"Jahr" Kürtçe'de zehir demektir! Dikkat! Çünkü bir "Jahr" dolaşıyor aramızda!
Derince’de başlayıp dalga dalga tüm memlekete sirayet eden müziği yasaklama, sanatçıyı susturma, boğma provokasyonu tam gaz ilerliyor.
O yasaktan sonra kendilerini arayan Nagehan Alçı’ya; “Hiçbir sorun yok. İptal filan düşünmüyoruz. Aynur Doğan 31 Mayıs’ta Bursa’da sahne alacak” şeklinde açıklama yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da baskıcı, faşizan provokasyonlara sonunda boyun eğdi.
Her ne kadar deseler de; “Biz iptal etmedik. Konseri organize eden şirket iptal etti” filan…
Biliyoruz ki kazın ayağı öyle değil.
Nagehan tekrar aramış dün Alinur Aktaş’ı.
Diyememiş tabii başkan; “İptal kaçınılmazdı. Başka çarem yoktu!” diye…
“Biletleri satamadıkları için firma iptal etti!” gibi manasız bir bahane sunmuş.
Halbuki topu direkt valiliğe de atabilirdi.
Daha makul olurdu en azından.
Çünkü valilik önce yine Bursa’da konser verecek olan Kürt sanatçı Mem Ararat’ın konserini iptal etti. Sonra da güvenliği gerekçe göstererek; “Provakatif eylemlerin önüne geçilebilmesi için 27 Mayıs 2022 saat 00.01 den 02 Haziran 2022 saat 23.59’a kadar 7 gün boyunca kentteki eylem ve Bursa sınırları içerisinde 7 gün boyunca konser, gösteri düzenlemesi yasaklanmıştır!” açıklaması yaptı.
Bu arada Nagehan’ın bugünkü yazısında dediği gibi gerçekten… Derince yasağından sonra arayıp da görüştüğüm ve birtakım bilgileri o yazımda aktardığım organizasyonu düzenleyen “Gergedan” adlı şirket de sus pus.
Konuşmak istemiyorlar çünkü onların da üzerinde büyük baskı var.
Adamlar sonuçta 15 yıldır bu işi yapıyorlar ve tek sanatçıları Aynur Doğan da değil.
Memleketin dört bir yanında çok farklı sanatçılarla konser düzenleyen Gergedan’ın bu provakatif ortamda hedef tahtası haline gelmesi şirketin geleceğini riske eder.
Ne yapsınlar zavallılar.
Ekmek parası sonuçta.
Evet. Derince yasağından sonra konuşmuşlardı, kamuoyuna sosyal medya üzerinden yasağa tepki gösteren çok sert açıklamalar yapmışlardı ama o vakitler Aynur’a tepkiler bu noktada değildi.
İktidara yakınlığı ile bilinen medyanın, yüz binlerin takip ettiği bazı milletvekillerinin Aynur hakkında; “PKK’lı, teröre destek veriyor” gibi akla ziyan iddiaları gündeme taşıması meseleyi bambaşka bir tarafa götürdü.
O kadar başka ki!
Günlerdir Twitter’da bile mesele birinci gündem.
Tabii böyle olmasının bir nedeni de adını sanını sosyal medya sayesinde duyuran, tanınan, şöhret sahibi olan ve özellikle “z kuşağının” ilgiyle takip ettiği sosyal medya fenomeni “Jahrein” adlı bir tip yüzünden.
Ben bu tipi oğlumun sayesinde tanıdım.
Gamer bu arkadaş.
Oğlan da çoğu akranı gibi pek meraklı internet üzerinden canlı yayınlanan oyunları izlemeye.
Bir ara bütün gün evin içindeydi bu Jahrein’in sesi.
Adam oyun oynuyor ama o kadar ağzı bozuk ki!
Yayında sürekli sinkaflı küfürler filan ediyor.
Yasak getirmem mümkün değil tabii ama “Ben evdeyken en azından sesini açma şu adamın!” demişliğim vardır.
Tabii bu adamın bizim çevrelerde üne kavuşmasına bir sebep de YouTube üzerinden yaptığı yayınlara başta ana muhalefet CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan gibi siyasilerin katılması oldu.
Eminim ki Kılıçdaroğlu da, Babacan da, “Z kuşağı üzerinde etkisi büyük” diye katıldıkları o yayınlardan şimdi büyük bir pişmanlık duyuyorlardır.
Çünkü Kürtçe'de; “zehir” anlamına gelen “Jahr” lakaplı bu sosyal medya neo faşisti sosyal ortamı zehirleme fonksiyonunu üstlenmiş besbelli…
Asıyor, kesiyor, Aynur’un konserlerinin iptali için Bursa Belediye Başkanı’na, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na emirler yağdırıyor filan.
Arkadaş sevmeyebilirsin Aynur’u.
Hatta politik olarak Kürtçe müziğe karşı da olabilirsin.
Ve bu konudaki yorumlarını da takipçilerinle paylaşabilirsin.
Ama “İzin vermiyorum” ne demek ya!
Kimsin sen!
Gestapo musun, Goebbels mi yoksa zibidi bir zaptiye misin!
Kimsin!
Not: Bu arada okumazlar biliyorum. Okusalar bile utanmazlar ama başta iktidar medyası olmak üzere Aynur Doğan’la, Kürtçe müzikle ilgili yasağı savunan AK Partili siyasilere şu yazımı ithaf ediyorum! Utanç içinde izliyorum mevcut iklimi. Yazıklar olsun gerçekten! Nasıl bu hale geldik? Nasıl?