Nereye gidiyor bu kadar mama?
Kızıyor bazılarınız.
Hatta arayanlarınız var.
Arayıp da; “Yeter Sevilay yazma şu konuyu artık! Sen siyasete dön. Siyaset yaz artık! Bıktık bu başıboş köpek sorununu yazmandan!”
Ben daha çok bıktım.
Nefret geldi hatta.
Ama ne yapayım?
Sorun bitmiyor. Aksine yükselerek devam ediyor.
Hemen her gün memleketin bir tarafından başıboş, vahşi köpekler nedeniyle yaşanmış saldırı haberleri geliyor.
Herhalde konunun artık göbeğinde olduğum için de ilk önce benim önüme düşüyor bu haberler.
Mesela 10 gün önce Konya’da 1 hafta arayla 2 dehşet olay yaşandı.
Biri Karaman İlçesi’nde, diğeri Kula’da…
Biri 8, diğeri 9 yaşında iki çocuk başıboş köpek saldırısına uğradı.
Yoğun bakımlık olan Umut’u yazmıştım zaten.
Çok şükür iyi ama yavrum çok acılar çekti.
Çınar’ın boynuna ve yüzüne de 70 dikiş atıldı.
Hemen akabinde de Zonguldak’ta 7 köpeğin saldırısı nedeniyle hayatını kaybeden 79 yaşındaki kadıncağızın haberi vardı.
İkisini de kasıtla yazmadım.
Ve; “Bakalım hangi yazar ya da TV'de yorum yapan gazeteci bu iki konuyu gündeme getirecek” falan diye beklemeye geçtim.
Sanki dersiniz, üzerlerine ölü toprağı serpilmiş.
Çıt yok!
Biri de topa girip; “Yahu kardeşim hakikaten yeter! Bu sorun başa bela bir sorun ve çözülmek zorunda!” demiyor.
Diyecek ki bazılarınız; “Canım demek zorunda mı? Belkide onlar senin gibi düşünmüyor!”
İşte o doğru değil.
Mutlaka benim gibi düşünmeyenler de vardır ama emin olun düşünenler daha fazla.
Arayıp; “Helal olsun vallahi! Hakikaten büyük sorun! İyi ki yazıyorsun!” diyenler ve hatta; “Bırakma bu işin peşini sakın! Devam et” diye gaz verenler var…
Ama bu kadar.
Sonra ise kenara çekilip izliyorlar sadece.
Niye?
Çünkü lobi var ya lobi!
Kimi mamacıların lobisi diyor.
Kimi, “sokak hayvanlarını sahipliği” adı altında kurulan dernekler üzerinden toplanan bağışlara sahiplik etmeye ant içmişlerin lobisi diyor…
Ben bedduacı ablaların, abilerin, amcaların, teyzelerin toplu seans yaptıkları lobi diyorum…
Bunların gazabından, şerrinden korkuyorlar.
Haksız da değiller çünkü çok korkunçlar.
İnanılmaz fütursuzlar.
İftiracılar, yalancılar, ağzı bozuklar!
“Elime geçse evire çevire döveceğim şu kadını” diyecek kadar şuursuzlar!
O nedenle arkadaşlarıma kızamıyorum.
Ben bir delilik ettim girdim konuya ama şunu da gördüm sonunda; “Bu sorunu medeni bir şekilde dile getireyim, tartışalım, orta yolu bulalım” falan filan demeye hiç lüzum yokmuş…
Çünkü bırakın tartışmayı…
Konuşulmuyor bile bu insanlarla.
Önceki gün sırf bu konu özelinde Twitter’da bir oda açıldı.
Show TV Yurt haberler Müdürü arkadaşımız Emrah Doğru moderatörlüğünde taraflar meseleyi konuşacaktı enine boyuna..
Bana da teklif etti.
Önce kabul etmedim çünkü karşı tarafın konuşulabilecek bir kitle olmadığını biliyordum.
Ancak sonra isimleri saydı.
Güzel isimlerdi.
CHP’li Murat Emir vardı.
Ceza Hukukçusu Profesör Ersan Şen…
Avukat Doktor Ahmet Keşli…
Tamam dedim.
Dedim ama sonradan gördüm ki; en başta düşündüğümde çok da haksız değilmişim.
Karşı taraf sazı aldı eline ve cevap vermek için söz hakkı istenildiğinde de kıyamet koparttılar ve bir anda ortalığı karıştırdılar.
Sonra da terk edip gittiler mecrayı.
O an anladım ki…
Bu insanlar başıboş köpek sorununun çözümünü falan istemiyorlar.
Bilakis… Bu sorun öylece kalsın istiyorlar.
Çünkü çözümsüzlükten besleniyorlar.
Emin olun hiçbirinin umurunda değil; köpeklerin aç, sefil, susuz bir şekilde sokaklarda dolaşması… Yiyecek bulmak için çöpleri karıştırması… Kışın soğuktan donması… Yazın sıcaktan kavrulması…Otoyollarda arabaların önüne atlayıp kanlar içerisinde yerlere serilmesi…
Umurunda olsa zaten bu zavallı hayvanların sokaklarda böyle eziyet içerisinde yaşamasına gönlü razı gelmez, kurtarmak, onlara sıcak bir yuva, güvenilir bir ortam yaratmak için çabalarlar.
Bu arada bir bilgiyi dikkatlerinize sunacağım.
Dünyanın bu alandaki en büyük araştırmasını yapan “EUROMONITOR” şirketinin 2017 verisine göre Türkiye’de mama endüstrisinin büyüklüğü (pet food, pet care ve pet products) 400 milyon $ büyüklüğünde!
2022 yılı için bunu en az 750 milyon $ olarak düşünebiliriz…
Rakam çok çok büyük.
Ve şaka gibi ama evinde kedi ya da köpek besleyen ülkeler arasında batılı ülkeler arasında da en alt sıralardayız.
Yani bu yıl 750 milyon dolar olacağı tahmin edilen bu endüstriden faydalanan sahipli kedi, köpekler değil…
Sokaktakiler.
Peki nasıl oluyor bu?
Onu da başka bir yazıda tek tek belgeleri ile anlatayım…