Aşım ne oldu aşım?
Gönüllüsü olduğum aşı çalışmasına dair isyanımı dün okudunuz.
Demiştim ya…
Bayağı bir direndim bu yazıyı kaleme almamak için.
Eşeklik etmişim.
Vallahi de billahi de enayilikmiş kendimi onca zaman tutmam.
Çünkü dün yazı sonrası öğrendim ki…
FAZ 3 çalışmasının zaten kodları kırılmış.
İsminin yazılmasını istemeyen bir yetkili tarafından arandım.
Denildi ki; ”Çalışmanın içerisine dahil olan ve K1 olarak gruplandırılan sağlık çalışanları aşılamaya başlayabilsin diye kodları açıldı. Deneyde plasebo denk gelen tüm doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık personelinin ilk dozları yapıldı. Ancak sizin de içinde olduğunuz K2 grubunda henüz yeterli hasta sayısına ulaşılamadığı için çalışma devam ediyor. Hedef kişi sayısına ulaşılamadan çalışmanın sonuçları açıklanamaz!”
Hedef sayı ne peki?
“Toplamda 13 bin kişi…”
Şu anda kaç binde?
“10 binin üzerinde…”
Eee?
Diyelim ki başka gönüllü olmayacak ve hedef sayınıza da böylelikle ulaşamayacaksınız. O zaman ne olacak? Ömrü billah kırmayacak mısınız siz bu kodları?
Cevap; “Kem küm…”
O adının saklanmasını isteyen yetkili şahısla telefon görüşmem sonlanmış ve tam ben; “Neyse canım… En azından sağlık çalışanlarının işi görülmüş. Biz de birkaç gün sonra öğreniriz inşallah” diye kendi kendimi teskin ediyordum ki…
Benden sonra gönüllü olup aşı yaptıran meslektaşlarımızdan Deniz Zeyrek aradı.
Ve; “Bir yanlışlık olmalı çünkü beni aradılar. Ben ve hatta araştırmacı İbrahim Uslu. Biz plaseboya denk gelmişiz. Gittik hemen aşımızın ilk dozunu yaptırdık!” deyince de...
Derin bir; “Allahhhhhh” çekip yeniden aradım o yetkiliyi.
“Yahu siz bana sağlık çalışanları grubundakilerin kodları kırıldı dediniz. Ee bizim Deniz Zeyrek ve İbrahim Uslu da öğrenmiş ve hatta ilk dozları da yapılmış…”
Cevap; “Mümkün değil! Bir bakıp döneyim hemen…”
Bir dönüş filan olmadı tabii.
Olmayacak da galiba bu gidişle.
Çünkü belli ki birileri çalışmada bir yerlerde hata yapmış.
Ne olduğunu bilmiyorum, tahmin de edemiyorum ama…
Deniz (Zeyrek) sanırım benimle kafa bulsun iyice telaşlanayım diye; “1000 kutunun kodları kaybolmuş diye bir söylenti var ama…” diye şaka yapmıştı konuşurken...
İster misiniz o şaka gerçek olsun?
Not: İzninizle bir kez daha seslenmek istiyorum Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya… Sayın Bakanım. Bizzat şahsımı arayıp risk alıp, gönüllü oldum diye tebrik etmiş ve hatta; “Bravo size! Aşı karşıtlarının propagandasına rağmen bilimden yana çok güzel bir duruş sergilediniz” filan demiştiniz. Çok güzel şeyler söylemiştiniz. Ancak şu anda kendimi çok kötü hissediyorum. Yemin ediyorum kobay gibi kullanılmış da bir kenara atılmışım gibi bir duygudayım. Yani hiçbir şeyin hatırı yoksa en azından çoğu insanın cesaret edemediği bir dönemde tüm riskleri alıp çalışmanıza verdiğimiz desteğin hatırı için rica ediyorum. Açıklayın lütfen bizim sonuçlarımızı da!