Yazı pazar günü Hıncal Uluç'un Sabah'taki köşesinde çıktı, yazan İrem Sayın. İstanbul'da gösteri yapan Parisli Pockemon Crew isimli hip-hop dans grubu hakkında.

• “Sevdiğim ve izlediğim dans tarzlarını listelersem hip-hop ilk sıralarda olmaz doğrusu” diye yazıyor… Hip-hop bir dans tarzı değil, bir kültürün adı. 70’lerde Bronx’ın güneyinde doğan ve başlarda dört temel direği bulunan bir kültür. DJ’lik, MC’lik, grafitti ve breakdance. “Bol kıyafetler giyip, zincir kolye takıp kafalarının üstünde dönen dansçılardı” dediği dans bu dev kültürün sadece tek bir ayağı… Sonradan, özellikle hip-hop’un Afromerkezci açılımıyla başka dans tarzlarını, Afrika kıtasından esinlenen motifleri de içine kattı hip-hop. Ama bunlar şimdilik ayrıntı…
• Devam edelim… “Bana hip-hop’un görmediğim bir yüzünü gösterdi” diyor Sayın izlediği Fransız hip-hop dans topluluğu hakkında. “Öncelikle çok sade giyinmişlerdi, beyaz gömlek ve siyah pantolon…” Artık ana akım bir kültür olan hip-hop homojen değil. Kanye West ve ekibi Los Angeles’ın Yahudi sokağı Rosewood’daki Ortodokslardan esinlenip bir ara sadece siyah takım elbise, beyaz gömlek, siyah kravat takmaya başlamışlardı mesela… Birçok rap yıldızı zaten stil öncüsü, kimilerinin kendi markaları da var. (Yeezy, Sean John gibi.) Ama hepsi “aynı” giyinmiyor. J.Cole gibi özellikle gösterişli kıyafetlerden sakınanlar da var.
• Peki en can alıcı kısmı? “Sekiz gencin Fransız olup da farklı etnik kökenlerden gelmesi de dansın birleştirici ve özgür yapısını çok güzel gösterdi” diyor Sayın… Hip-hop bir muhalefet şekli ve dilidir, Fransa’daki hip-hop dansçılarının mesajları üzerine akademik çalışmalar var. Bu bir yan unsur değil, gösterinin asıl merkezi. ABD’de siyahlar olmasa hip-hop olmazdı, Fransa’da da göçmenler olmasa… Birleştirici unsur dans değil, göçmenler.

Geçtiğimiz günlerde rap yıldızı Kendrick Lamar “DAMN.” albümüyle Pulitzer ödülü aldı. (Bu albümle ilgili Habertürk arşivinde detaylı bir yazıma ulaşabilirsiniz.) Dünyanın en büyük gazetecilik ödülünü veren komite müzik dalında ilk kez bir rap albümünü seçtiyse bizim gazetecilerin de biraz daha titiz yaklaşmasının zamanı geldi…