Haftanın dikkat çekenleri
Bülent Ersoy, Nihat Doğan, Onur Seyit Yaran, Gökhan Özen ve Çağla Şıkel'in paylaşımları haftanın en çok konuşulan konuları arasında yer aldı. Kimi taciz ve tehdit suçlamasıyla karşı karşıya kaldı, kimi de ilginç mezar vasiyetiyle... Hepsi, detaylarıyla 'Panorama'da
BÜLENT ERSOY
MEZARLIK VASİYETİNİN DETAYLARI
Daha önce gerçek kürk tercihleriyle tepki çeken ve açıklamalarıyla dikkatleri üzerine toplayan Bülent Ersoy, bu kez bambaşka bir konu ile adını gündemin ilk sıralarına taşıdı.
Bülent Ersoy, 2020'de hayatını kaybeden annesi Necla Poyraz'a yazdığı bir mektupla adından söz ettirdi. Ersoy'un annesi Necla Poyraz'a yazdığı mektupta içişleri eski bakanı Süleyman Soylu detayı dikkat çekti.
Mezarı için bir dizi vasiyette de bulunan Bülent Ersoy, mektubunda şu cümlelere yer verdi: Annem, merhaba. Bugün Anneler Günü. Senin günün. Ama aslında her gün, her saat, her dakika, her saniye ve her salisem senin hayalin ve de seni anarak geçirdiğim tüm zamanlarım senin günün benim için. Telefonun hâlâ telefonumda kayıtlı duruyor.
Biliyor musun seni yüce Hakk'ın rahmetine ve ebedi istirahatgâhına ellerimle tevdi ettikten sonra senden ayrı kaldığım ilk zamanlarımda alışkanlıkla hep senin telefonunu arayıp seninle mutad yapmış olduğumuz her günkü konuşmalarımızı sürdürmek üzere kendi telefonuma gitti ellerim. Ama ama ama şarkıdaki gibi gönlüm kırık, gözüm yaşlı, dudağımda hıçkırık oldu hep anam...
Bu arada bilmem hissettin mi bilemiyorum ama mezarını senin şahsına münhasır ayrıcalıklı bir stilde, sana özel çizdirtip öyle kreatif bir mezar yaptırdım ki tam sana yakışır, çok çok şık, çok çok zarif oldu tüm görüntüsü vallahi anacığım... Hem de bil bakalım hangi renkleri kullandırttım mezar mermerlerinde... Hı? Tabii ki de renklerin en asili senin âşık olduğun, senin Beşiktaş'ının renkleri siyah ve beyaz renklerde yaptırdım mezar taşlarını da ve hem şekli, hem renkleri, hem de konumu itibarıyla fevkaladenin fevkinin de fevkinde bir görüntü oluştu...
Laf aramızda aslında sen onları pek sevmezdin. Çünkü sen koyu bir zihniyetle ödün vermeksizin Sayın İsmet İnönü Paşa ve Sayın Bülent Ecevit yani nam-ı değer Karaoğlan taraftarı idin yâ hâni... Ama yüce Allah'ın hikmetinden sual olunmaz misali Zincirlikuyu Mezarlığı'nın o en nadide bölümünde tam Zincirlikuyu Camii'nin karşısındaki o mezar yerini sana 10 dakika içerisinde kim buldu dersin? Eski İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu Beyefendi...
Şimdi ne olur bana kızma ama ben o insana ömrümün son nefesime kadar nasıl duacı olmayayım anneciğim yaaa... Aslında beni bilirsin... Ben de aynen senin gibi kuyruğu her zaman hep dik, Yüce Allah'ımdan başka hiçbir kimseden hiçbir şey talep etmeyen, etek öpmeyen, burnum düşse burnumu düştüğü yerden almayan ve hiç kimsenin önünde diz çöküp de eğilmeyen, senin çocuğun aynen... Ama konu kendim değil, kendi menfaatlerim değil, konu sendin anneciğim... Allah'ım yüzden gözden düşürmesin, 52 yıldır vermiş olduğum mesleki emeklerimin karşılığında elde etmiş olduğum saygınlığım daim olsun, ne mutlu bana ki açtığım o telefon cevapsız bırakılmadı, o yüzden hem mutlu, hem gururlu, hem de gerek şahsım gerekse senin adına çok huzurlu olmuştum o talebim acil cevaplandı ve oluşturuldu diye, o zaman işte onun içindir ki o insana hem vefa borçlu hem de müteşekkirim son nefesime kadar işte anneciğim.
Bu arada Haluk (Şentürk) da inanır mısın benden çok daha çok ilgileniyor seninle... Biraz sonra resmini atacak olduğum senin o mezar taşlarının temizliğinden tut da üzerindeki çiçeklerinin devamlı değişmesi falan her şeyinle nasıl ilgileniyor sana anlatamam, sanki kendi anasıymışsın gibi... Allah ondan da razı olsun, inşallah onun için Haluk'a ben de vasiyet ettim ve 'Bana bak beni de sen gömeceksin, aman ha mezarım çok şık olsun, çok çok temiz olsun ve her gün çamaşır sularıyla yıkanıp temizlensin, çiçeklerim hep taze konsun, üzerime konan çiçekler ve hepsinden de önemlisi sürekli dualar okuttur bana en güzel sesli hocalarla' diye ona da vasiyet ettim... Anne senin mezar yerin de tam Zincirlikuyu Mezarlık Camii ile karşı karşıya ne mutlu sana ki tüm vakit namazları kılınmadan önceki okunan o ezan sesleriyle ne kadar huzurlusundur inşallah! Aslında sen namaz kılmaz, oruç tutmazdın ama sadece mübarek Ramazan ayında değil senelerin çoğunlukla neredeyse tüm günleri fakire, garibana açıktı senin sofran ve de çantan...
Yedirmeyi, içirmeyi, yardım etmeyi, yardımcı olmayı çok severdin... Kapına hep çocuklar gelir sana 'Necla anneanne' derdi ve sen hiçbir zaman boş geri çevirmezdin o minnoşları ve gelen tüm insanları... Dilerim ki yüce Allah'ım da hayırlara vesile kılsın dergah-ı izzetinde senin bu hayırlarını inşallah anam benim... Aslında daha çok şeyler var gönülde yazmak istediğim, seninle konuşmak istediğim ama ağlamaktan yazamıyorum çünkü harfleri tam göremiyorum, yanlış bir kelime yazarım diye de çok dikkat ediyorum, çünkü sen Türkçeyi çok iyi bilerek çok dikkatli ve hakkını vererek kullanırdın annem. Beni bağışla, bana hakkını helal et, çünkü musikinin dışında belki sana tam lâyık bir evlat olamadım ama sen yaşarken sevgi ve şefkatinle hep korudun, kolladın ve de sırtımdaki koruyucu çelik bir yelek oldun bana her zaman, her yerde, herkese karşı. Ve dünyaya gelişimdeki durumumu hiç mi hiç yüzüme vurmadın. Ki sen de benim kadar tüm gerçekleri bildiğin hâlde canım annem. Mekânın cennet, ruhun şâd, Anneler Günün kutlu olsun canım anneciğim.
NİHAT DOĞAN'IN TELEFONUNDAN ÇIKANLAR
"BİRÇOK KADINLA İLİŞKİSİ VAR"
İki yıl önce evlenen, Badıkan adında bir çocukları olan Nihat Doğan ile İranlı eşi Arzu Doğan boşanma kararı gündem oldu. Aslında gündem olan boşanma kararı değil, nedeni... Basına yansıyan ayrılık haberinin ardından Arzu Doğan (Arezoo Gharlar), "Evet, doğru. Nihat Doğan ile boşanıyoruz ve nedeni hakkında açıklama yapmak istemiyorum. Aramızdaki hikâye sonlandı. Herkesin yolu açık olsun" demişti.
Tüm bunların ardından gerçek ortaya çıktı. Yeni bir açıklamada bulunan Arzu Doğan, eşini ihanetle suçladı ve şu ifadeleri kullandı: Dört yıl ilişkimiz oldu. İki yıl sevgiliydik aile kurmayı istedik. Nihat Doğan hep çocuk istedi, sonra evlenme kararı aldık. Evlendikten sonra çok şeyler ortaya çıkmaya başladı. Her şey ters olmaya başladı. Yuvamı kurtarmak için sürekli kendimi kandırıyordum ama bir süre sonra çok şeylerden şüphelenmeye başladım. Eşimin telefonunu alıp, araştırmaya başladım, hiç beklenmediğim şeyler gördüm. Birçok kadınla ilişkisi var. Ve bu ilişkiyi sonlandırma kararı aldım.
Nihat Doğan ise söz konusu olan açıklamaya herhangi bir karşılık vermedi.
Belki de telefonunda fena mesajlar vardı...
ABLASININ ONUR SEYİT YARAN'A ETTİĞİ
Böylesi görülmedi...
Oyuncu Onur Seyit Yaran'ın ablası, gözyaşları içerisinde dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
29 yaşındaki oyuncunun öz ablası, kardeşinin kendisine, eşine ve anne babasına psikolojik taciz uyguladığını ileri sürdü.
"Günlerdir kardeşim tarafından tacize uğruyorum. Sürekli bizi tehdit ediyor" diyen Onur Seyit Yaran'ın ablası, gözyaşları içinde "Senin doğmamış çocuğunu, kocanı … diyerek küfürler ediyor, silahlar gösteriyor bize, 'Sizi öldürürüm' diyor" açıklamasında bulundu.
Ardından; "Benim veya kocamın başına bir iş gelirse sorumlusu Onur Seyit Yaran'dır, kamuoyuna sesleniyorum" diye bağıran abla, kısa bir süre sonra sosyal medyada gündem olan söz konusu iddiaları yalanlayıp özür diledi.
Sosyal medya hesabından özür dilediği bir video yayımlayan öz abla, şu ifadeleri kullandı: Kardeşimle olan tartışmamızı büyütüp buraya yansıttığım ve yanlış anlaşılmaya sebebiyet verdiğim için herkesten özür dilerim. Sanırım ben kardeşimin bu kadar ünlü olduğunun da farkında değilmişim. Sonuçta o benim hâlâ küçük kardeşim. Hiç beklemediğim kadar tepki geldi. Her abla - kardeş arasında olabilecek bir tartışmayı aşırı duygusal tepki vererek ve olayları çarpıtarak anlattım. Tekrardan çok üzgünüm. Boş yere zamanınızı aldım, sevgiler.
Ablasının açıklamalarının ardından konuyla ilgili açıklamada bulunan Onur Seyit Yaran ise "Ablam psikolojik depresyon tedavisi sürecinde. Bu yüzden ona karşı bir hukuksal tepkim olmayacak. Bu konuda anlayışlarınızı bekler, anlayışınız için teşekkür ederim" ifadelerini kullanmakla yetindi.
Doğrusu tüm olanları göz önünde bulundurursak Onur Seyit Yaran'ın yerinde başka biri olsa muhtemelen ablasının karşısına dev bir avukat ordusuyla çıkması muhtemeldi.
Sonuç olarak, ablasının açıklamaları; akıllara, sosyal medya kullanımı için ehliyetin gerekli olduğunu düşünenleri getirdi.
GÖKHAN ÖZEN
TAM DA ÖZEN'LİK BİR AÇIKLAMA
Gökhan Özen, yaklaşık 7 yıl ABD'de gözlerden uzak bir hayat sürdükten sonra soluğu yeniden Türkiye'de almıştı.
Son dönemde yüzündeki değişimle de konuşulan şarkıcı, son röportajında ise seks diyetine girdiğini söylemişti.
"Çapkındım. Belli bir noktadan sonra hiç çapkın olmadığımı gördüm. Hatta bu yedi sene içerisinde iki kere seks diyeti yaptım" diyen Gökhan Özen, bu diyetlerden birinin aylarca birinin de bir yıldan fazla sürdüğünü ifade etmişti.
Bu sözleri sosyal medyada gündem olunca 44 yaşındaki şarkıcı, açıklamada bulunarak şu ifadeleri kullandı: Bir "Seks diyeti" dedim baktım ortalık karışmış. Beni izleyen, beni takip eden belki de örnek olan genç arkadaşlarım için konuyu tekrardan açıklıyorum. Çapkındım, son yıllarda çapkın değilim.
O kadar çapkın değilim ki ABD gibi Los Angeles gibi bir yerde senenin 10 ayı herkesin mayolarla bikinilerle dolaştığı bir ortamda kendi kararımla seks hayatıma ara verdim yani bir seks diyeti yaptım.
Bunu yapmamda iki sebebim vardı. birincisi; nefsime hâkim olmak. Dediğim gibi ortam ütopik bir ortam sağlıklı bir insan olarak da aklımız her şeye kayabiliyor. Ben de istedim ki böyle bir ortamda arzularıma isteklerime hâkim olmak.
İkincisi ise motivasyonumu enerjimi belki uykumu, duygumu, vaktimi bu tarz şeylere değil de işlerime kanalize edersem daha başarılı olacağımı hissettim. Bunu yapan NBA starları olduğunu da öğrendim. Faydasını da gördüm ama bu sürekli yapılacak bir şey değil.
ÇAĞLA ŞIKEL
YAPAY ZEKÂ DOLANDIRICILARA HİZMET EDERSE
Son dönemde birçok kişiyi heyecanlandırdığı kadar korkutan gelişmelerden biri de yapay zekâ. Birçok alanda pratik bir çalışmayı vaad etse de yapay zekâ aynı zamanda dolandırıcılar ve sahtekârlara da kazanç kapısı sağlıyor. Çağla Şıkel de bu durumun mağdurlarından...
Çağla Şıkel, sosyal medya hesabından yayımladığı bir mesaj ile yapay zekâyla kendisinin görüntüsünü oluşturup zayıflama ilacı satan dolandırıcılara karşı uyarıda bulundu.
Çağla Şıkel, kendisinin ses ve görüntüsünün yapay zekâyla taklit edilerek yapılan zayıflama ilaçlarının reklam ve satışıyla bir ilgisi olmadığını söyledi.
45 yaşındaki Çağla Şıkel; "Yapay zekâyla benim görüntümü ve sesimi kullanarak; 'Şu ilaç için 2 ayda 20 kilo verirsiniz' diyerek ilacı satmaya çalışan dolandırıcılar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz. Beni tanıyan zaten böyle bir ilacın reklamını yapmayacağımı bilir. Tanımayanlar için uyarmak istedim" notunu paylaşarak takipçilerini uyardı.