Lanet olsun böyle haberciliğe! Sayenizde Aylin Sözer adı neyle anılır oldu!
Kuşkusuz öldürülen bütün kadınlarımızın kaybı üzücü ama hayatını bilime, eğitime, anneliğe adamış Aylin Sözer’in kaybı çok ama çok acı.
Çünkü biz işlenen o vahşetle sadece bir kadını değil aynı zamanda kadının toplumda hak ettiği yeri, pozisyonu alabilmesi adına ömrünü bu mücadeleye adamış bir neferi, öncü bir yüreği de kaybettik!
Haberi gördüğümden bu yana hiç aklımdan çıkmıyor.
Her fırsatta sosyal medya hesaplarına girip daha evvel paylaştığı videolarına, duyurularına, fotoğraflarına bakıyor ve keşke yaşıyorken tanımış olsaydım deyip kendi kendime hayıflanıyorum.
Arkadaşlarının, dostlarının, öğrencilerinin yaptıkları yorumlardan anlıyorum ki…
Hayata tutkuyla bağlı, genç kuşaklara aynı tutkuyu aşılamak için uğraş veren müthiş bir insanmış Aylin Sözer.
Yakın bir arkadaşı aynen şöyle bir ifade kullanıyor değerli okurlarım...
“O öylesine yaşam doluydu ki... Hayata karşı o kadar bağlılığı vardı ki... Teşhisi koyan doktorların “iyileşmesi mümkün değil” dediği kanseri yendi!”
Ve işte bu güzel, çevresindekiler tarafından; “Melek ruhlu” diye bilinen kadın, önceki gün cani bir adam tarafından hunharca katledildi.
Tabii en az katli kadar üzücü olan şey ise ardından yazılıp, çizilenler ve buna bağlı olarak yapılan iğrenç yorumlar oldu.
Dün sabah dayanamayıp Habertürk TV’de sevgili Ebru Baki’nin hazırlayıp sunduğu “Para Gündem”de tepkimi dile getirdim ama soğumadı içim bir türlü.
O yüzden yazmak da istedim.
Haberi ilk hangi gazete, ajans servis etti bilmiyorum ama bilmeliler ki o ilk servis ediş biçimleri ile gazeteciliğin adeta ırzına geçtiler.
Niye mi?
Çünkü o ilk haberde yazılanların neredeyse tamamı yanlıştı.
Aynen aktarıyorum o halini değerli okurlarım; “İstanbul’un Maltepe ilçesinde yaşayan 48 yaşındaki Aylin Sözer sosyal medyada tanıştığı eski sevgilisi Kemal Delbe tarafından üzerine yanıcı madde dökülerek öldürüldü. Failin, Aylin Sözer’i 2 günden bu yana evinde alıkoyduğu öğrenildi!”
Bir kere o caninin soyadı Delbe değil, Ayyıldız!
Ancak böyle servis edildiği için kamuoyu saatlerce internette katili Delbe soyadı ile aradı.
İkincisi ise katilin 2 günden beri Aylin Hoca’nın evinde, onu rehin aldığı bilgisi.
Onun da öyle olmadığı mobese kayıtlarından ortaya çıktı.
Alçak namussuz, Aylin Hoca’nın evine cinayetten birkaç saat evvel giriş yapıyor.
Giriş saati, hali, anbean kayıtlarla ortada!
Üçüncüsü ise “eski sevgilisi” ibaresi.
Kimden duydunuz, kim size söyledi de polisin cinayet mahallinde yaptığı gözaltının hemen sonrası katilin eski sevgilisi olduğunu kamuoyuna servis ettiniz bilmiyorum ama.
Yakınlarından öğrendiğimi söylüyorum!
O bilginiz de külliyen yalan!
Olay çok sıcak olduğu için isimlerinin yazılmasını istemedi hiçbiri ama dün bir biçimde yakın akrabalarına, arkadaşlarına ve aynı apartmanda oturan komşusuna ulaştım hocanın.
Kemal Ayyıldız denilen adamla öyle bir münasebeti kesinlikle yok kadıncağızın.
Sakın bundan Aylin Hoca’nın eski sevgilisi veyahut da sevgilisinin olmasının utanılacak bir durum olduğunu ima ettiğim falan düşünülmesin.
Tabii ki olabilir.
Gencecik kadın.
Niye sevgilisi olmasın?
Ama sorun şu ki; Bu alçak katil, Aylin Sözer’in sevgilisi falan değil.
Öyle olmadığı halde öyle bilinmesinde bazıları bir beis göremiyor olabilir ama ben görüyorum.
Aylin Sözer, oğlu Arda ile.
Ben de Aylin Hoca'nın oğlu ile aynı yaşlarda erkek çocuğu olan anneyim.
Soruyorum hepinize…
Herkese…
Empati yapın lütfen.
Neden Aylin Hoca’nın evladı ya da yakınları, annesi, babası onun ölümünün ardından böyle yalan bir şey için de açıklamalar yapıp, hesap vermek zorunda kalsın!
Nereden çıkardınız siz bu adamın onun eski sevgilisi falan olduğunu?
Sevgilisi olan bir adam neden kendisini kameraların görmeyeceği şekilde gizleyerek girmeye çalışır sevdiği kadının evine?
Belli ki önceden planlamış bir şeyleri.
Ya hırsızlık ya da cinayet işlemeyi kafaya koyup öyle gitmiş Aylin Hoca’nın binasına.
Mutlaka polis soruşturması neticesinde bütün bunlar aydınlanacak ve Aylin Sözer’in hayatına son veren o alçakla ilgili tüm gerçekler ortaya çıkacaktır.
Ama biz ne yazarsak yazalım…
Neyi düzeltmeye çabalarsak çabalayalım…
O ilk yanlış bilgiler işine geldiği için düzeltme ihtiyacı duymayan bağnaz, gerici, ilkel kafalılar; “Ee sosyal medyada tanıştığın gencecik adamı kendine sevgili yapıp evine kapatırsan… Sonunda böyle olur!” mealinde iğrenç yorumlarla zavallı Aylin Hoca’yı linçlemeye devam edecektir!
Yazık! Çok yazık!
Not: Yazımı bitirmiştim ki; haberturk.com’a Aylin Sözer’in babası Ayhan Sözer’in açıklamaları girdi. Baba Sözer’in kızıyla katil arasında kesinlikle böyle bir ilişkinin söz konusu olmadığını anlatan o açıklamayı dikkatinize sunuyorum. Tam da yukarıda dikkat çektiğim hususa değinmiş adamcağız. Kızının yasını mı tutsun yoksa yapılan yalan yanlış haberleri düzeltmeyle mi uğraşsın.