Bodrum Güvercinlik Ormanı’nda 2007 yılında çıkan yangın ve sonrasındaki gelişmeleri kaleme aldığım yazılarımın Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ihbar kabul edilip soruşturulacak olması sadece beni değil, doğa dostu, çevreci tüm vatanseverleri sevince boğdu.
Soruşturmanın sonucu ne olur, ne zaman biter bir şey söylemem mümkün değil ama 13 yıl evvel yaşanmış bir yangın ve doğada yarattığı tahribata dair yazdıklarıma savcılığın hassasiyetle yaklaşmış olması beni ziyadesiyle mutlu etmiştir, bunu söyleyeyim.
Tabii bu arada hikayeyi tamamlamak da boynumun borcu…
İkinci yazıda zaten orman yangınının olduğu alanda bugün bulunan Titanik Otel’in alanın ilk sahibi olmadığını Aygün kardeşlere ait bu markanın 2014 yılında varlık göstermeye başladığını ve bu döneme kadar alanın başka firma ve isimlerin elinde olduğunu yazmış ve geçmişte hangi firma vardı ve bu firmalar neden bu alanda yıllarca otel yapma girişiminde bulunamadılar hepsini sizlerle paylaşacağımın sözünü vermiştim.
Evet Bodrum Savcılığı olaya el koydu ve konu yargıda artık ama yine de ben gazetecilik sorumluluğunun bir gereği olarak verdiğim sözü yerine getirmek istiyorum.
Bu arada bazı okurlarımdan Güvercinlik Koyu’nda ki bu alanın özel mülk olup olmadığına dair sorular aldım.
Özel değil…
Söz konusu alan yangından önce orman vasfına sahipti ve tabii ki de devlete ait!
Orman vasfından çıkarılıp Turizm Bakanlığı bünyesine geçişi 1991'de gerçekleşiyor.
Dönemin ANAP hükümeti önce 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Güvercinlik’teki orman alanını Turizm Merkezi ilan ediyor.
1991 yılında da belli bir kısmının Turizm Bakanlığı’na geçişini sağlıyor.
1997'de de Bursaspor'un eski başkanlarından İbrahim Yazıcı’ya belli şartlar çerçevesinde otel yapması için tahsis ediliyor.
İbrahim Bey bugün hayatta olmadığı için açıp soramadım neden 1997 yılında alınan izne rağmen yıllar boyu buraya otel yapmak için herhangi bir girişimde bulunamadığını…
Ancak o dönemki tanıkların ifadelerine göre çevrecilerin sert ve yoğun baskıları ve değişen bakanlık bürokratlarının bu baskıları dikkate alması sebebi ile verilen izinler dondurulmuş. Bu yüzden de hiçbir girişimde bulunamamış Yazıcı.
Ancak 13/11/2006 tarihine gelindiğinde tahsislerin dondurulma meselesi kaldırılmış ve ihalesiz filan İbrahim Yazıcı’nın şirketine tekrar izin çıkmış.
(Bu arada aynı hikayeye sahip 2 otel daha var o bölgede. Biri Lujo diğeri de La Blanche otel… Bu otellerin izni de 1997 yılında verilmiş ama verilen izinler daha sonra bakanlık tarafından dondurulmuş… Ve yeniden tahsisleri ise 2006 yılında gerçekleşmiş…)
Neyse…
Bu yeni tahsis haberi sızınca o dönemde de bayağı bir kıyamet kopartılmış yine.
Başta Bodrum Mimarlar Odası olmak üzere Bodrum’daki çevreciler; “Size bin yıllık Halep çamlarını kestirmeyeceğiz!” deyince Yazıcı Grup şartnamede süre belirtilmiş olmasına rağmen yine otel inşaatı için bir girişimde bulunamamış.
Bu izinden tam 1 yıl sonra ise Güvercinlik Ormanı’nda yangın çıkıyor.
Uzun süre bekliyor ama dinmeyince, dinmeyeceğini görünce de kamuoyu tepkisinin… Hepten vazgeçiyor otel yatırımından Yazıcı Grup ve 2013 yılında Hamza Balcı ve Haluk Çınar adlı iki ortağa Güvercinlik Turizm Ticaret AŞ adına alınan tahsis belgesini satıyor.
Onlar da 2016 yılında bugün Titanik markası ile hizmet veren Aygün kardeşlere devrediyor…
İşin gerçeği Titanik’in yangın öncesi ve sonrası yaşananlarla pek alakası yok.
Dün bir kez daha aradı Titanik Otel’in ortaklarından Temel Aygün.
Yazılarım dolayısıyla markalarının maddi ve manevi büyük zarar gördüğünü ve işin göbeğinde anılmalarının markalarını daha da zarara götüreceğini söyledi.
Üzüldüm.
Özellikle de; “Yangınla hiç alakamız yok ama siz yazılarınızla bizi yangına attınız Sevilay Hanım!” serzenişlerine…
Zira benim bu konuyu gündeme taşımamdaki hedefim ne bir markayı lekelemek ne de şahısları…
Ben açgözlülük uğruna ormanları yakan gözü dönmüş rantçılara karşı mücadele etmeye ve en azından bundan sonra bu açgözlülerin; “Bu ülkede hâlâ gazeteciler, savcılar, duyarlı insanlar var!” korkusu, endişesi ile yeni ormanlarımızı katletmelerine engel olabilmek saikiyle konuyu gündeme taşıdım.
Evet bakıldığında bu hikayede belki de en masum Titanik markası ama Temel Bey’e de dediğim gibi…
Maalesef yanlış yere dükkan açmışlar.
Keşke Türkiye’nin özellikle Avrupa’da turizme hizmet eden yerli ve milli tek markası olan Titanik’i böyle tartışmalı, şaibeli geçmişi olan bir alanın üzerine kondurmasalardı.
Bu arada 2007 yılındaki yangının kendi otel alanlarının çok uzağında gerçekleştiği iddiasını devam ettiren Temel Aygün’ün tarafıma yolladığı uydu görüntüsünü de sizlerle aynen paylaşıyorum.
Bu görüntüye göre yangının etki ettiği alan bitişiklerindeki Lujo Otel’in arazisinde…
Dün aradım sahiplerini ama ulaşamadım.
Bu uydu görüntüsüne göre en azından bana değilse bile olayı soruşturmaya başlayan Bodrum Savcılığı’na anlatacak bir şeyleri vardır diye tahmin ediyorum…