyorum ama 2020’ye girdiğimiz andan beri o kadar korkunç olaylar yaşıyoruz ki... Astroloji uzmanlarının; “Yılın ilk zamanları Türkiye için çok hararetli, acılı ve kaygılı geçecek” iddialarına inanmaya başlıyorum...

        Önce 6.8’lik Elazığ depremi...

        Onlarca kayıp ve yaşanan acılar...

        Daha o yaralar sarılmadan Suriye’de, İdlib’de Rejim tarafından katledilen 8 insanımız...

        Ardından Van Bahçesaray’da yaşanan çığ felaketi...

        Neredeyse 6.8'lik depremde verilen kayıp kadar insanı kaybettik.

        Çığ altında kalan minibüsteki insanları kurtarmak için bölgeye giden jandarma erlerini de kaybettik...

        O şoku atlatamadan daha İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda 6 mürettebat, 177 yolcuyu taşıyan uçak pistten çıktı.

        Sağ çıkılması mucize gibi görünen o parçalanmış uçakta 3 kişi hayatını kaybetti.

        Bu arada uçak kazası için bölgeye gitmeye çalışırken polis aracının kaza yapması ve 1’i ağır 4 polisin yaralanması...

        Ben bu yazıyı yazdığım sıralarda çığ felaketinde verdiğimiz kayıp 33, uçak kazasında ise 3 yolcu hayatını kaybetmişti.

        Bu arada İstanbul’da metro çalışmasında yaşanan bir kazada işçiler yaralandı.

        2’sinin ağır yaralı olduğu biliniyor.

        Ardından Hakkari Çukurca’dan gelen acı haber.

        1 askerimiz şehit olmuştu.

        Allah ölenlere rahmet, yaralılara şifa, ailelerine sabır versin...

        Lütfen geçsin bu kabus günler.

        Bu nasıl bir döngü bilmiyorum ama samimiyetle söylüyorum; şu an ellerim havada Allah’tan tek istediğim bu karanlık günlerin biran evvel geçip gitmesi...

        Diğer Yazılar