Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇTİĞİMİZ pazar günü üniversite sınavı yapıldı. Yüz binlerce genç üniversiteye girmek için ter döktü. Gerçekten Türkiye’de üniversite sınavının bu durumu, tek başına ortaöğrenim

        sisteminin nasıl bir çıkmaz içerisinde olduğunu gösteren bir örnek olaydır. Bu örnek olay, ortaöğrenim örgütlenmesinin yanlışlığını, insan yetiştirme düzenimizin genç insanları nasıl perişan edip yıllarını boşa harcadığını ortaya koyarken, meselenin bir başka boyutu da üniversitelerin yapısında ortaya çıkmaktadır. Hiçbir hazırlık yapılmadan Anadolu’nun muhtelif kasabalarına üniversite adıyla serpiştirilen “okullar”, üniversiteyi bir dershaneye indirgeyen mantık, ülkeye neler kaybettirmektedir bu apayrı bir konudur.

        BOZKIRDAKİ ÇEKİRDEK

        Türkiye’de eğitim sorunları tartışılırken birçok insan hemen çareyi geçmişteki bir modelden çıkarmaya çalışır. Önümüzdeki cumartesi, yani 17 Nisan köy enstitülerinin kuruluş yıldönümüdür. Dolayısıyla köy enstitüsü mezunu öğretmenlerimiz muhtemelen çeşitli etkinliklerle o gün bunu anacaklar ve eğitim sorunlarına köy enstitüsü modelinden “ışık tutma”nın gereğinden söz edeceklerdir.

        Ünlü romancımız Kemal Tahir “Bozkırdaki Çekirdek” adlı romanında köy enstitülerini ele almıştı. Edebiyat tarihçisi ve eleştirmeni Tahir Alangu‘nun anılarından ve diğer gözlemlerden

        hareket ederek Kemal Tahir‘in köy enstitüleriyle ilgili yazdıkları bir dönem

        çok eleştirilmiş olmakla beraber köy enstitüsü gerçeğinin toplumsal tarihimizde neyi temsil ettiğini oldukça çarpıcı bir şekilde ortaya koymuştu.

        Köy enstitüleri konusu bugüne kadar tartışılan şekliyle üç bakış açısı etrafında değerlendirilmiştir. Bunlardan ilki, köy enstitülerini Türkiye’nin eğitim sorunu için özgün bir model olarak gören ve hiçbir zaman çağı geçmeyecek, bugün de yarın da Türkiye’nin eğitim sorunu için çözüm üretecek temel bir yaklaşım olarak ele alan görüştür. Bu görüşü

        savunanlar daha çok o okullardan mezun olanlar ya da o okullar hakkında yazılanlardan kalkarak romantik bir tasavvurla köy enstitülü öğretmenlerin nasıl bir “devrimci” eğitim rolü

        oynadıklarına dair sarsılmaz bir inanca sahip olanlardır. İkinci bakış açısını ise köy enstitülerinin muhafazakârlık (veya din) karşıtı bir anlayışla Anadolu çocuklarının zehirlenip yetiştirildiği “sol” bir eğitim kurumu olarak değerlendirenler oluşturmaktadır. Bu görüşte olanlar, enstitülerde ortaya çıkan münferit olaylardan kalkarak bu kurumun kapatılmasına yönelik çeşitli çabalar içerisine giren politikacılar ve dönemin bazı gazete yazarlarıdır. Üçüncü bakış açısı ise, köy enstitülerinin hangi toplumsal ve tarihsel ilişki bağlamında ortaya çıktığını, hangi siyasal yapı içerisinde ve o yapının bir parçası olarak oluştuğunu eleştirel bir şekilde ele alarak köy enstitülerinin niteliğini ortaya koymaya çalışmaktadır.

        KÖYE GİDEN CUMHURİYET

        Köy enstitülerini tartışan ilk iki grubun bakış açısı bugüne dair bir şey söylememektedir. Köy enstitüleri ne özgün bir modeldir, ne de karşı çıkanların iddia ettiği ve savunanların da

        benimsediği gibi “sol bir kurum”dur. Hatta “sol” bir kurum olmasından daha çok, “faşizan” özelikler taşımasının, büyük ölçüde Nazi dönemi Alman meslek okullarına benzerliğinin üzerinde durulmuştur. Uygulamanın “tek parti”li, “tek şef”li bir baskı rejiminde gerçekleşmesi tesadüf olmasa gerek.

        Köy enstitüleri, içine kapalı köylü bir toplumda, tek parti yönetiminin köylere uzanma projesidir. Köy enstitüleri Türkiye’nin demokrasi öncesi siyasal yapısının kurumsal bir uzantısıdır.

        Köylerden devşirilen çocuklarla, tek partinin, Batıcılığı resmi ideolojiyle köylere taşıma projesidir. Köy enstitüleri “köye giden cumhuriyet”tir. Bu cumhuriyet henüz demokrasiyle, özgür bilimle ve bilimsel anlayışla tanışmamış bir dönemin cumhuriyetidir. Genç Türkiye’nin sorunlarına bu geri anlayışlarla çözüm aramak zaman ve insan kaybından başka bir şey olmayacaktır.

        vbilgin@haberturk.com

        Diğer Yazılar