Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Covid-19’a yakalanan belediye başkanlarından.

        Yaklaşık 20 gün önce sosyal medya hesabından kendisi duyurmuştu testinin pozitif çıktığını.

        “Şu an durumum iyi, moralim yüksek. Hastanede kontrol amaçlı izole durumdayım. Lütfen maske, hijyen ve sosyal mesafe kurallarına uyun. En kısa sürede görüşmek üzere” diyerek durumunu aktarmıştı.

        Tabii bu izahat Böcek’le ilgili endişelenecek bir şey olmadığını düşündürmüştü.

        Mensubu olduğu CHP çevrelerinde bile; “Virüs bulaşmış ama Muhittin Başkan iyi. Hafif atlatan hastalardan oldu” diye anlaşılmıştı.

        Şahsen ben de öyle sanmıştım.

        Düne kadar tabii.

        Dün Böcek’in yoğun bakıma kaldırıldığı ve uyutulduğu haberini okuyunca hemen telefonlara sarıldım.

        Gerçekten de testinin pozitif çıktığı ilk günlerde durumu gayet iyiymiş.

        Yakınları bile insanlığın başına bela olan bu virüsü hafif atlatacak diye düşünmüş.

        İlerleyen günlerde kötüleşmeye başlamış.

        Çünkü öğrendiğim kadarıyla astım hastası imiş Muhittin Bey.

        Virüs astım hastalarında genellikle ilerleyen günlerde etkisini göstermeye başlıyormuş.

        Halk dilinde; “Ciğerlere inmiş artık” denilen o aşamaya gelindiğinde çok sarsıcı olabiliyormuş.

        REKLAM

        Velhasıl… Bu yüzden bayağı ağırlaşmış Başkan Böcek ve doktorları tarafından uyutulması gerektiğine karar kılınmış.

        Üzüldüm cidden.

        Çünkü evet hepi topu bir kere yüz yüze görüşme, muhabbet etme imkanım olmuştu ama çok olumlu etki bırakmıştı ben de Muhittin Başkan.

        İyi niyetli, güleryüzlü, samimi, içten ve temiz bir insan algısı oluşmuştu nazarımda.

        Allah şifa versin…

        Umarım tez zamanda sağlığına kavuşur.

        Bu arada Böcek’in yoğun bakımda entübe olduğu haberinin hemen akabinde selefi Menderes Türel’in Twitter’da yaptığı bir paylaşıma da değineceğim izninizle.

        Türel tam o aralar yani Muhittin Böcek’in uyutulduğu ve durumunun ağırlaştığı yönünde haberlerin geldiği anlarda birkaç fotoğraf paylaştı.

        Kendi döneminde yaptığı çalışmaları yıllara göre kıyaslayan "before/after" paylaşımları.

        Ben de ilk gördüğümde çok anlam veremedim ve hatta yalan yok; “Ne yersiz ve zamansız bir iş” dedim.

        Ancak; “Koltuğunu kapan Muhittin Böcek hastanede yaşam savaşı verirken ona inat yapıyor, nispet yapıyor” diye de düşünmedim.

        Çünkü Menderes Türel’i Antalya’ya ilk belediye başkanı olduğu günden beri tanırım.

        O paylaşımları böyle bir düşünceyle yapması benim tanıdığım karakteri ile örtüşmez.

        O kadar gaddar, kötü, art niyetli bir insan değil Türel.

        Ancak çok düşüncesiz.

        Nitekim sonradan yine sosyal medya hesabından bu düşüncesizliğini de açıkça itiraf etti.

        Eski başkan meğer birkaç gündür süren; “eski hal, yeni hal” modasında “Ben de varım” demek için paylaşmış o fotoğrafları.

        Yani… İnsanların değişimine dikkat çeken modayı 2 dönem başkanlığını yaptığı Antalya’ya uyarlayarak bir şirinlik yapmaya çalışmış.

        REKLAM

        Yaptığı açıklamayla ne niyetle, hangi saikle o paylaşımı yaptığının izahatını verdi ve Böcek için geçmiş olsun dileklerinde de bulundu ama tabii…

        Halefi yoğun bakımda iken böyle bir şirinliğin lüzumu yoktu bence.

        Şirinlik de olsa zamanını doğru ayarlamak lazım.

        Niyeti halis şüphem yok Menderes Bey’in ancak haberi olsun ki…

        O şirinliği deyim yerinde ise; “Kaş yapayım derken göz çıkarmaya, hatta oymaya” tekabül etti.

        Yediğin hurmalar gelir seni tırmalar!

        Yediğin hurmalar gelir seni tırmalar!
        0:00 / 0:00

        Koronavirüsün ülkede ilk ortaya çıkmasının ardından yaşanan süreçte hemen her bilim insanının “ikinci dalga” diye bahsini ettikleri o dalga bu olsa gerek.

        Hemen her gün kamuoyuna mal olmuş tanıdık bir isim ya da yakınlarımızla ilgili pozitif olduklarına dair haberler alıyoruz.

        Ürkütücü bir süreç bu elbette ama ben şaşırmıyorum.

        Çünkü yazılarımı takip edenler bilir ki başından beri zaten bu sonucun yaşanmasının kaçınılmaz olduğuna vurgu yapıyordum.

        Evet…

        Sağlık Bakanlığı ya da Bilim Kurulu hiçbir zaman itiraf etmedi bunu ama 1 Haziran itibarı ile geçiş yapılan ve “yeni normal” olarak adlandırılan düzenin sürü bağışıklığı ya da başka bir deyişle toplumsal bağışıklık olduğu ayan beyan ortadaydı.

        Yani sadede gelirsek…

        Virüsün neden olduğu Covid-19 hastalığının bu kadar yaygın olması bir tesadüf değil sevgili okurlarım.

        Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.

        Alınan tüm tedbirlerden vazgeçilmesi ve yeni normal denilse de eski hayata dönüşün bedeli eninde sonunda ödenecekti.

        Sadece biz değil, tüm dünya bu bedeli ödüyor şu anda.

        Virüs ilk ortaya çıktığı andan sonra alınan tedbirler, günlerce yaşanan toplu karantinalar, sokağa çıkma yasakları filan azıcık olumlu sonuç verdi diye rehavete kapılmanın bir sonucudur bugün yaşanan.

        REKLAM

        Hani ataların güzel bir sözü vardır…

        Demişler ya; “Yediğin hurmalar bir gün gelir seni tırmalar…”

        İşte şimdi biz yaz boyu yediğimiz o tatlı hurmaların sancısını çekiyoruz.

        Ve gerçek şu ki; Epeyce bir zaman da sürecek bu sancı..

        Diğer Yazılar