Duhok katliamı ikinci bir Roboski olabilir mi?
Geçen Çarşamba Kuzey Irak'ın Duhok kentinde korkunç bir saldırı yaşandı.
Piknik yapmak için gittikleri Zaho ilçesinde aralarında 1 yaşında çocuğun olduğu 9 kişi hayatını kaybetti.
23 kişi de yaralandı.
Olay neresinden bakarsanız bakın korkunç.
Bir dere kenarında piknik yapan sivillere yapılan saldırıyı kimden ya da nereden gelirse gelsin lanetlemek insanlık görevidir.
Bu arada ben saldırıdan Twitter’da takipçisi olduğum bazı isimler paylaşır paylaşmaz haberdar oldum ve sonra da sıkı bir şekilde takibe aldım.
Olaydan çok kısa bir süre sonra Irak’tan katliamın Türkiye tarafından yapıldığının açıklanması ve saldırının sorumlusunun kesin bir dille Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunun işaret edilmesi filan açıkçası beni panikletti.
Evet. TSK’nın sivilleri asla hedef almadığını biliyorum ama geçmişte yaşanmış kötü bir tecrübe vardı tarihimizde.
2011 yılında gerçekleşen Uludere, diğer adıyla Roboski katliamı.
O dönem Sabah gazetesi yazarıydım.
Bugün olduğu gibi saldırının nasıl gerçekleştiğini ve nereden, nasıl yapıldığını derinlemesine araştırmış ve yaptığım o çalışma sonrası da saldırının kesinlikle TSK tarafından gerçekleştiğine emin olmuş ve; “Uludere cinayetini kim tezgahladı?” başlığı ile bir yazı kaleme almıştım.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/yukselir/2012/01/11/uludere-cinayetini-kim-tezghladi
Sonrasında da bırakmadım olayın takibini.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/yukselir/2012/01/15/uludere-faciasinin-musebbibi-kim
Çünkü katliamın TSK içerisine sızmış ve o günlerde henüz Gülen Cemaati olarak bilinen FETÖ’cülerin, ele geçiremedikleri GES Komutanlığı’nın intikamını almak gayesiyle kurdukları alçak bir senaryo olduğundan yüzde yüz emindim.
Genelkurmay ve hükümet çevrelerini çok kızdırmıştı o dizi yazılarım.
Tabii tek kızan onlar değildi.
Dönemin FETÖ destekçisi Taraf, Zaman gazeteleri ve bazı kalemleri alenen saldırıya geçmişti şahsıma.
Ancak zaman beni haklı çıkardı.
Roboski’nin bombalama emrinin bir FETÖ tezgahı olduğu yıllar sonra da olsa anlaşıldı.
Sadede gelirsek…
Duhok’taki katliama da aynı şüpheyle yaklaştım.
Yine dört bir tarafı arayıp olayın gerçekliğini öğrenmeye çalıştım.
İstihbarattaki kaynaklarım kesin bir dille saldırının TSK tarafından yapıldığını reddediyor.
Roboski saldırısından sonra öyle değildi durum.
O dönem aradıklarım, görüştüklerim sorularıma hep; “Kem, küm” ile cevap vermişti.
Bir de tabii şartlar bugün çok farklı.
Türkiye’nin zaten o coğrafyada rastgele bir operasyonu yok.
Ayrıca son dönemde PKK terörü ile mücadelenin başarısı da ortada.
Ve daha da önemlisi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile ilişkiler daha önce hiç olmadığı kadar iyi.
Bununla beraber saldırının yapıldığı yer, Irak merkezi hükümetinin kontrol alanı dışında, IKBY yönetimindeki bir bölgede.
Yani Bağdat rejimine bağlı güvenlik güçlerinin hiçbir biçimde bu alanda bir etkinliği yok.
Ee o zaman neden Türkiye’yi çok çok zora düşürecek böyle bir saçmalığa girişsin Türk Silahlı Kuvvetleri?
Tabii eğer yine tıpkı Uludere’de olduğu gibi FETÖ ya da onun benzeri pis bir yapının tuzağı değilse…
Irak tarafından, “Türkiye yaptı!” iddiasının doğru olabileceğine inanmıyorum.
Daha doğrusu kafama yatmıyor.
Bir de saldırının hemen ardından koordine bir şekilde Türkiye karşıtı açıklamalar ve eylemleri gördükçe bu işin Türkiye'nin bölgedeki etkinliğinden rahatsız olan çevrelerin tezgahladıkları bir provokasyon olduğu tezi daha da bir anlam kazanıyor.
O yüzden Türkiye'nin olayın tüm yönleriyle araştırılması ve ortaya çıkarılması için Irak Merkezi ve Bölgesel Hükümetle birlikte çalışma çağrısı çok önemli...