Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kanal İstanbul’un atılan temeliyle ilgili yorumumu daha önce yazmıştım...

        "Sembolik bir temel atma" demiştim o yazıda...

        Hala aynı fikirdeyim...

        Göreceksiniz ki kanalla ilgili geçen Cumartesi atılan o temelin ötesine gidilemeyecek.

        Bu arada törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; “İktidar olmaları halinde projedeki şirketlere para ödemeyeceklerini" söyleyen muhalefete, “Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla alırlar” ifadelerine de hak veriyorum.

        Alırlar...

        Dediği gibi hem de; ”Söke söke”.

        Ama sorun şu ki; ben projenin o raddeye kadar gelebileceğine pek inanmıyorum.

        Bundan bazılarının dediği gibi; ”O kanalı yap-tır-ma-ya-ca-ğız!” manası çıkarmasın kimse sakın.

        Çünkü zinhar öyle bir iddiam yok!

        İsterlerse yaparlar ve biz de istemeyenler olarak eli mahkum razı geliriz yapılacak kanala.

        Ben başka bir şey diyorum...

        “Kendileri yapamayacak” diyorum.

        REKLAM

        Çünkü adı üzerinde; ”Çılgın” bir proje...

        Fazla ütopik ve karmaşık!

        Mevcut şartlar malum...

        Bu şartlar değişmedikçe ve bu şartlar geleceği de şekillendireceğine göre...

        Kanal İstanbul’un hayata geçmesi çok mümkün değil.

        Bunu da buraya not olarak düşüyorum...

        Yazıklar olsun!

        Yazıklar olsun!
        0:00 / 0:00

        Duydunuz ya da duymadınız bilmiyorum...

        Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin bazılarına, Kredi Yurtlar Kurumu tarafından verilen burs ve kredilerin kesileceği bildirilmiş.

        Niye?

        Efendim çünkü bu öğrenciler Melih Bulu'nun rektör atanmasını protesto etmişler.

        Haberi okuduğumda neresinden tutup da neyi yazacağımı inanın bilemedim...

        Kendi kendime dakikalarca sorup durdum; ”Hangi tarafını öne çıkarayım da isyan edeyim bu kötülüğe?” diye...

        2008 yılında yönetmelikten çıkarılmış olan bir hükmü hala yönetmelikteymiş gibi uygulamaya koyarak aleni bir biçimde hukuksuzluk yapanlara mı?

        Yoksa demokratik bir ülkede yaşadıklarından hareketle, “protesto”nun doğal bir vatandaşlık hakkı olduğunu düşünüp de eyleme katılan öğrencileri; ”Demek protesto ediyorsunuz haaa! Bize, bizim atadığımız bir isme karşı çıkıyorsunuz haaaa!” diyerek parayla terbiye etmeye kalkışan otoriteye mi?

        Veya atanmasına karşı çıkılınca; ”Gençler ben tam bir öğrenci dostu demokrat, ilerici ve Metallica dinleyen vizyonu çok geniş bir insanımdır. Beni tanıyınca anlayacak ve çok seveceksiniz!” mealinde açıklamalar yapan Rektör Melih Bulu’nun ancak ceberut bir yönetimde yapılması mümkün bu hukuksuzluk, bu kötülük karşısında sus pus olmasına mı?

        Ezcümle...

        Neresinden baksanız tam bir skandal, tam bir garabettir Boğaziçili protestocu gençlerin burs ve kredilerin kesilmesi meselesi...

        Kim bu kötülüğü düşündü, istedi veya hayata geçirilmesi için vaziyet aldı ya da alkışlıyor bilmiyorum...

        Ama hepsine, tamamına yazıklar olsun!

        Çünkü her biri pırlanta zekaya sahip, ileride kimi bu ülkenin bilim insanı, kimi iş insanı, kimi siyaset adamı, yöneticisi olacak o çocuklara reva görülen bu fenalık sadece onlara değil...

        Başta bin bir emek, güçlük ve çabayla onları büyüten analarına, babalarına...

        Sonra dantel işler gibi ilmek ilmek bilgileriyle donatarak onları üniversiteye kadar taşıyan öğretmenlerine, hocalarına...

        Ve en mühimi de Türkiye demokrasisinedir...

        Not: Bursu kesilen bir öğrencinin açtığı dava sonucu, Ankara 6. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Rica ediyorum diğer tüm öğrenciler de aynı yolu izleyerek burs ve kredi haklarını geri talep etsinler. Hepsi kazanacak! Hepsi o haklarını geri alacak! En nihayetinde çünkü bu ülkede gerçek hukuk savunucuları var!

        Diğer Yazılar