Haydi eller havaya! ADD'yi alkışlamaya!
Bir sayfa dolusu yazsan dahi izah edilmesi zor bir tespiti tek cümleyle noktalayan şahane bir söz!
Hangi söz bu peki?
“Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemek, delilik belirtisidir!”
Einstein’a ait denilir ama…
Değil.
Amerikalı feminist yazar Rita Mae Brown’ın, "Sudden Death" adlı kitabındaki hayali bir karakter olan Jane Fulton tarafından söylenmiştir.
Sıkı sık geliyor bu aralar da…
Dün Atatürkçü Düşünce Derneği'nin (ADD), İsmailağa Cemaati Lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesini; “Laiklik ilkesi yok sayıldı!” diyerek yargıya taşıma kararı aldığı haberini okuyunca yine aklıma geldi!
Üşenmedim tek tek okudum ADD'nin suç duyurusu ile ilgili yapılan haberlerin altına yapılan yorumları.
Şuna sevindim ki; gerçekten bir aydınlanma var bu konuda.
Elbette ki destek vardı derneğin bu kararına…
Ama benim gibi çok insan da aynı şeyi düşünmüş olacak ki, “Yeter artık bu kafadan çıkınız!”, “Bu hamleniz resmen iktidara can simidi olacak bir hamle!”, “Tam da AKP’nin istediği şeyler. ADD, AKP’nin velinimetidir!” gibi yorumlarla bayağı bir tepki de gösterilmişti.
Peki bu tepkiler derneği yönetenler nezdinde umulan karşılığı bulur mu?
Mesela, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesine katıldı diye başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere diğer tüm siyasilerle ilgili suç duyurusu yapma kararlarından geri adım atarlar mı?
Hiç sanmam.
Çünkü 35 yıl evvel kurulmuş ve benzer yaklaşımlarının sonuçlarını defalarca tecrübe etmiş bir dernek olarak ADD popülaritesini, etkisini, gücünü bu tip hamlelere borçlu.
Yıllardır yaptığı gibi bu günde; “Laiklik gitti, gidiyor” propagandasının, kampanyasının aslında farklı bir sonuç vermeyeceğini onlar da çok iyi biliyor.
Hatta gerçek şu ki; AK Parti’yi yıllardır iktidarda tutan en kritik argümanın bu argüman olduğunu bile bile yeniden sürüyorlar piyasaya…
Ama tabii bunu yapma nedenleri o meşhur sözde olduğu gibi, delirdiklerinden, akıllarını yitirdiklerinden filan değil…
35 yıl evvel keşfettikleri ve adı; “LAİKLİK” olan bu kaynaktan beslendikleri için.
Bir şey diyeyim mi?
Bu kaynak kurusa var ya!
Ya da akışkanlığı azalsa falan…
Emin olunuz ki; ADD ve destekçisi olan o sekter ve müfrit laikçi takım, inanılmaz bir boşluğa düşüp, “E biz şimdi ne yapacağız? Nasıl ayakta duracağız” derdine düşüp asıl o zaman delirirler!
Allah muhafaza...