Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünya sisteminin değişip değişmediği sorusuna, “evet değişiyor” dememizi gerektirecek birçok belirti ve gösterge bulunmaktadır.

        İsrail’in yardım gemisine saldırısıyla ortaya çıkan tablo, BM’nin yaptırım gücünün bulunmamasının bir kere daha gösterdiği çaresizlik, ABD’nin olayı nasıl savuşturacağına dair savsaklayıcı tavrıyla, dünya kamuoyunda ortaya çıkan tepkisel tavır arasındaki çelişki sistemde yaşanan bir sorunu açıkça ortaya koymuyor mu?

        ABD’nin Irak işgalinden sonra karşılaştığı durum, geri çekilme süreci, bölgede yaratılan tahribat, istikrarsızlık ve bütün bunlara rağmen uluslararası düzenleyici rolüne gölge düşüren, itibar yitirmesine sebep olan olaylar, “ABD’nin konumu değişiyor mu?” sorusunun daha çok sorulduğu bir sürece dönüşmüştür.

        Dünya Sistemi

        Bir dünya sistemi var mıdır? Uluslararası ilişkiler ve ekonomi-politik teoride önemli bir yeri olan “dünya sistemi” yaklaşımının kurucularından olan Immanuel Wallerstein, Andre Gunter Frank başta olmak üzere, bu düşünürlerine göre kapitalizm dünyayı bir sistem haline dönüştürmüştür. ‘Metropol ülkelerdeki’ kapitalizm kaçınılmaz olarak ‘çevre ülkeler’i de kuşatmış, onları, hangi içsel dinamiklere sahip olurlarsa olsunlar kapitalist ilişkilere eklemleştirerek, onların iç işleyiş mekanizmalarını da metropol ülkelerle bağımlılık içerisinde düzenlemiş, sisteme katmıştır. Kısaca dünya, kapitalist ekonominin dinamikleriyle işleyen mekanizmaya veya bir düzene sahiptir.

        Bu dünya sisteminin İkinci dünya savaşından sonra patronajının ABD’ye geçtiği, fakat o dönemden itibaren kapitalist dünyanın lideri olan ABD’yi soğuk savaşın ikinci kutbunun SSCB’nin politik-askeri olarak dengelediği bilinmektedir.

        İki kutuplu dünyanın 20.yy. sonu gelmeden çökmesi bir anda “tarihin sonu” tartışmalarına yol açmış ve bu durum hızlı bir şekilde iki kutupluluktan tek kutuplu bir dünyaya geçişe yol açmıştır.

        İsrail gerek iki kutuplu dünyada kapitalist kampın patronajıyla “stratejik ortaklığı” sayesinde yerini sağlamlaştırmayı bilmiş, gerekse tek kutuplu dönemde her yönüyle imtiyazlı bir konuma sahip olmuştur. İsrail’in uluslararası sistem içerisindeki hegemonyaya dayanan konumu, hukuk tanımazlığını, saldırganlığını, zaman zaman bütün insanlığı dehşete düşüren devlet terörü uygulamalarını mümkün kılmıştır.

        Eskisi Gibi Olmayacak Mı?

        “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” Bu söz, son yıllarda çokça kullanılarak adeta sloganlaşmıştır. Bu sözün ilk çağrışımı “mezarlıkta ıslık çalmak veya türkü söylemek gibidir”. İkinci çağırışımı ise ümit, yani değişim arzusu şeklindedir.

        Toplumsal ve ekonomik olaylar arzularımıza göre seyretmediği gibi, uluslararası ilişkiler de beklentilerimizi karşılayacak şekilde gelişmeyebilir. Kısaca ümitler ve değişim arzusu çoğu kere hayal kırıklığına neden olabilir.

        Bu defa durum farklı mı? Sanırım. Tek kutuplu dünya sistemi bir değişim eşiğinde bulunuyor. Bu değişimi yaratan dinamiklere ayrıca bakmak gerekir. Fakat şunu söyleyebiliriz ki bu sürecin yeterince farkında olmayan, birçok devlet ve yönetim anlayışı bulunmaktadır. Dünya sistemi içerindeki değişim, sanırım en çok ABD’yi dolayısıyla da İsrail’i etkileyecektir.

        Bu değişimin göstergelerine baktığımız zaman öncelikle bahsetmemiz gereken husus son ekonomik krizin verileridir. Bizatihi krizin kendisi bile Irak işgalinden sonra ABD’nin başka sorunlarını ortaya koymuştur. Birincisi, Dünya sisteminin patronunun, Irak olayı ile güce dayalı uluslararası sisteme müdahale etme yönteminin artık sorun çözme biçimi olmaktan çıktığını, bütünüyle Ortadoğu’da ki konumunu tartışılır hale getirdiğini görmüş olması gerekir. İkincisi, ekonomik kriz dünya ekonomik sisteminin finans kapital büyümesine dayanan kontrolünün kriz yarattığını ortaya koymuştur ve bu kriz yeni bir dünya sisteminin şekillenmesini sağlayan süreçleri de harekete geçirmiştir.

        Kısaca dünya sistemi değişiyor. Eski alışkanlıklar ve davranışlarda ısrar edenler bunun altından nasıl kalkacaklar?

        vbilgin@haberturk.com

        Diğer Yazılar