Hastalık satmak
GEÇTİĞİMİZ hafta yaptığımız Sansürsüz "Kolesterol İlaçları Özel" bölümü sonrası tartışma doruğa çıktı ve Türkiye'de konu hakkında otorite olarak kabul edilebilecek birçok merkez açıklama yaptı.
Bazı uzmanlar "Kesinlikle kullanılmalı" derken, öne çıkmış birçok isim de "Kesinlikle kullanılmamalı" tezini savunuyorlar. Tartışmaya pazartesi akşamı yeni katılımlar eşliğinde devam edeceğiz ve tez-antitez döngüsünü size sunarak sentezi sizlere bırakacağız.
Sevgili dostlar, konu hakkında araştırma yaparken elime geçen birçok yayın oldu. Bunlardan bazıları gerçekten çok etkileyiciydi. Sizlerin de araştırabilmeniz için bir kitabı ve içinden bazı notları paylaşmak istiyorum. Kitabın adı "Satılık Hastalıklar", yazarları Ray Moynihan ve Alan Cassels. Konuyu çok iyi araştırmışlar ve özellikle ilaç firmalarının yöneticilerinin, hissedarlarının açıklamalarından önemli detayları yakalamışlar. Bir alıntıyla örnekleyeyim: "...30 yıl önceydi. Dünyanın en tanınmış ilaç şirketlerinden Merck'in genel müdürü Henry Gadsden, Fortune Dergisi'ne sıkıntılarını anlatıyordu. Çok samimiydi. Emekliliği yaklaşmakta olan Gadsden 'İlaç pazarının hasta insanlarla sınırlı olmasının sıkıntı yarattığını' söyledi. Hayali gerçekten büyüktü; 'sağlıklı insanlara yönelik ilaç üretmek'. Bu demeçten 30 yıl sonra hayalleri gerçek oldu."
Evet, yukarıda okuduklarınız şaka değil! Kitaptan sadece bir alıntı. 30 yıl önce yapılan bir röportajda, bir ilaç firmasının yöneticisinin hayali ve sonrasında bu hayale yönelik ortaya çıkan, planlanan, üretilen ürünler! 30 yıl önce sadece bir fikir hatta düşünülenlerden sadece küçük bir detay, bugün ise milyonlarca bağımlısı-milyarlarca dolar akışı olan onlarca ürün ceplerimizde...
Sevgili dostlar, kitaptan alıntılar yapmaya devam edelim: "...Dünyanın en büyük ilaç şirketlerinin pazarlama stratejileri saldırgan bir biçimde sağlıklı ve iyi durumdaki insanları hedefliyor. Günlük hayatın iniş-çıkışları sinir hastalıkları haline getirildi, genel şikâyetler korkunç hastalıklara dönüştürüldü. İçimizdeki yaşlanma, ölüm ve hastalık korkularını kaşıyan yüz milyarlarca dolarlık ilaç endüstrisi, yaptığı promosyon kampanyalarıyla insan olmanın anlamını değiştiriyor. ABD'de ilaç harcamaları sadece 6 yıl içinde % 100 artış gösterdi. Kalp ilaçları ve antidepresanlar gibi reklamı en fazla yapılan ilaçların reçetelenmesinde patlama var... "
Sonuç: Yukarıda size sadece bir çalışmadan örnekler verdim. Bu çalışma sonrası daha birçok kitap yazıldı, araştırma yapıldı. Birkaç rakam vereyim; dünya gençleri 2010 yılında 2000'de kullandıklarının tam 10 katı, 2000'de de 1990'da kullandıklarının tam 10 katı antidepresan tükettiler! Hızın ne kadar korkunç olduğunu ve gelinen noktanın nasıl bir yer olduğunu algılamamız için sanırım bu detay bile oldukça çarpıcı. Sorun sadece kolesterol haplarında da değil. Amerika'da antidepresan, antiromatizmal ve kolesterol haplarının kullanımını teşvik amacıyla rüşvet verildiğine dair davalar sıkıntı verici boyutlara ulaşmış durumda. 2004 yılında sadece Amerika'da 40 milyon kişi "statin" yani antikolesterol ilacı kullanırken bu sayı bugün Amerikan halkının üçte birini geçmiş durumda! Bu örneği dünya geneline yayar ve Türkiye gibi nüfusu yüksek ülkelerdeki artışı da eklerseniz; antidepresan, statin ve antiromatizmal ilaçlarda gelinen sayı dünya için tek kelimeyle, korkunç!
Son söz: Türkiye'de özellikle antidepresan ve antikolesterol haplarının kullanımında inanılmaz noktalara ulaşılmış durumda! Yolda gördüğünüz her 30-70 arası 4 vatandaşımızdan biri kolesterol hapı kıskacında, gördüğünüz her 3 genç insanımızdan biri de antidepresan tuzağına düşmüş veya düşmek üzere! Türk halkına sesleniyorum ve diyorum ki; uyan Türk insanı uyan! Seni "bağımlı" hale getirip, hayat boyu "ödeyeceğin" bir abonelik yaratmak için senin sağlığını sana karşı kullanıyorlar!