Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sandıkta yenilen ancak bir türlü bu yenilgisini kabul etmeyen Donald Trump denilen müptezel tam da kendisinden beklenildiği gibi bir tutum sergiledi.

        Tüm hukuki yollar kapalı olunca sonunda gemileri yaktı ve taraftarlarını; “Seçimi hırsızlıkla elimizden aldılar! Hileyle o koltuğa oturacaklar!” yaygaralarıyla protestoya çağırdı.

        Protesto haktır tabii…

        Demokrasinin bir gereğidir ama oturduğu koltuktan adam gibi, efendice kalkmayı pek düşünmeyen Trump’ın esas amacı bu hakkı kullanmak değil...

        Biden’ın başkanlığı için start, kendisi için finish çizgisi manasına gelen oturumu sabote etmek olduğu çok belliydi.

        Önceden planlıydı yani bu hamlesi.

        Öyle planlıydı ki…

        Öfkeli, azgın taraflarına yaptığı konuşmasında sık sık ısrarla; "Asla yenilgiyi kabullenmeyeceğiz, pes etmeyeceğiz!" diyerek kongre binasına yönelmeleri konusunda adeta mesaj verdi.

        Ve tabii mesajı kabul gördü.

        Destekçileri, Trump'ın konuşmasının hemen ardından Kongre binasına yürüdü.

        Ve sonunda da ortalığı birbirine katarak binayı işgal ettiler.

        REKLAM

        Manzara inanılmazdı o anlarda.

        Sanki ABD Kongre binası bir film platosu, Trump’ın taraftarları da Amerika’nın dört bir yanından çıkmış gelmiş değişik kültür ve geleneklere sahip figüranlar gibiydi.

        Tüm dünya televizyonlarında Washington’da yaşanan kaosun, kargaşanın ancak Ortadoğu’daki bir ülkede olabileceği şaşkınlığı dile getiriliyor ve kurulduğu günden bu yana insanlığa “Demokratik bir ülke nasıl olur” örneği sergileyen Amerika’nın düştüğü korkunç acziyetin tahlilleri, analizleri yapılmaya çalışılıyordu.

        Hülasa…

        Narsist, egosantrik, ruh sağlığı iyi olmadığı zaten tahmin ediliyordu adamın.

        Son yaşattıkları ile ne olup olmadığı iyice tescil oldu ve Amerikan halkının iradesini hiçe sayan barbarlığı ile tüm dünyayı hayretler içerisinde bıraktı.

        Neresinden bakarsanız bakın yaşananlar demokrasi adına utanç vericiydi.

        Amerika tarihine kara bir leke, sayfa olarak geçen bu olayların yaşanmasına nelerin sebep olduğunu ve bundan sonra Amerika’yı, dünyayı nasıl bir atmosferin beklediğini daha çok konuşacağımız için uzatmıyorum…

        Ama yazımı bitirmeden evvel de Amerikalıların değil sadece... Aklı başında olan herkesin; “Demokrasiye darbe, kalkışma!” olarak nitelediği bu olaylar üzerinden; “Akım” diyecekken “Karayım” deyiveren Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan’a da izninizle iki çift laf etmek istiyorum.

        Bilindiği gibi Trump da sıkı bir Twitter kullanıcısı.

        REKLAM

        Seçimden önce de sonra da o alanı kullanarak taraftarlarını hep domine etmiştir.

        Kongre baskını tertibinde de aynı yolu izledi.

        Kışkırtıcı dili, üslubu ile destekçilerine sürekli; “Seçimleri bizden çaldılar! Hile yaptılar!” diyerek gaz vermeyi hiç kesmedi.

        Tabii kendileri de Amerikalı olan Twitter’ın merkezindeki insanlar Trump’ın kışkırtması yüzünden ülkelerinde yaşanan demokrasi ayıbının daha fazla devam etmemesi, ölümle sonuçlanan olayların daha da büyümemesi için önce Trump’ın konu hakkındaki tweet'ini etkileşime kapattı sonra da hesabına kısıtlama uyguladı.

        İşte zaman zaman ülkemizde de benzer durumlarda başvurduğu bu yöntem niyeyse kendisinin demokrasi havarisi olarak bilinmesini arzu eden bizim Hilal’i pek sinirlendirdi.

        Olayları yanlış yerden mi izledi ya da okudu veya o çok övündüğü İngilizcesine bir haller mi oldu ne oldu bilmiyoruz artık…

        Sanki dersiniz Trump sandıkta kazandığı seçimi geri almak için demokrasi mücadelesi veriyormuş da bu mücadelesine engel olunuyormuş gibi bir durum filan var…

        Tüm dünyanın lanetler okuduğu kalkışmaya engel olmak niyetiyle hareket eden Twitter’ı hedef alarak; “Amerikan Başkanı’na yaptıklarını günü gelince ülkemizde de uygulayacaklarını bilelim!” ifadeleriyle tepki gösterdi.

        Tabii bunun üzerine kıyamet koptu.

        Başta da muhalif kesimler Hilal’e; “Sen ne demek istiyorsun yani? Erdoğan seçimi kaybedince siz de Trump ve taraftarları gibi TBMM’yi basacaksınız da Twitter size de mi engel koyacak!” filan diyerek saydırmaya başladı haklı olarak.

        REKLAM

        Beni engellediği için göremiyorum bu saydırmalara dair ne cevap verdiğini ama.

        Sonradan yine iktidara yakın bir başka gazeteci arkadaşımla konuşurken anladım ki.

        Kendi cephesinde de bayağı bir tepkiyle karşılanmış bu yorumu Hilal’in.

        Sildi mi silmedi mi Trump taraftarlarının darbe girişimine açık açık destek manasına gelen tweet'ini bilmiyorum.

        Fakat haberi olsun...

        Sadece Amerikan siyasal tarihi açısından değil dünya demokrasisi açısından kanlı bir gece, kara bir gün olarak kayıtlara geçen 6 Ocak’la ilgili Twitter merkezine Türkiye’den Trump'ı destekleyen bir yorumun, böyle bir tepkinin gitmiş olmasından dolayı bu ülkenin bir yurttaşı olarak şahsen ben utanç duydum.

        Çünkü biz değil Amerika da…

        Dünyanın neresinde olursa olsun milletin, halkın iradesine karşı gelen veya sandıktan çıkan sonuca başkaldıran, darbe teşebbüsünde bulunan hiç kimsenin yanında, tarafında olmayacak kadar darbelerin acısını çok acı tecrübe etmiş kadim ve de demokrat bir milletiz!

        Diğer Yazılar