Nurgül Yeşilçay: Eserimin dünyada örneği yok!
'Fatih Altaylı ile Bire Bir'in bu haftaki konukları, oyuncu Nurgül Yeşilçay, sanat danışmanı Maya Portakal, seslendirme sanatçısı Harun Can ve Psikolog Dr. Mehmet Şakiroğlu oldu. NFT olarak satışa çıkaracağı bir dijiroman hazırladığını söyleyen Yeşilçay, "Eserimin dünyada örneği yok." dedi. Fotoğrafın gücüne sinemadan daha çok inandığını belirten ünlü oyuncu, "İki fotoğrafçı arkadaşımızla çalıştım. Ben konsepti ve prodüksiyonu geliştirdim, 7 bölümlük bir hikaye ortaya çıkardık. Kasım ayında satışta olacak." diye konuştu. Mehmet Şakiroğlu ise, Netflix'in gündem olan dizisi Squid Game hakkında, "Bir kurgu olan Squid Game'den bizim gençlerimizin çok olumsuz etkileneceğini düşünmüyorum. Hayatta, bu diziye kadar olumsuz etkilenecek o kadar çok şey var ki." dedi. Sanat galerileri ile sanatçıların arasındaki kazanç ilişkisine değinen Maya Portakal, "Sanatçı ve galerici çeşitli yüzdelerle küçük ortaklıklar yaratıyorlar. Tüm dünyada böyle. Galeri daha güçlü ise onun yüzdesi daha yüksek olabiliyor. Sanatçı için de bu geçerli." ifadelerini kullanırken, Harun Can ise seslendirme konusunda Türkiye'nin en iyi ülkeler arasında yer aldığını belirtti
'Fatih Altaylı ile Bire Bir', renkli konuklar ve keyifli sohbetlerle Bloomberg HT'de ekran yolculuğuna devam ediyor. Altaylı, bu haftaki programında, oyuncu Nurgül Yeşilçay, sanat danışmanı Maya Portakal, seslendirme sanatçısı Harun Can ve Psikolog Dr. Mehmet Şakiroğlu'nu konuk etti.
"DİZİDE OYNUYORSAN ÖZEL HAYATIN KALMIYOR"
Türk televizyonlarına damga vuran Asmalı Konak dizisiyle şöhreti yakalayan Nurgül Yeşilçay, "O dönem Asmalı Konak 60, İkinci Bahar ise 45 dakikalık dizilerdi. Şimdi diziler yaklaşık 3 saat ve bu şartlarda çalışmak çok zor. Eğer dizide oynuyorsan hiçbir özel hayatın kalmıyor. Ben sanatın her dalının çok seviyorum. Resim yapıyorum, fotoğrafla ilgileniyorum, sergileri ve tiyatroyu da seviyorum. Sanat bir bütün, yani bunun hepsini severken ve bu kadar yüksekken 150 dakikalık bir şey yapmak sadece hayatının oraya adadığın bir şey oluyor, tabi bu da yorucu. Oyunculuk keyif alınan bir şey, git gide keyif almamaya başlıyoruz." ifadelerini kullandı.
"SİNEMA VE REKLAM SEKTÖRÜ DİZİYE KAYDI"
Sinema ve diziyi kıyaslayan Yeşilçay, "Biz bütün dünyaya dizi satmaya başladık. Ben hatta 2017 dünya dizi ihracat şampiyonu oldum. Çok arkadaşımız da var benim gibi, her sene birileri oluyor. Böyle olunca sinema ve reklam sektörü daha çok diziye girmek istedi. Dizi artık sadece ana kanallarda değil, dijital platformlarda da olduğu için daha karışık gidiyor şu anda. Eskiden daha bir ayrım vardı." dedi.
Nurgül YeşilçaySİNEMA FİLMİNDE ROL ALACAK
Yeni bir sinema filminde rol almaya hazırlanan ünlü oyuncu, "Pandemide sinema filmi riskli ama yapım şirketi Koreli, bütün dünyada ve Türkiye'de de salonları var. Sinemayı canlandırmak istiyorlar." ifadelerini kullandı.
"BİR ÇOCUK BANA YETTİ"
Cem Özer ile evliliğinden dünyaya gelen oğlu Osman Nejat hakkında da konuşan Yeşilçay, "İngiltere'de sanat okuyor. Oyunculuk, yönetmenlik ve fotoğraf üzerine eğitim alıyor. Pandemi dönemini birlikte geçirdik. 13 yaşındayken İngiltere'ye gitti. Bir çocuk bana yetti. Osman Nejat, kardeş de istemişti bir dönem ama artık istemiyor." diye konuştu.
Nurgül Yeşilçay'ın oğlu Osman Nejat 16 yaşında"KÜLTÜR ÇATIŞMASI YAŞIYORUZ"
Yeşilçay, "Z kuşağı hikayesine ben çok inanmıyorum. Şu an bence biz kültür çatışması yaşıyoruz. Osman Nejat da sanat okuduğu için bizim için daha kolay oluyor ama zaman zaman dijital olarak bir kuşak çatışması yaşıyoruz. O yönetmen olacak. Evrensel bir başarı peşinde koşmasını isterim. Ben hayal kurmayı Nejat ile yeniden öğrendim." dedi.
"DÜĞÜN İŞİNE GİRMEK İSTEMİYORUM"
Yönetmen Necati Kocabay ile aşk yaşayan Yeşilçay evlilik sorularına ise, "Ben evlilik bağımlısı değilim. İlişkimiz çok güzel gidiyor. Arkadaşlarımız büyük bir düğün istiyor. Ben de düğün işine girmek istemiyorum. Benim vaktim yok." yanıtını verdi.
Nurgül Yeşilçay, yaklaşık 3 yıldır Necati Kocabay ile aşk yaşıyor"ESERİMİN DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK"
NFT olarak satışa çıkaracağı bir dijiroman hazırladığını söyleyen Yeşilçay, "Birileri tweet'ini, birileri kahkahasını satıyor. Çok ilgilenmedim başta açıkçası. Sonra Tarık Tolunay ve Refik Anadol resimlerini satınca, merak ettim araştırdım. Galerilerde emek harcayan kişi para kazanamıyor, aradaki aracı kurumlar para kazanıyor. Beni asıl çeken tarafı ben sanat eseri oluşturmaktı. Ben de bir hikayeyi fotoroman tekniğiyle anlatabiliriz dedim. İki fotoğrafçı arkadaşımızla çalıştım. Ben konsepti ve prodüksiyonu geliştirdim, üzerinde oynadık. Kasım ayında satışa çıkaracağız. 7 bölümlük bir fotoroman. Bölümler birbiriyle bağlantılı. Her bölümün de kendi içerisinde hikayesi var. Bölüm bölüm satışa çıkaracağız. 50 kişi falan satın alsın istiyorum. Açık artırmaya çıkarmayacağım, bir fiyat belirledik. Dünyada bunun örneği yok. Fotoroman var ama dijiroman olarak yok. Fotoğrafın gücüne sinemadan daha çok inanıyorum." dedi.
"İNSANLAR PANDEMİ DE DURMADI"
Psikolog Dr. Mehmet Şakiroğlu ise, "İnsanlar pandemi döneminde yine duramadı. Meslektaşlarımız da en çok bu hatayı yaptı; Evde üretin, bir yabancı dil daha öğrenin, mutfağa girince kendinize cevizli bir ekmek yapın. Pandeminin bize vereceği en büyük armağan iç sesimizi duyup onunla barışmak olurdu. Bizim iç sesimizi asla duymamamız üzerine tasarlanmış bir oyalayıcı dünya içerisindeyiz." şeklinde konuştu.
Mehmet ŞakiroğluŞakiroğlu, olumsuzluk karşısındaki davranışlara da değinerek, "Olumsuzluklar içinde öfkelenmezsen değiştirme gücünü de bulamıyorsun. Aslında öfke tam bir değiştirici, dönüştürücü ve haksızlığa uğradığın zaman engeli aşmanı sağlıyor. Ama biz hep öfkeyi suçluyoruz ama problem davranış. Biz öfkeyi üretime dönüştüremiyoruz sonra şiddetle saldırganlık ortaya çıkıyor." ifadelerini kullandı.
"TRAVMATİK OLAY STRESİ ARTIRIYOR"
Şakiroğlu, Fatih Altaylı'nın, "Türkiye'de yaşayıp da sağlıklı bir ruh haline sahip olmak mümkün?" sorusuna, "Norveç'teki birinin travmatik bir olayla karşılaşma oranı %60, Türkiye'de ise %100. Travmatik olay sayısı arttıkça yaşadığımız stres de artıyor. Çünkü çivi çiviyi sökmüyor." dedi.
"ARZUNUN DERDİNİ YAŞIYORUZ"
Sosyal medyanın mutluluk üzerindeki etkisi hakkında da konuşan Şakiroğlu, "Instagram'a maruz kalma süreniz belli bir sürenin üzerine çıktığınızda kendinizle ilgilenmemiş oluyorsunuz. İnsanların yaşadığı muhteşem deneyimleri senin yaşamıyor olmanla ilgili bir tedirginlik ortaya çıkıyor. Çünkü insanlar balayında, yaş gününde, muhteşem bir yerde, o sırada sen televizyon başındayken patates cipsi yiyorsan, bu yaşantı diğerleri kadar müthiş keyif verici olmuyor. Mutsuzluk bizim tanımladığımız mutsuzluk değil. 'Her şeyim var yine de mutsuzum' diyenler var. Aslında çünkü sen bir şey kaybetmedin. Mutsuzluk bir şey kaybettiğinde ortaya çıkan bir duygudur ve işlevseldir. Bizdeki mutsuzluk, sende var olanın, ben de olmadığı için yaşanan duyguyu mutsuzluk zannediyoruz. Arzunun derdini yaşıyoruz. Mutluluk yoksunluğu bu. Instagram'ın da mutsuz etme sebebi bu." ifadelerini kullandı.
"BİZİM GENÇLERİMİZ SQUID GAME'DEN ETKİLENMEZ"
Şakiroğlu, Netflix'in çok konuşulan dizisi Squid Game hakkında ise, "Bilinç altı mesaj çabası var mı bilmiyorum açıkçası. Bunu söylediğimizde birileri çok kızıyor ve diyor ki 'küreselciler' diye kızılan bir şey var 'bunu nasıl görmezsin' diyorlar. Gençleri bilen biri olarak diyorum ki; Squid Game'den bizim gençlerimizin çok olumsuz etkilenmesi mümkün değil. Çünkü olumsuz etkilenecek o kadar çok şey var ki. Bu bir kurgu yani." dedi.
Squid Game, Netflix'in tüm zamanlar içerisinde en çok izlenen dizisi"KİM GÜÇLÜYSE YÜZDESİ FAZLA OLUYOR"
Sanat danışmanı Maya Portakal, Yeşilçay'ın "Galerilerde emek harcayan kişi para kazanamıyor, aradaki aracı kurumlar para kazanıyor." sözleri üzerine, "Sanatçıların paralarını almak hepimiz için tabi çok çok uzak." ifadelerini kullandı. Portakal, "Sanatçı ve galerici çeşitli yüzdelerle küçük ortaklıklar yaratıyorlar. Tüm dünyada böyle. Galeri daha güçlü ise onun yüzdesi daha yüksek olabiliyor. Sanatçı için de bu geçerli." dedi.
NFT hakkında da konuşan Portakal, "NFT'nin şu kısmı heyecan verici. Sanatçının fikrine sahip olmak bence çok kıymetli. Yaratılan meselenin sahibi olmak ve onu elle tutmak şart değil, fikrin sahibi olmak bu aslında kavramsal sanata gibi noktalara da gidilebilir buradan." ifadelerini kullandı.
"SESLENDİRMEDE EN İYİ ÜLKELERDEN BİRİYİZ"
Deadpool ve Spiderman gibi karakterleri seslendiren Harun Can ise, "Sosyal medyadaki varlığım tamamen insanlara iyi hissettirmek üzerine kurulu. Kendim de iyi hissetmek istiyorum." dedi.
Harun Can"SİNEMA HAKKINDA DA FİKİR SAHİBİ OLMAK ZORUNDASIN"
Ses rolüne hazırlanmak diye bir şeyin olmadığını belirten Can, "İş o kadar hızlı akıyor ki, normalde bir oyuncunun prova zamanı var ama bizim yok. O yüzden bu mesleğin ciddi bir oyunculuk altyapısının üzerine inşa edilmesi gerekiyor. Bizim işimizde ben stüdyoya gittiğimde ne konuşacağımı bilmiyorum, filmi ve karakteri de çoğu zaman bilmiyorum. Son 15 yıldır tabi bu durum değişti. Sinema hakkında da fikir sahibi olmak zorundasın. Mesela görüntü yönetmeni neden öyle bir kadraj seçmiş, bunu bilmek lazım. Geçmişte yapılan harikulade işler var, şu anda da yapılıyor. Biz bu işi dünyada en iyi yapan ülkelerden biriyiz." diye konuştu.