"Bu bir Saray operasyonu" deyip geçiştirilemez!
Perşembenin gelişi değil çarşambadan, pazartesiden belliydi…
Yani dün istifasını veren İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel’in partilerinden istifa edeceği zaten tahmin ediliyordu.
Peki, CHP’yi az çok tanıyan bilen takip eden biz gazeteciler tarafından bile bu istifaların gerçekleşmesinin an meselesi olduğu bilindiği halde buna karşı CHP Genel Merkezi'nin bir önlem almamış olması ne anlama geliyor?
Söyleyeyim...
Yönetim başarısızlığı...
Kusura bakmasınlar ama dün yaşanan istifalar olayı yönetemediklerinin açık bir göstergesidir.
Grup Başkanvekili Özgür Özel’i pür dikkat dinledim.
Bir kere partinin bu kadar hızlı bir açıklama ihtiyacı hissetmesi, Genel Merkez'in üç vekilin birlikte ve son derece sert ifadeler eşliğinde istifa etmelerine bariz hazırlıksız olduğunun da işaretiydi.
Özgür Özel’in konuşması sırasında gergin olduğu fark ediliyordu.
Ayrıca konuşma metninden açıklamanın son dakika bir kararla, alelacele alındığı da belliydi.
Özetle…
Bu üç istifa Özel’in konuşmasında; “Bugün yaşananların saray tarafından, tek adam rejiminin devamı için her şeyi göze alanlar tarafından nasıl takip edildiğini görüyoruz!” deyip geçiştirilmeyecek kadar CHP açısından mühim olaydır.
Bu ortamda üç milletvekilinin ana muhalefetten istifası CHP’yi idare edenlerin yetersizliğinin ve yönetimsizliğin ifadesidir bence...
Gelelim şimdi vekillerin istifa gerekçeleri ve bundan sonra yürüyecekleri yol konusuna…
Kendilerine '29 Ekim Gücü' adını veren bu üç milletvekili, daha evvel kaleme aldıkları mektupta; 10 Aralık Hareketi'nin CHP'yi ele geçirdiğini iddia ederek, partinin HDP'yle ittifak kurmasını ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le yakınlaşmasını kabul edemeyeceklerini dile getirmişlerdi.
Üç vekilin sıkı birer Ulusalcı/Kemalist olduğu konusunda herhangi bir şüphe yok.
Dolayısıyla istifaya sundukları gerekçeleri konusunda haklı olabilirler.
Ancak benim anlamadığım bu gerekçelerle istifa eden bu vekillerin bundan sonraki adreslerinin Muharrem İnce’nin yanı olması.
Çünkü Muharrem İnce’nin de siyasette izlediği rota CHP’den çok farklı değil.
Muharrem Bey de Cumhurbaşkanı adaylığı döneminde ve sonrasında HDP siyaseti, siyasetçileri ile yakın temas kurmuş ve bu temaslarını da kamuoyuna göstermekten asla çekinmemişti.
Hatta Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret etmiş ve o seçim boyunca HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması önergesine CHP içerisinden bir tek kendisinin oy vermediğini sürekli dile getirerek bir manada; HDP siyasetine rezervi olmadığını anlatmaya çalışmıştı.
Merak ettiğim şu;
Şimdi ne değişti ki İnce cephesinde istifa eden üç vekil Muharrem İnce'nin yanında pozisyon alma kararı aldılar?
Madem sorun HDP veya CHP’nin solun soluna kayması vs...
O zaman niye istikamet Muharrem İnce?
Tuhaf cidden…