HDP'nin kararı seçim sonucunu nasıl etkiler?
Önceki gün HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın; “Seçime kendi adayımızla gireceğiz!” açıklaması bazılarını şoka soktu.
Sanki partinin daha evvel; “Aday çıkarmayacağız. 6’lı Masa'nın adayını destekleyeceğiz” mealinde kesin bir beyanı olmuş gibi muhaliflerin çoğunluğu; “Bu kararınız Cumhur İttifakı’na aleni destektir!” mealinde enteresan tepkiler gösterdiler.
Özellikle CHP’ye yakın isimlerin yaptığı bu tuhaf yorumlar HDP kanadında oldukça sert reaksiyonlarla karşılık buldu.
En başından bu yana HDP’nin kendi adayıyla seçime gideceğini iddia eden ve hatta bu yüzden TV programlarında, özel sohbetlerde “Hayır aday çıkarmayacak!” ısrarında bulunanlarla gereksiz tartışmalara girmek zorunda kalan biri olarak şunu söylemek istiyorum;
“Siyaset yapmak ayrı okumak ayrı bir yetenek! Maalesef bazı zamanlar doğru okuyamıyorsunuz ve bu yüzden de analizleriniz de, yol haritalarınız da hep gümlüyorsunuz!”
HDP’nin iktidarın karşısında konum almış olmasını koşulsuz bir biçimde 6’lı Masa'nın/İttifakın çıkaracağı ortak adayı destekleyeceğine bağlamak aşırı saflıktı.
Üzgünüm ama Pervin Buldan’ın son yaptığı açıklamayla şaşkınlığa düşmeniz ve HDP’nin bu kararını AK Parti’ye, Cumhur İttifakı’na zımni destek şeklinde yorumlamanızın sebebi de ne yazık ki bu aşırı saflığınızdan kaynaklı bir durum.
Evet. Ara ara partinin ileri gelenlerinden; “Aday çıkarmayabiliriz” manasına gelen ifadeler zikredildi ama AK Parti’nin “Çözüm süreci” yıllarında HDP’yi çok yakından gözlemleme, tanıma ve anlama imkanı yakalamış bir gazeteci olarak ben asla böyle bir ihtimalin olabileceğine inanmadım.
Çünkü iktidara sert muhalefet yapıyor olsa da partinin politikalarına yön verenlerin HDP’nin gücünü, oy oranını ispat için dahi olsa seçime kendi adayıyla gitme konusunda bir irade göstereceğini tahmin ediyordum.
Gelelim şimdi asıl soruya…
Yani HDP’nin aday çıkarması durumunda seçimin nasıl şekil alacağına…
Önce şunu söylemeliyim; bundan sonra okuyacaklarınızın hiçbiri bir bilgiye ya da kulise dayalı yorumlar falan değil.
O nedenle “Kesin böyle olacak” gibi algılamayınız lütfen.
Bu tamamen benim okumamdır, öngörümdür ve sizlerle paylaşmamın tek sebebi de “Bir tez” kıymetinde olan bu yorumu bir not olarak arşivime düşmektir.
Yanılırsam yazıyı arşivden çıkarıp kafama atarsınız.
Yanılmazsam da artık tebrik edersiniz.
Şimdi… Hala kesin değil ama eğer son anda bir ters düşme falan olmaz ise ben 6’lı Masa'nın dağılmayacağına inanıyorum ve ortak bir aday çıkaracaklarına da inanıyorum.
Bu durumda; “Seçim artık ikinci tura kaldı!” diyebiliriz.
Birinci turda bir sonuç acayip sürpriz olur ama olursa da bu ancak Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferi ile sonuçlanması manasına gelir.
Ki, bunu da çok zor görüyorum çünkü ekonomik göstergeler hala çok iyi değil ve sanki bekledikleri gibi de iyi olmayacak.
Asgari ücrete ya da memur ve emekliye yapılan zam vatandaşa henüz kendini iyi hissettirmedi.
Görünen o ki hissettirmeyecek de çünkü hayat pahalılığı tam gaz devam ediyor.
Yani ilk turda Erdoğan'ın kazanması da çok zor.
Ama buna mukabil 6’lı Masa'nın ya da HDP ve ona destek vereceği bilinen sol blokun adayının % 51 alması da mümkün değil.
Böyle bir şey olursa da cidden mucize olur.
Özetle… Seçim ikinci tura kalır ama işte o ikinci tura giderken de kilit seçmen HDP’nin seçmeni olur.
Onların yöneleceği ittifak da seçimin galibi...
Peki HDP'nin seçmeni hangi ittifakın adayına yönelir?
Belli ki HDP yüzde kaç olursa olsun birinci turda aldığı oyu kullanarak her iki ittifakla da pazarlık yapacak.
(Oy oranı çıkaracağı adaya bağlı.Son yapılan araştırmalara göre %10 ila 14 arası bir orana sahip HDP.Eğer iddia edildiği kadın aday ve mesela tutuklu Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş olursa bu oran yükselir.2015 yılında olduğu gibi demokratların oyu tamamen HDP’ye yönelir. %15 ya da üzeri sürpriz olmaz.Ama aday Gültan Kışanak olursa-ki aldığım duyumlara galiba aday o- biraz düşük olur HDP’nin oyu.Çünkü Kışanak halen cezaevinde ve siyasette ki sert mizacı nedeniyle HDP’li olmayan demokratları çok cezbetmeyebilir)
Ama ben pazarlıklardan pek sonuç alabileceğine inanmıyorum.
Daha açık yazayım…
İki ittifak da HDP’nin öne süreceği talep ve isteklere cevap vermeyecektir.
O zaman ne olur?
Büyük ihtimal parti genel merkezinden seçmene ikinci turda “Sandığa gitmeyin” çağrısı gelir.
Elbette seçmeni HDP genel Merkezi’nin yönlendirmelerini dikkate alır ancak o seçmenin Türkiye’nin en net politik duruşa sahip seçmen olduğunu unutmamak lazım.
Bir kısım riayet edecektir ve çağrıya uyup sandığa gitmeyecektir ama bir kısım ise- ki bunların çoğu büyükşehirlerde yaşayan seçmenler olacaktır- ambargo kararına uymayıp oyunu kullanacaktır.
İşte değerli okurlarım…
O oy kullananlar da Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. (yeni sistemde ikinci) Cumhurbaşkanı’nın kim olacağını belirleyecek seçmen olacaktır.
Hayırlısı…
Bakalım dediğim gibi olacak mı?
Bekleyip, göreceğiz…