Ahu Sungur: 'Bu adamla asla olmaz' dedim ama 6 ay sonra evlendik!

"O GÜN GERÇEKTEN İÇİMDEN SÖYLEDİM, OYUNCU OLDUM"

22 yaşında Devekuşu Kabare ile oyunculuğa adım atan Suat Sungur, sanat yolculuğunu şöyle anlattı:

Deve Kuşu Kabare İzmir'e geldiğinde her oyunlarını izlerdim ama oyunlarının sonlarını pek göremezdim. Karşıyaka'da oturduğum için son otobüs saatine yetişmem gerekirdi. Zeki (Alasya) ve Metin (Akpınar) Ağabeyleri alkışlayamadım. Sonra İstanbul'a konservatuvara geldim. Ama yer bulmakta zorlanırdık. 'İnsanlığın Lüzumu Yok' oyununu izleyemedim. O dönem sinirledim, 'En sonunda ben buraya oyuncu olarak gireceğim' dedim. Okulda Müjdat Gezen de hocamız. Kandemir Konduk bir gün aradı beni. 'Hayırlı olsun Deve Kuşu'na girdin' dedi. Müjdat Gezen de tavsiye etmiş. Bir öğrenci için muhteşem bir şey. Müjdat Gezen pek çok kişinin hayatına dokunmuştur. Eski ustaların deyimiyle herkese el verdi. 'En sonunda ben buraya oyuncu olarak gireceğim derken' gerçekten içten söyledim.

"BU ADAMLA 'ASLA OLMAZ' DEDİM, 6 AY SONRA EVLENDİK"

Tanışma hikayelerinden de bahseden Ahu Sungur, "Aynı tiyatronun çocuk oyunlarında oynuyordum. Enver (Aysever) bir kanalla anlaştı. Çocuk programı hazırladı sunuculuğunu da ben üstlendim. İlk canlı yayına da Suat geldi. Sonra reklam arasında Suat, 'ilk canlı yayınınız galiba' dedi. 'Evet, nereden anladınız?' dedim. 'Çünkü nerede duracağınızı bilmiyorsunuz' yanıtı verdi. Çok kırıldım. Program bitti yayın koordinatörü arkadaşım dedi ki; Suat Bey gözünü senden ayırmıyor. Sonra bir baktım o kadar kaba geldi ki... 'Bu dünyada bir ben, bir de bu adam kalsa olmaz asla' dedim... 6 ay sonra evlendik... Ertesi gün kanala geldi. Sultanahmet'e gidip tütsü almış. Adama demiş ki; Birine götüreceğim bana güzel bir koku ver... Adam da; 'al bunu aşık olmazsa neyim' demiş... Fatih Bey o kadar kötü kokuyordu ki... Ben de asosyal insanım. Araya birilerini sokmuş görüşmek için. Bir arkadaşım çağırdı yanına bir baktım yanında Suat. İki gün sonra Kukla Festivali vardı. Bir baktım bi çocuğu indiriyor, bir çocuğu omuzuna alıyor. O gün şefkatinden etkilendim ve şans verdim." ifadelerini kullandı.

"SEYİRCİ NEYE ALIŞMIŞSA ONU İSTİYOR"

Karakter geçişlerinin seyirciler için zor olduğunu belirten Ahu Sungur, "Seyirci neye alışmışsa onu istiyor. Sektör de öyle. Bana hep zengin, havalı roller geliyor. Alıştım... Pavyon kadınını da oynadım en son. Kendimi kambur yaptım, ters botoks attırdım yüzüme o kadını canlandırabilmek için. Ama çok kısa sürdü o karakter. Üzüldüm." dedi.

Eskisi kadar tiyatro oyununun olmadığını belirten Suat Sungur, "Bakış açısı ve yaşam biçimleri değişti. Yine de tiyatro seyircisi var ama eski gibi her hafta gitmek gibi kültüre dönüşmedi." diye konuştu.

"ÇOK İYİ PARALAR KAZANMIYORUZ, EK İŞ YAPMAMIZ GEREKİYOR"

Kadın Futbol Milli Takımı Kaptanı ve Beşiktaş'ta top koşturan Didem Karagenç, "Galatasaray, Fenerbahçe karşısında farklı bir yenilgi aldı ama yeni oluşuyor ligimiz. Beşiktaş 8-9 yıldır bu işin içinde. Kadın takımların da küçük yaş grupları var." ifadelerini kullandı.

Çok küçük yaşlarda futbola başladığını dile getiren Karagenç, "Okul takımında babam özel bir izin aldı bana. Erkeklerle oynadım, kornerden gol attım. Çok iyi paralar kazanamıyoruz. Spor eğitimi aldım aynı zamanda beden eğitimi öğretmeniyim. Kadın futbolcuların ek bir iş yapması gerekiyor." dedi.

"MUHTEŞEM BİR COĞRAFYANIN FAKİR MİRAS YEDİLERİ GİBİYİZ"

Anadolu Halk Mutfakları Dernek Başkanı Adnan Şahin, "Ürünün kalitesi çok önemli. Bu konuda daha titiz olmak gerekiyor. Anadolu'yu iyi tanımamız lazım. 47 yıl Anadolu'da yaşadım. Reçeteleri bulmaya çalıştım. Muhteşem bir coğrafyanın çok fakir miras yedileri gibiyiz. Bu coğrafyanın hakkını veremiyoruz. Niye böyle bilmiyorum. Doğu bizi Avrupalı, Avrupalı bizi doğulu görüyor, böyle bir arada kalmışız gibi. Doğunun kaldıraç olduğunu görüyorum ama nedense Doğu kendisini ifade edemiyor. Özgün bir mutfaktan bahsediyorsak, Orta Anadolu ve Orta Karadeniz diyebiliriz. Adana'da 24 saat yemek yendiğine şahit oluyorum. Her şehrin çok özel bir yemeği var." diye konuştu.

"İNŞAAT İŞLERİ AZALDI SAHNEYE DAHA ÇOK ÇIKIYORUM"

İnşaat mühendisi ve aynı zamanda mimar olan müzisyen Selen Beytekin, "Pandemiden bu yana inşaat işleri azaldı. Daha çok sahne alıyorum. Jazz festivallerinde ve önümüzdeki günlerde Fatih Erkoç ile şarkı söyleyeceğiz." dedi. Jazz dinleyerek büyüdüğünü belirten Beytekin, "Jazz çok güzel bir müzik, o kültürü bilmek lazım. Türkçe pek şarkı dinlemiyordum. Ben melankoli sevmiyorum. Jazz'ı ilk kez dinleyenler muhakkak beğeniyor." ifadelerini kullandı. Jazz müzisyenlerinin para kazanabildiğini de söyleyen Beytekin, "Önemli olan işinizi iyi yapın." diye konuştu.