Ya tamamen kapatın ya da tamamen açın!
Nagehan günlerdir yazıyor…
“Ya okulları açın ya da tamamen eğitime ara verin!” diye haykırıyor.
Neden?
Ee çünkü okul hayatına geçen yıl başlayan iki çocuk annesi olarak koronavirüs dolayısıyla yeni bir sistem olan online eğitimin ızdırabını birebir yaşıyor.
Sadece o mu yaşıyor peki bu ızdırabı?
Tabii ki değil.
Milyonlarca veli, milyonlarca öğrenci…
Ki, Nagehan ve ikizleri bu milyonların içerisinde en şanslı olanları.
En azından doğru dürüst çalışabilen bir internete sahipler.
Ve bilgisayarlara…
Peki evinde interneti, bilgisayarı olmayanlar?
Onlar ne yapsın?
Bakın… Her gün onlarca mektup, mesaj geliyor insanlardan.
Bir değil bin tane sorun var…
“Aldığımız üç kuruş maaşla evimizi zar zor geçindirirken… Bir de şimdi bakıcıya bütçe ayırma zorunluluğu mahvetti ailemizi” diyenler mi dersiniz…
“Geçen yıl okula başlayan ve daha okuma yazmayı bile öğrenmeden eğitime ara verilen çocuğum aynı noktada. Güya ikinci sınıfta ama hala okuyamıyor, yazamıyor. Çünkü online sistem üzerinden verim alamadık!” diyenler mi…
Geçen gün 4 çocuğu ve dördü de okullu olan bir arkadaşım aradı.
Orta halli bir bütçeye sahip aile.
Çocuklardan ikisi ilköğretimde birisi lise diğeri ise üniversitede.
Zavallı çıldırmak üzere.
“Koronavirüs değil ama bu online yürütülmeye çalışılan eğitim sonunda beni öldürecek!” diyor.
Bu yaşına kadar sakinleştirici ilaç ağzına almamış kadıncağız şu anda en ağır sakinleştiricilerden kullanarak ayakta durmaya çalışıyor.
Samimiyetle söylüyorum…
Anlattıklarının tamamını ben bile dinleyemedim.
Çünkü daral geldi.
Allah gerçekten analara babalara yardım etsin.
Zor bir dönemden geçiyoruz.
Ve işin acı tarafı bu zorluğu aşmak konusunda idarecilerin velileri, öğrencileri gerçekten rahatlatacak köklü bir çözümü yok.
“Online Eğitim” salgının ülkede ilk başladığı dönemde anlayışla karşılandı evet ama…
Artık yürümüyor bu sistem.
Çöktü!
Tam bir kargaşaya dönüşmüş durumda.
Bırakın devlet okullarında okuyan çocukların durumunu…
Özel okullara gidenler bile eğitimde verim alamıyor.
Zaten bir eşitlik yoktu…
Salgın dolayısıyla bir çözüm olarak dayatılan online eğitim dolayısıyla hepten yerle bir oldu.
Soruyorum ben buradan Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk’a…
Geçen yıl birinci sınıfa başlayan henüz okuma yazma öğrenemeden ikinci dönemde online sisteme mahkum olan ve o haliyle ikinci sınıfa geçirilen binlerce çocuğu nasıl bir gelecek bekliyor?
Okuma yazma öğrenememiş bir lokma çocuğu bir bilgisayarın karşısına oturtup; ”Hadi çocuğum rastgele” demek o çocuğun eğitim hayatına ileride olumsuz etki etmez mi?
Avrupa’da, Amerika’da…
Neredeyse tüm üniversiteler ve okullar yüz yüze eğitim yapıyor.
Mesela vaka sayısı bizim çok çok önümüzde olan Fransa’da…
Ya da İngiltere’de…
Eğitim ya yüzyüze ya da hibrit!
Bizde bırakın ilköğretimi…
Virüse karşı bilinçlice önlem alabilecek aklı başındaki üniversiteli gençleri bile online sisteme mahkum.
Farkında mı yetkililer bilmiyorum ama gençler çıldırmış durumda.
Haklılar da!
20 yaşını devirmiş koca koca insanlar bunlar.
Analarının babalarının dizinin dibinde, önlerinde bilgisayar nereye kadar?
Hepsinin psikolojisi altüst.
Ki… Görüyorum çoğu uyum sağlayamadığı için bu sisteme sokaklarda…
Kafelerde orada burada zamanları heba oluyor.
Peki bizim gördüğümüz bütün bu sorunları idarecilerimiz neden göremiyor?
Neden bu inat?
Bir kez daha sesleniyorum kamuoyu adına…
Online eğitim nedeniyle canı burnunda olan tümmm veliler, öğrenciler, öğretmenler adına…
Ya açın artık şu okulları lütfen…
Ya da salgın riski tamamen ortadan kalkıncaya kadar eğitime ara verin!