Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Muhalefet partileri daha tarihi bile kesin olmayan önümüzdeki seçim için de her seçim öncesi olduğu gibi; “Aldık, bitirdik” havasında yine.

        Öyle olunca tabii bu partilere destek veren tabanlar da aynı havayı soluyor.

        Sosyal medyada; “Bu defa gidecekler. Artık onlar için yolun sonu” ile başlayıp; “Hesap vereceksiniz!” ile bitirilen cümlelerle salvolar almış başını gitmiş durumda.

        Oysa bana göre bitmiş, bitirilmiş bir şey yok ortada.

        Aksine ben iktidarın çok çok iyi durumda olduğunu düşünüyorum.

        Yaklaşık 9 ay evvel rahmetli Süleyman Demirel’in; “Kaynamayan tencere her iktidarı götürür!” sözünden hareketle bir yazı yazmıştım.

        Ki, o günler ekonomik göstergeler bu kadar kötü de değildi.

        Şu an olabilecek en kötüsüyle karşı karşıyayız ama Demirel’e atıfta bulunamıyorum artık.

        Çarşı, pazar yangın yeri ve bütün bu kötü tabloya rağmen 20 yıllık iktidarın oyu hala yüzde 30’larda.

        Muhalif partilere angaje olduğu bilinen kamuoyu araştırma şirketlerine göre bile hala birinci parti!

        Evet yıllardır, kurulduğu günden bu yana AK Parti’ye oy veren vatandaş bile isyanlarda.

        Onlar da; “Yandım, bittim, mahvoldum” diyor ama nihayetinde; “Kime oy vereceksin?” diye sorduğunuzda…

        Ya tercihini yine de AK Parti’den, Erdoğan’dan yana kullanacağını söylüyor…

        Ya da; “Daha karar veremedim” diyor.

        Neden peki?

        Çünkü muhalefetteki partilere, liderlerine güven duymuyor.

        Ülkeyi bu ekonomik darboğazdan kurtaracak bir alternatif olarak görmüyor.

        Aksine bir kısmı bu durumda iktidarı ele geçirmeleri halinde daha da berbat bir noktaya taşıma olasılığı olduğundan endişe ediyor.

        Haksızlar mı peki?

        Asla!

        Çünkü muhalefet öyle dağınık, öyle karman çorman bir görüntü veriyor ki seçmen nezdinde.

        Kusura bakmasınlar ama resmen dökülüyor.

        Bir 6’lı masa kurdular.

        Masanın ortaklaşa karar verebildiği tek konu seçmenin zerre-i miskal umurunda olmayan “parlamenter sisteme geçiş” konusu.

        Bırakın adayın kim olacağını vesaire…

        Türkiye’nin önündeki en mühim sorun olan “sığınmacılar” konusunda bile ortak bir mutabakata varamamışlar.

        Velhasıl…

        Bilgi üretemiyorlar. Üstüne sürekli gerginlik yaratan ve bundan beslenen bir imaj çiziyorlar.

        Hele de ana muhalefet olan CHP!

        Tüm politik çıkışları günübirlik ve perspektiften yoksun ve çelişkiler barındırıyor.

        Hal böyleyken önümüzdeki seçimde nasıl iktidar olacak muhalefet?

        Hele de bu seçim baskın bir seçim olursa?

        Benden söylemesi…

        Zor! Hem de çok zor!

        Bize kulak vermiyorlar acaba Arınç'a verirler mi?

        Bize kulak vermiyorlar acaba Arınç'a verirler mi?
        0:00 / 0:00

        AK Parti kurucularından Bülent Arınç ABC Gazetesi’ne verdiği demeçte özellikle siyasette kullanılan dilin, üslubun berbatlığına dikkat çekmiş.

        "Bugün maalesef çok önemli kelimeler çok önemsiz ve özensiz bir şekilde kullanılıyor. 'Şerefsiz, ahlaksız, haysiyetsiz, çamur' Bu sözler bırakın siyasetçiye bir maganda, maço erkeğin bile ağzına yakışmayan şeylerdir. Bugünkü gidişattan memnun değilim. Herkes elindeki silahı bırakmalı, barış çubuğu tüttürmeli. Artık bu üslup terk edilsin. Bu üslup halkta gerginliğe yol açıyor. Lütfen birbirimize saygılı olalım!” diyerek siyasilere bir çağrıda bulunmuş.

        Hatırlarsınız… 5 ay ara verdikten sonra ilk yazıma ben de bu konuyla başlamıştım.

        Bir üçüncü göz olarak memleketin tası kayıp bir hamam gibi bir görüntüsü olduğunu anlatmaya çalışmıştım.

        Benim gibi makuliyet çağrısı yapan gazeteci/yazarlara kulak vermeyen siyasiler Arınç’a kulak verirler mi bilmiyorum ama naçizane fikrim bu çağrılar artmalı.

        Arınç gibi siyasette belli bir tecrübeye sahip, kendi cenahında “akil insan” olarak kabul gören isimler tarafından gündeme getirilmeli.

        Mesela keşke benzer bir açıklamayı sol tabanda her daim pozitif karşılığı olan Hikmet Çetin yapsa…

        Ya da Oktay Vural.

        Ya da cemil Çiçek.

        Murat Karayalçın…

        Onlar da çıkıp; “Bir saniye beyler, bayanlar! Siyasetinizi halkı tahrik edecek, gerecek üsluptan kaçınarak yapın!” deseler…

        Bence memleketin hayrına olur.

        Maltepe de Şükriye Tutkun'u mu yasaklasın?

        Maltepe de Şükriye Tutkun'u mu yasaklasın?
        0:00 / 0:00

        Repertuarında Kürtçe şarkılar var diye Aynur Doğan’ın konserini iptal edip yasaklayan Kocaeli Derince Belediyesi sanırım çok takdir topladı ki kendi cenahında…

        İzinden gidenler olmaya başladı.

        AK Partili Pendik Belediyesi de rahmetli usta sanatçı Kazım Koyuncu'nun kardeşi olan Niyazi Koyuncu’nun konserini iptal etmiş.

        Sosyal medya hesabından bu durumu paylaşan Koyuncu, yasaklama gerekçesi için belediyenin; “Değer yargılarını ve görüşlerini paylaşmayan bir müzisyenin, Pendik meydanlarında konser yapmasına müsaade edilemeyeceğini” sunduğunu belirtti.

        Bilmiyordum. Meğer Niyazi Koyuncu da muhalif sanatçılardan biriymiş. CHP’nin son Maltepe mitingi için video ile çağrı yapanlardan hatta.

        Ben sanatçıların belli bir siyasi görüşü savunmasını, belli bir siyasi görüşe taraf olmasını gayet olağan bulurum.

        Özgürlük, aykırılık sanatın özüdür.

        O nedenle de sanatçı istediğini konuşur.

        İstediğini ifade eder.

        Söyledikleri işimize gelmediği için bir sanatçının sesini kısmaya, susturmaya kalkışmak demokrasi açısından büyük garabettir.

        Pendik Belediyesi’nin 2 gün sonra yapılacak bir konserle böyle bir garabete düşmesi gerçekten anlaşılır bir şey değil!

        Hatırlatırım kendilerine… Zaten toplumda kutuplaşmanın had safhada olduğu bu dönemde, toplumu iyice geren bu keyfe keder kararlar ülkeye iyilik değil, kötülük!

        Ayrıca belediyenin koltuğunda AK Partili bir belediye başkanı oturuyor olabilir ama Pendik sadece AK Partililerin ilçesi değil!

        Maltepe de CHP’lilerin!

        Bugün Pendik; “Bizim değerlerimizle, görüşlerimizle uyuşmuyor!” deyip Niyazi Koyuncu’yu yasaklar…

        Yarın da Maltepe AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen Şükriye Tutkun’un konserini; ”İktidar şakşakçısı!” der yasaklar ve bir bakmışsınız ki bu konser yasaklama, iptal etme işleri çok tatsız bir noktaya gelmiş.

        Vazgeçin bu bir yerlere yaranma ve selam çakma sevdasıyla yaptığınız işgüzarlıklardan.

        Bir an evvel hem de!

        Diğer Yazılar