Ömer'in yolu…
"Tarih boyunca sana kalan mirası bir düşünsene” diye başlayan bir mini belgesel…
Ama şahane…
İslamiyet'te adil olmasıyla sembolleşmiş halife Hz. Ömer’in yolunda gidildiğini anlatırken Fatih Sultan Mehmet’ten, Mustafa Kemal Atatürk’ten, Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Turgut Özal’dan kareler..
İzleyenin tüylerini diken diken eden ve; “Kalıbımı basarım ki… Bu çok ama çok profesyonel bir elden çıkmış” dedirten kısa bir film…
Nitekim öyleymiş meğer …
Haliç’teki o kısa filmi hazırlayan da tüm organizasyonu düzenleyen de kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlığı görevinden ayrılan siyasi analist/araştırmacı Faruk Acar’mış.
Yalan yok ben çok beğendim.
İrdeleten değil sadece coşturan bir tarafı da vardı filmin.
Öyle ki…
Barkovizyonda Alparslan Türkeş görselleri geldiğinde bir kesim ayağa fırladı heyecanla...
Demirel, Turgut Özal gösterildiğinde bir kesim.
Bülent Ecevit yansıtıldığında da başka bir kesim…
Salondakilerin tamamını hep beraber hoplatan görüntüler ise; “Mustafa Kemal Atatürk” ile ilgili olanlardı.
İşte o an bir kez daha anladım ki…
Bin yıllar geçse de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu üzerinden…
Atatürk bu ülkeye, bu topraklara “aidiyet” hisseden herkesin ortak değeri…
Hülasa değerli okurlarım…
Dün Meral Akşener’in Genel Başkanlığında kurulan İYİ Parti’nin 4. kuruluş yıldönümü kutlamasını izlemek üzere İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde olan gazetecilerdendim…
Aşırı yağmur ve soğuğa rağmen inanılmaz bir ilgi vardı törene.
Çok insan içeride yer bulamadığı için dışarıda, yağmur altında kaldı.
Akşener torunu “Pars” ile birlikte dışarıda kalanlarla buluştu en önce.
Prompter falan olmadan evvela onlara hitap etti.
Ve sanki orada tüm heyecanını harcadığı için içerdeki konuşmasında beklenilen heyecanı sergileyemedi.
Naçizane tavsiyem…
Akşener’in prompter’a bağlı kalmaması lazım.
Çünkü doğal, doğaçlama…
Ne derseniz deyin.
Çok daha başarılı oluyor Meral Hanım.
Sanki aklına geleni, eseni söyleyince daha farklı bir karşılık buluyor seslendiklerinden.
Bunu kendisini izlemek üzere gittiğim Artvin, Ardahan, Iğdır, Kars ve Ağrı seyahatlerinde de görmüş ve gözlemlemiştim.
Son notum dünkü organizasyona dair şu;
İYİ Parti kuruluş noktasından çok çok farklı bir noktada artık…
Parti üyelerindeki iktidara gelme arzusu inanılmaz heyecan veriyor ortama.
Bir de tabii bir yanda ülkücülerin; “Başbuğ Türkeş” sloganları…
Diğer yanda sosyal demokratların sol kolları havada iki parmaklı zafer işaretleri ve muhafazakârların da kendilerini gösterme gayretleri filan…
Anlayacağınız bayağı değişik bir ortamdı dünkü ortam.
Hoşuma da gitti.
Çünkü Türkiye’nin tam bir orijinal fotoğrafı gibiydi.
Bakalım devamı nasıl gelecek İYİ Parti’nin…
Ülkenin tüm bu farklılıklarını kucaklayarak mı yoksa bir şeyleri eleyip de öyle mi devam edecek yoluna…
Bekleyip göreceğiz...