Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sürekli artışta olan dövizin bu ülke insanını bağlamadığı ve bağlamayacağı üzerinden bir algı çalışması vardı zaten.

        Dün bu çalışma bazı trol hesaplar vasıtasıyla Twitter’da; “Dolar mı, vatan mı?” etiketiyle dolaşıma sokuldu.

        Ve gün boyu; “Düşmana yoldaş olmaktansa, devlete yandaşlığımla gurur duyarım” vesaire gibi ajitatif cümleler eşliğinde dolar yerden yere vuruldu.

        Keşke durum arkadaşların dediği gibi olsa da, biz de kasıla kasıla hamaset yüklü iki cümle yazabilseydik o etiketin altına ama…

        Maalesef ki değil!

        Tam tersi hatta!

        Şöyle acı bir gerçeğimiz var efendim.

        Bu ülkenin ekonomisinde kullanılan iki para birimi var.

        Biri resmi olan liradır evet ama fonksiyonel olan, piyasa değerlemelerinin belirlenmesinde etkin olan ise dolardır!

        Bu iki para biriminin birbirine olan aşkı, bağı, bağımlılığı maalesef bu ülkenin yıllardır başına bela olan bir realitedir.

        O nedenle, istenildiği kadar bağırılsın, çağırılsın; “Bizim dolarla işimiz yok! Biz dolara bağımlı bir ülke değiliz!” denilsin ve hatta sosyal medyada; “Dolar mı, vatan mı?” diye günler süren kampanyalar yapılsın, esilsin, gürlensin falan…

        Hiççç önemi yok!

        Hepsi fasarya…

        Çünkü dolara da onun kankaları euro ve sterline de göbeğin tam ortasından bağlı bir ekonomiye sahibiz.

        Doğalgaz başta olmak üzere enerji kaynaklarımızın büyük kısmını döviz üzerinden sağlıyoruz.

        Tıp, sanayi, tarım ve hayvancılık gibi üretim yapılan tüm kritik sektörlerde maalesef ithalat yapmamız bir zorunluluk.

        Yani denklem basit ve ortada…

        Dolarla alınıyor, alınacaklar.

        Liraya çevirip piyasa pazarlanıyor.

        Ee tabii…

        Enflasyon yani hayat pahalılığı da bunun için habire yukarı doğru tırmanıyor.

        Neyse...

        Bunların hepsi bir yana!

        Ben "Dolar mı, vatan mı?" sorusunu ortaya atarak meseleyi; "Vatan elden gidiyor" noktasına getiren arkadaşlara şunu sormak istiyorum.

        Diyelim gaza geldik ve hep beraber; “Vatan!” dedik.

        O zaman Osmangazi'nin ya da çok yakında açılacak olan Çanakkale Köprüsü'nün ve diğer bütün modern köprüler ya da Avrupa ve Asya’yı boğazın altından birbirine bağlayan Avrasya Tüneli gibi yap/işlet/devret modeli yatırımların dövize endeksli geçiş garantileri de liraya çevrilecek mi?

        NOT: Çevrilmeyecek tabii ki! Geçtiğimizde de o köprülerden, tünellerden… Geçmediğimizde de tıkır tıkır euro bazında ödemeleri milletin kasasından yapılmaya devam edecek!

        Diğer Yazılar